Afganistan Doğumlu olan ve Özbekistan asılı Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Nurettin Hatunoğlu "Nevruz ve Türk Dünyası" konulu konferansta yaptığı konuşmada, "Nevruz, kültür açısından bizim karşılaştığımız en büyük sorunlardan biridir" dedi.
Nevruz Bayramı Kutlamaları çerçevesinde Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Nurettin Hatunoğlu tarafından Tahir Karauğuz Konferans Salonu'nda "Nevruz ve Türk Dünyası" konulu konferans verildi.
Salona ismi verilen Tahsin Karauğuz'un Ergenekon destanını anlatan şiir ile konuşmasına başlayan Özbek öğretim üyesi Hatunoğlu, son yıllarda Nevruz denilince akla kargaşa, kavga ve dövüş geldiğini ifade etti.
Nevruz'un resmi bir bayram olmasına rağmen Milli ve Dini bayramlar arasına sıkıştığını belirten Hatunoğlu, günümüzdeki sıkıntıların sebebini ise şöyle anlattı:
"Resmi Bayram olan Nevruz, söylenince kargaşa, kavga dövüş, sağda solda camların kırılması, özellikle kolluk kuvvetlerimizin fazla mesaisi akla gelmektedir. Bu bayram, tahmin ettiğiniz gibi Nevruz'dur.
Hem ismi bayram, hem de bayramla bağdaşmayan bir yansıması var. Bunun sıkıntısı, Nevruz'un tarihsel süreci ile ilgili. Dini ve milli bayramlar diye bir sınıflama yaptığımızda, resmi bayramlar milli bayramlar, diğer bayramları da dini bayramlar olarak adlandırılıyor. Biz Nevruz'u bu bayramlar arasında bir yere koyamamışız. Şuan ki Anadolu coğrafyası için konuşuyorum. Tabi Nevruz, farklı amaçlar için kullan insanlar tarafından Anadolu insanın zihninde biraz farklı bir yansıma yapmasına sebep olmuş. Bunu sebebi, Nevruz'u toplum içerisinde bir yere koyamamış olmamızdır." Sovyetler Birliği'nin yıkılmasının ardından diğer Türk Devletleri'ni tanıyan Türkiye'nin de, 1990'lı yılların ardından Nevruz geleneğini milli ve dini bayramlar arasına koymaya çalıştığını vurgulayan Hatunoğlu, bu nedenle başlayan sancılı dönemlerinin sürdüğünü ifade etti.
Nevruz'un Türk, Kürt yada İran bayramı olduğu yönündeki tartışmalara değinen Hatunoğlu, özellikle İran ile ilgili tartışmaların ve görüş ayrılıkların çok ciddi boyutta olduğunu belirtti. Nevruz'u kültürel değil, medeni değer olarak görülmesini isteyen Hatunoğlu, "Ben bu açıdan bakmıyorum. Bir işin ucunda, birlik, beraberlik, kardeşlik, bayram olgusu varsa, 'benim, senin' diye bir şey söz konusu olamaz. Buna kültürel değerden ziyade medeni değerden bakmak gerekir. Kültürel değerden baktığımızda, bir millete ait olmuş olabilir. Ama uygulamaya baktığımız zaman, medeni değerden bakmak lazım. Birden çok kültürün ve milletin ortak değeri olarak görmek lazım. 30 ile 50 derece Kuzey enlemlerinde yaşayan hemen hemen tüm toplumlarda, bu bayram görülür. Bu kültürel bir değer eğer, siz kutlarsanız, sizin bayramınızdır. Kutlamazsanız, sizin bayramınız değildir. Bu kadar basit, kültürel değerleri günlük hayatınızda ne kadar yaşıyorsanız, o kadar sizindir" dedi.
GÜNEYDOĞU7DA NEVRUZ KUTLAMALARI
Nevruz'un özellikle Güneydoğu'da siyası bir bayrama dönüştürüldüğünü anlatan Hatunoğlu, bunun ise çok tehlikeli olduğunu ifade etti. Kendisinin Cudi Dağı'nda askerlik yaptığını hatırlatan Hatunoğu, gözlemlerini ise şöyle anlattı:
Bugün itibariyle baktığımızda Nevruz, Anadolu coğrafyası için tamamıyla siyasi bir kimliğe bürünmüş,
olumsuz yönden kutlanan bir bayram haline geliyor. Bu çok yanlış. Çok tehlikeli bir durum. Ben Şırnak'ta askerlik yaptım. Cudi Dağı'nın tam dibindeydim. Gözlem yapma şansım oldu. Nevruz bayramı Güneydoğu'da bizim televizyonlarda gördüğümüz gibi kutlanmıyor. Folklorük olarak da kutlanmıyor. Nevruz, sosyal yaşamın bir parçası olarak da kutlanmıyor. Güneydoğu'da siyasi amaçlı kutlanıyor. Ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Biraz zorlama ile sadece ateşin üzerinden atlamak, bir gövde gösterisi. İşte insanların siyasi kimlik kararı var, olayına bakıyor."
Güneydoğu'daki Nevruz kutlamalarının dayandırıldığını 'Daka ve Kava' ensesindeki Kava'nın demirci olduğunu ileri süren Hatunoğlu, "Bunu da daha çok kava ve daka efsanesine dayandırıyor. Bu efsanede işin ilginci, kava demircidir. Bu bölgeye o dönemde ait olan bir şey değildir. Demircilik Türklerle özdeşleşmiş bir şeydir. Hatta Kava'nın Türk kökenliği olduğuna dair de görüşler var. Ama bunu anlatamıyorsunuz, insanlara. Çünkü insanlar kutlamalara fazla ilgi duymuyor. Bugün Nevruz, kültür açısından bizim karşılaştığımız en büyük sıkıntılardan biridir" dedi.
Hatunoğlu, Üniversite de düzenli olarak gerçekleştirilen Nevruz kutlamalarının sebebini ise şöyle anlattı:
Başta üniversitemiz olmak üzere tüm etkinliklerin amacı ne? Körler sağırlar birbirlerini ağırlar hesabı değil herhalde. Sadece pilav yemek için mi? Sadece yemek yemek, müzik dinlemek için mi? Bu etkinliklerin amacı, bu yanlışlığı düzeltmek. Bu, benim, sizin, hepimizin görevi."
Dekanlar ve öğretim üyelerinin yanı sıra öğrencilerin de dinleyici olarak katıldığı konferansın sonunda ise konuşmacı Yrd. Doç. Dr. Nurettin Hatunoğlu'na, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel tarafından teşekkür belgesi verildi.
HATUNOĞLU KİMDİR?
Resmi kayıtlarda 1971 Paryap (Afganistan) doğumlu gözüküyorsa da, orada mülteci olarak bulunan Ferganalı Özbek Türk'ü bir ailenin 8. çocuğu olarak 1974'te Afganistan'ın Peştun bölgesinde Hilmend'te dünyaya geldi. Afganistan'da Rus işgali sonrası ortaya çıkan iç savaş dolayısıyla 1981 yılında ailesi ile birlikte Pakistan'a sürüldü. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Pakistan'ı ziyareti sonrası mülteci kampından 1982 tarihinde ailesi ile birlikte Türkiye'ye getirildi ve 171 Özbek aile gibi Türkiye vatandaşlığına kabul edilerek Hatay'a yerleştirildi. - ZONGULDAK
Son Dakika › Yerel › Zkü'de Nevruz Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?