Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Tamer Taşpınar, yetiştirme yurtlarında kalan çocukların spora kazandırılması için hayata geçirdikleri projeyle 100'ün üzerinde sporcuyu eğitmeye başladıklarını belirterek, "Bizim sporcuya, o çocuklarımızın da şefkate, ilgiye ve meşgaleye ihtiyacı var. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutarken, ülkemize altın madalya getirecek, bayrağımızı göndere çektirecek sporcu da yetiştirmiş olacağız" dedi.
Taşpınar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldiklerinde dünya spor tarihine Türkiye'nin ismini altın harflerle yazdıran halter sporunda altyapıya gereken önemin verilmediğini üzülerek gördüklerini söyledi.
Altyapıya önem verip halter sporunu yaymaya gayret ettiklerini dile getiren Taşpınar, 2012'de Aile ve Sosyal Politikalar ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın ortak protokolünün ardından Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yurtlarında kalanlar arasında sporcu yetiştirmeye başladıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Göreve geldiğimizde Ankara Sincan SHÇEK'te başlatılan halter branşını da yaygınlaştırmayı hedefledik ve ilk etapta 6 ilimizdeki çocuk yuvasında projeyi hayata geçirdik. SHÇEK idarecileri ve çocuklarımız bu projeden son derece memnunlar. Proje kapsamında tüm SHÇEK'lere antrenman ve halter malzemesi verdik, gerekli tüm desteği de vermeye devam ediyoruz. Biliyorsunuz olimpiyat ikincisi Sibel Özkan, SHÇEK'lerden seçilen bir sporcumuz. Yine iki yaşında yurtla tanışan milli haltercimiz Emrah Aydın da haltere Sincan Yetiştirme Yurdu'nda başladı ve 2 yıllık halter hayatını ulusal ve uluslararası madalyalarla süsledi, son olarak Avrupa üçüncüsü oldu. Yani SHÇEK'lerde kabiliyetli sporcularımız var. Bizler de 'sporcularımızın sayısı neden artmasın, neden daha çok madalya almayalım' diyerek çocuk yuvalarımıza yöneldik ve bunu severek yaptık. Bizim sporcuya, o çocuklarımızın da şefkate, ilgiye ve meşgaleye ihtiyacı var. Çocuk yuvalarındaki çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutarken, diğer taraftan ülkemize altın madalya getirecek, bayrağımızı göndere çektirecek sporcu yetiştireceğiz. Şu ana kadar yurtlarımız sayesinde 100'ü aşkın sporcuya ulaştık."
"YURTTA KALAN 15 GENÇLE HER GÜN 3 SAAT ÇALIŞIYORUZ"
Sincan Yetiştirme Yurdu'nda görevli antrenör Mustafa Kavukçuoğlu da yurtlarda kalan çocukları sokaklardan ve kötü alışkanlıklardan spor yoluyla kurtardıklarını vurguladı.
Yetiştirme yurdundaki faaliyetlerinin ilk olarak Sincan'da başladığına değinen Kavukçuoğlu, "Yurtta kalan 15 gençle her gün yaklaşık 3 saat yaptığımız antrenmanlarda çocuklarımızın son derece gayretli ve istekli olduklarını görmek, bu sporun yeniden şahlanacağının haberini veriyor. Çocuklarımızın ilgi ve şefkatle buluşmalarının yanında enerjilerini harcayabilecekleri, kendilerine bir hedef koyarak başarılarla mutlu olabilmelerine imkan sunan Federasyonumuza sonsuz teşekkür ediyorum" dedi.
AYNI YURTTA KALAN 3 KARDEŞ DE HALTERCİ
Sincan Yetiştirme Yurdu'nda bu sporu yapan 3 kardeş de şampiyonalara katılmaya başladı. Üç kardeşin ortancası 15 yaşındaki Fehmi Işık, bir yıl önce yurttaki arkadaşları sayesinde halterle tanıştığını ve 56 kilogramda Ankara il birinciliği ile Türkiye beşinciliği elde ettiğini aktardı.
Halter sayesinde birçok ili gezme imkanı bulduğunu, yeni arkadaşlıklar edindiğini dile getiren Işık, "Özellikle kötü alışkanlıklardan kurtuldum. Kendime hedef koydum. 2015'de Avrupa Şampiyonası'na katılıp derece elde etmek istiyorum. Bunun için de çok çalışıyorum. Bir yıl önce hiçbir amacım ve hedefim yokken şimdi videolarını izleyerek tanıdığım ağabeylerim Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu ve Taner Sağır gibi olmak istiyorum" ifadesini kullandı.
Abdullah Işık (14) ise haltere 6 ay önce ağabeyi sayesinde başladığını, Ankara'da dereceler elde ettiğini, yetiştirme yurdundan çıkan halter sporcuları Emrah Aydın gibi Avrupa şampiyonu olmak, Sibel Özkan gibi olimpiyatlarda madalya almak istediğini söyledi.
Son Dakika › Yerel › Yetiştirme Yurdunda Kalan Çocukların 'Altın' Hedefi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?