Fethiye'de, dört sivil toplum kuruluşunun önderliğinde gerçekleştirilen "Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz" konulu konferansa katılım yoğun oldu.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Fethiye Şubesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Fethiye Şubesi, Yeni Kuşak Köy Enstütüleri Derneği ve Türkiye Gençlik Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen "Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz" konulu konferans Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi Salonunda gerçekleştirildi. Konferansa katılımın yoğun olması nedeniyle gelen davetliler salona sığamayınca Kültür Merkezinin dışına dev ekran koyularak salona giremeyen davetliler konferansı kurulan dev ekrandan takip etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi eski Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr Özcan Yeniçeri ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz konferansa
konuşmacı olarak katıldı. Konferansı Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı, Ölüdeniz Belediye Başkanı Keramettin Yılmaz, Üzümlü Belediye Başkanı Önder Genç, CHP İlçe Başkanı Emrah Doğu, MHP İlçe Başkanı Hamdi Gürbüz, İşçi Partisi İlçe Başkanı Kadir Kılıç, Muğla eski Milletvekilleri Ali Cumhur Yaka, Mustafa Dedeoğlu'nun yanı sıra bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda davetli izledi. Konferansta ilk konuşmayı TBMM eski Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, yaptı.
Cindoruk, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i Başbakan'ın adeta "Getir götür İsmail" yaptığını iddia ederek şöyle konuştu: "Bu ülke anayasa değişikliği için karşı karşıya. Meclis başkanının deyimi ile yeni bir anayasa çalışması yapılıyor. Yeni bir anayasa çalışması bugün mümkün mü? Gerekli mi? Niçin, neden ve nasıl yapmak istiyoruz. Yoksa bu bir anayasa yenilemesi midir? 1976 yıllarından beri Anayasamız var. Zaman zaman yanlışlıklarda olsa var. Yeni bir anayasa niye gerek. Ortada bir darbemi var, ihtilal mi yaşıyoruz,
niye yeni bir anayasa. İyi niyetle telaffuz edilen deyimler üzerinde durmam ama burada iyi niyet yok."
Yeni bir anayasa ile iktidar partisi ve onun yandaşlarının rejim değişikliği istediğini anlatan Cindoruk, şöyle konuştu: "Korktuğumuz üzüldüğümüz, halkımız ile beraber olmak için yola çıkışımızın nedeni bu. Bunu biz tahmin metodu ile ortaya koymuyoruz. Bu iktidar partisinin sözcüleri, Anayasa komisyonu üyeleri, başbakan ve iktidar partisinin genel başkanı tarafından o kadar açık bir şekilde söyleniyor ki, dindarlık, din ve şeriat gibi kelimelerle izah edilmek istenen şey aslında bir rejim değişikliğinin göstergesidir. Bizim 1923 cumhuriyetimiz çok güçlü bir cumhuriyettir. Bizlerde bu 1923 cumhuriyetini korumak istiyoruz. Ama 1923 Cumhuriyetini korumak isterken haklılığımız var, gerekçemiz var. Bu iddiamızı kanıtlayabilecek elimizde veri var."
Türkiye Cumhuriyeti'nin çok güçlü bir devlet olduğunu anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye Cumhuriyeti 1920'den itibaren var. Ama diğer bir taraftan bir meclis hükümeti var ve bu meclis hükümetinin başında da devletimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk var. O günden bu güne 90 seneden fazla bir süre geçmiş. Türkiye Cumhuriyeti bölünmemiş, Türkiye Cumhuriyeti toprak kaybetmemiş, güç kaybetmemiş, bu süreçte gelişmiş kalkınmış, Türkiye Cumhuriyeti savaşlara katılmamış, savaşlara katılmadığı gibi vatandaşlarının hayatları ile oynamamış. Türkiye Cumhuriyeti 300 dolarlık milli gelirini kimin emeği varsa sürdürmüş. Böylesine güçlü bir devlet varken, böyle güçlü bir devletin rejimi varken, parlamenter bir demokrasi varken neden başkanlık arayışlarına girelim."
"Şimdi neden halkımızı bölelim" diyen Cindoruk,
"Neden Türkiye Cumhuriyeti devletinde bir başka devlet kurulması için gayret sarf edelim" ifadelerini kullandı. Böylesi düşünenler de olduğunu anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhuriyetin hukukunu, cumhuriyet vatandaşlarının hakları özgürlükleri için talepte bulunabilirsiniz. Ama bir şart var niye demokratsınız. Eğer siz vatanseverseniz insansanız silahlı terör örgütü kurarak bunları talep edemezsiniz. Silahla hak alınmaz. Kan alınır. Siz bu cumhuriyeti kaybedersiniz. Bu cumhuriyeti zayıf düşürürseniz sanmayın ki daha güçlü bir devlet kurabilirsiniz. Sanmayın ki Türkiye Cumhuriyetini maceralara sürüklerseniz federasyonlar gibi konfederasyonlar gibi yanlık olgulara sürüklerseniz bu geçici olur kaybedersiniz. Devletin dini ile uğraşanlar din kazandırmak için uğraşanlar, devleti bölmek isteyenler demokratik insan hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir anayasa içerisinde çok demokrat bir devlet kurmamızla olur. Yeni yapacağımız anayasada kimin menfaati varsa kimin ne hukuku varsa şiddete başvurmamak koşulu ile onları paylaştırmak imkanına sahip olmalıdır. Gelin böyle bir anayasa, cumhuriyet, demokrasi kuralım. Ondan sonra bakalım bir arada yaşamımıza bir engel kalıyor mu?
Bu Ortadoğu bölgesinde yeni bir devlet kurmak için arsa yok. Şiddete başvurup ta başarısızlığa uğrayanlar şimdi terörle cumhuriyeti yıpratmaya çalışırken anayasa yoluyla da cumhuriyeti zayıflatmaya uğraşıyorlar"
TUTUKLU MİLLLETVEKİLLERİ
Cezaevlerinde tutuklu bulunan milletvekilleri olduğuna işaret eden Cindoruk, şöyle konuştu: "Bir parlamento demokraside seçilmiş bütün üyeleri ile toplanır. Eğer 8 üyesi cezaevindeyse o parlamento toplanmamış sayılır ve o parlamento işlevini yitirmiş olur. Meclis başkanı arkadaşımız 'yapacak bir şey yok. Anayasa ve yasalar mani oluyor' diyor. Anayasayı ve yasaları değiştirme görevi yetkisi, üstünlüğü kimde? Mecliste. Neden tutuklu milletvekillerini Meclis'e getirecek bir anayasa değişikliği yapılmıyor? Geçici maddeyle de olabilir bu. Yapmıyorsunuz."
Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in sevdiği bir arkadaşı olduğunu anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her gün bir yere gidiyor. Netice alamıyor. Ondan sonrada netice alamadım diyor. Ben meclis başkanlığı yapmış birisi olarak buna inanmak istemiyorum. Getir götür İsmail diye bir televizyon reklamı var. Cemil Çiçek'i öyle duruma düşürdüler. Adeta başbakanın getir götür İsmail'i oldu Meclis Başkanı."
ANAYASA ÇOK DEĞİŞİKLİĞE UĞRADI
MHP Ankara Milletvekili Prof.Dr. Özcan Yeniçeri ise, "İktidara yüzde 50 oy ile gelen iktidar partisi dedi ki daha önce değiştirdiğimiz 26 maddelik değişiklik bizi kesmiyor, biz anayasayı toptan değiştireceğiz, Yeni bir anayasa yapacağız, sıfırdan bir anayasa ortaya çıkaracağız dediler. Eğer böyleyse burnunun ucunu göremeyen bir iktidar ile karşı karşıyayız demektir. Zamanında bunu yaparak bunları zamanında çıkarması gerekiyordu" dedi.
Anayasanın 16-17 defa değişikliğe uğradığını anlatan Yeniçeri, şunları söyledi: "100 civarında maddesi değişti. En son AKP 26 maddesini değiştirdi. Ama darbe anayasası olmaktan hiç çıkmadı. Sürekli darbe anayasası var. Sizi bu darbe anayasasından kurtaracağız dediler. Acaba nasıl bir zihniyet anayasayı değiştirmek istiyor. ya da nasıl bir zihniyet bu anayasanın toptan değiştirilmesini istiyor. Çünkü bu zihniyetin aslında amaçları hedefi de ne olduğunu ortaya koyuyor. Bu zihniyet milli bayramları yapmasak diyen bir zihniyet, Ne Mutlu Türküm Diyene sözüne karşı çıkan bir zihniyet. Ey Türk gençliği tartışılsın diyen bir zihniyet. Bu zihniyet andımız söylenmese de olur, bunu konuşalım diyen bir zihniyet. Bu zihniyetin devamında şöyle bir şey de var; zina bizim sorunumuzdur, Avrupa niye karışıyor diyen, arkasından zinayı suç olmaktan çıkaracağız diyen bir zihniyet. Bu zihniyet NATO ile beraber Libya'ya müdahale eden bir zihniyet. Bu zihniyet Türk sorunu vardır ve benim sorunum diyen zihniyet. Kürt kardeşlerimin sorunu vardır diyen bir zihniyet. Bu zihniyet Suriye kardeştir diyen sonra Suriye kalleştir diyen bir zihniyet. Durum bu kadar açık. Acaba bu anayasa değişikliği milli bir ihtiyaçtan mı kaynaklanıyor. Yani Türkiye şu an gelişecek, üretecek, kalkınacak ve bütün tarım, orman, hayvancılık ve buna benzer sanayisi teknolojisi gelişecekte buna anayasa mı engel. ya da Türkiye demokratik, demokrasisinin özgürlüklerinin insan haklarının temel değerleri yüceltecekte buna Türkiye Cumhuriyeti anayasası mı engel bunun için yapılamıyor. Birçok ülkede bugün demokrasi çok iyi bir şekilde işliyor. Onlar anayasanın kapağını kaldırıp ta bakmıyor. Çünkü orada demokrasi bir kültür. Anayasa Türkiye'nin ihtiyaçlarından değil, küresel gücün ihtiyaçlarından kaynaklandığını rahatlıkla ifade edebiliriz. Peki küresel gücün hangi ihtiyaçlarından kaynaklanıyor. Hatırlanacağı üzere Büyük Ortadoğu Projesi diye bir proje vardı. Büyük Ortadoğu Projesi üç temel ayak üzerine oturur. Dolayısı ile bu üç ayak bölgedeki ülkelerin sınırlarını, rejimlerini yönetimlerini değiştirmeyi esas alır."
Türkiye'nin sorunları olduğunu anlatan Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bu sorunlar nasıl çözülür birincisi konuşarak çözülür, ikincisi silah zoruyla çözersiniz bunu Amerika Irak'ta ve Afganistan'da uyguladı. Dolaylı yöntemleri kullanarak çözersiniz. Başbakan televizyonlara çıktığı zaman domates biber patlıcan sayar gibi Laz, Kürt, Türk, Çerkez diye sayıyor. Farklılıkların üzerine oturtan bir ayrıştıran yaklaşım içerisinde hareket ettiklerini görüyoruz"
MEVCUT ANAYASA DEĞİŞMESİ GEREKEN BİR ANAYASA
'Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz' konulu panelde konuşan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ise "Sürecin dışında olup tamamen onların belirlediği koşullarda bir anayasaya razı olmaktansa sürecin tam ortasında olup mecliste bu işin mücadelesini yapmak için bende anayasa komisyonunda görev almaktayım" dedi.
Bu mevcut anayasanın değişmesi gereken bir anayasa olduğunu anlatan Cihaner, şöyle konuştu: "Buradaki arkadaşlarımızda benimle aynı fikirde. Her şeyden önce yapıldığı koşullar içeriği ve yapılan onlarca değişiklikten sonra bu anayasanın yeniden düzenlenmesi için geçerli bir nedendir. Ancak kendi istedikleri gibi değiştirilmek istemesi son derece yanlıştır. Yapıldığı koşullar ve referanduma sunulduğu koşullar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye'nin bu anayasadan kurtulması gerek. Sadece YÖK gibi bir kurumun varlığı bile bence bu anayasanın değiştirilmesini zorunlu kılmaktadır."
Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçim sürecinde, propaganda sürecinde yurttaşlarına verdiği sözlerden birisinin de özgürlükçü demokratik bir anayasa olduğunu anlatan Cihaner, sözlerine şöyle devam etti: "Dolayısıyla sürecin dışında olmaktansa o komisyonda bulunup anayasayı sadece karşı devrimcilerin cumhuriyet düşmanlarının belirlediği bir sürece mahkum etmeme partimizin kararı ağır bastığı için o komisyona üyeler verdi. O komisyonda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri samimi olarak çalışmaktalar. Türkiye'yi gerçekten demokratik özgürlükçü bir anayasa ile kavuşturmak için mücadele vermekteyiz. Ben AKP'nin yeni anayasa kaygısı olduğu kanaatinde değilim. Böyle bir kaygısı olan kişi yüzlerce öğrenciyi yalnızca Anayasada güvence altına alınmış haklarını ifade ettiler diye içeri atamaz. Aydınları gazetecileri politikacıları askerleri uydurma gerekçelerle içeride tutmaz. O nedenle demokrasi kaygısı olmadığını özgürlükçülük ve özgürlük kaygısı olmadığını hepimiz biliyoruz. Belli bir özgürlükçü anayasa için gidilmesi gereken bir süreç olduğunu her fırsatta dile getirdim. AKP elinde bulundurduğu sınırsız medya olanağı ile her zaman olduğu gibi bunun faturasını da yine çıkaracaktır ve geniş bir halk kitlesi de bu tuzağa düşecektir. Biz halkın bu tuzağa düşmemesi için bugün buradayız"
Halkın istemediği hiçbir şeyin o anayasa metnine girmeyeceğini anlatan
İlhan Cihaner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Siz ne kadar kaygı duyuyorsanız seçtiğiniz kişilerde aynı kaygıları duyuyor.
Komisyonda çalışan milletvekillerimiz de aynı kaygılar ile hareket ediyor. Bu konuda herkesin emin olmasını istiyorum. Ben daha çok bu anayasa süreci tartışmalarında birçok tuzaklar olduğunu düşünüyorum. AKP her alanda olduğu gibi belli kavramlar üzerinde içeriğini gözden kaçırarak bu anayasa değişikliğini meşrulaştırmaya çalışıyor.
Bunlardan birisi 12 Eylül anayasası askeri ve sivil ortaklığında yapıldı. Bu anayasa ilk kez sivil bir anayasa olacak. Bu sivil tarafını AKP oldukça sık kullanıyor. AKP'nin ele aldığı şekilde sivili ele alırsak şimdiye kadar yapılan darbe anayasaları da dahil tüm anayasalar sivildir. Baktığımız zaman asker olmayan meclisler oluşturulmuş halk oylamasına sunulmuş. Bu şekilde ele alırsanız tüm anayasalar sivil anayasadır. Diğer bir tuzak ise yeni anayasaya neden ihtiyacımız var sorusu hiç sorulmuyor. Oysa 8 milletvekili tutuklu olan bir meclis meşrutiyeti bir tartışmalı bir meclistir. Parasız eğitim hakkımızdır alacağız diye pankart açtı diye bir insan tutuklu kalıyorsa bu tarz bir ortada anayasa tartışması yapılamaz. Özgür düşüncelerin olmadığı bir yerde anayasa yapmakta mümkün olmayacaktır"
İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Mehmet Cengiz de AKP iktidarının değiştirmek istediği anayasa ile ilgili düşüncelerini aktarırken, panelin son bölümünde konuşmacılar salonda bulunan davetlilerin sorularını cevaplandırdı. - MUĞLA
Son Dakika › Yerel › Yeni Anayasa Tartışmaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?