Keçiören Belediyesi'nin gönüllülüğü artırmak ve katılımcılığı güçlendirmek amacıyla kurduğu Sivil Toplum Akademisi bu defa üniversite öğrencilerini bir araya getirdi.
Estergon Kalesi Kümbet katında düzenlenen "Sivil Toplum Akademisi Eğitim Programı"na Ankara ve farklı illerden gelen çok sayıda üniversite öğrencisi katıldı. Konuşmasına "Hepinize 'hoş geldiniz' diyorum. Sizleri Ankara'da, Keçiören'de görmek bizleri mutlu etti. Çünkü birçoğunuz Ankara'nın dışından geliyorsunuz" diye başlayan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, sivil toplum kuruluşlarının toplumsal duyarlılık ve millete faydalı olma paydasında asgari müşterekte birleşen yapılar olduğunu belirtti. Bu yapılar içerisinde gençlerin ve üniversite öğrencilerinin de yer almasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Başkan Ak, "Tamamınız üniversitede okuyorsunuz, bazılarınız da okulu bitirmiş ve hayata atılmış. Üniversite insan ömrü içerisinde önemli bir aşamadır, ama sadece üniversitede ders okumak, sınıfı geçmek veya üniversiteyi tamamlamak hedefiniz olmamalı.
Bunun yanında bulunmuş olduğunuz şehrin içerisinde yaşamış olduğunuz toplumu da okumanız lazım ve onunla alakalı bazı çalışmaların içerisinde olmanız lazım. İşte sizlerin bu tür sivil toplum kuruluşlarında çalışarak, bazen sanatsal faaliyetlerin içerisinde bulunarak, bazen o şehrin sosyal hayatına ait farklı etkinliklere katılarak bulunduğunuz şehrin sosyal dokusu içerisinde yapabileceğiniz birçok şey faaliyet vardır" mesajını verdi.
"HAYATIN HER ALANINA HAZIRLANMANIZ GEREKİYOR"
Gençlere tavsiyelerde de bulunan Başkan Mustafa Ak, üniversite ve yurt arasında gidip gelen gençlerin sadece üniversiteyi bitirmiş olacağını, ancak hayatta başarı için iyi bir üniversiteyi bitirmenin yeterli sayılmayacağını vurgulayarak şunları söyledi:
"Hayatın her alanına hazırlanmak gerekiyor, çünkü üniversiteden sonrası daha çetin mücadele gerektiriyor. Bugünleri iyi değerlendirmelisiniz, bu zamanlar sizin için altın yıllardır. Üniversite çağı insanın en önemli çağlarından bir tanesidir, belki de en önemlisidir. Bulunmuş olduğunuz üniversitenin veya şehrin büyüklüğü, küçüklüğü önemli değil. Önemli olan sizin aktiviteleriniz, sosyal hayata katılım kapasiteniz. Bu kapasitenizi de siz belirleyeceksiniz, başkaları değil. Gayretlerinizin neticesinde küçük yerlerde bile büyük işler başarılabilir." Keçiören Belediyesi olarak sivil toplumlarla birlikte hareket edip projeler üretmeye, bu kuruluşları desteklemeye gayret gösterdiklerine işaret eden Mustafa Ak, "Çarpık kentleşmenin arkasında insan vardır, çarpık bir kültürel anlayış vardır arkadaşlar. Çarpık bir sanatsal anlayış, çarpık bir sportif anlayış vardır. Çarpık olan her şeyin bir araya gelmesiyle çarpık kentler ortaya çıkar. Dolayısıyla biz insanı düzeltemezsek ve insan üzerine yatırım yapamazsak, insanı çarpıklıktan kurtaramazsak çok daha fazla ve ileri düzeyde çarpık kentler oluşturabiliriz. Şehirleri oluşturan ana unsur insandır. İnsanın düşünce, sanat, edebiyat, kültür yapısı şehrin oluşumuna ve fiziki atmosferine yansır."
"MUTLAKA SPOR VE SANATLA UĞRAŞIN"
Ak, bir dönem Türkiye'de gecekondu sorununun ciddi boyutlara ulaştığını hatırlatarak "O dönem adeta istila idi. Bütün şehirlerde gecekondudan kendini kurtarmış şehir sayısı çok azdır. O dönemler inanılmaz bir biçimde hem ekonomik anlamda hem siyasal anlamda bir çöküntünün yaşandığı dönemlerdir. İnsanların ağır göçle karşı karşıya kaldığı bir dönemdir. Yine temelde insan var" diye konuştu. Gençlere mutlaka spor ve sanat dallarından en az biriyle uğraşmalarını, kültürel çalışmaların, düşünce platformlarının içerisinde yer almalarını öğütleyen Ak, üniversitede okurken katıldığı sosyal ve kültürel etkinliklere de değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama mutlaka bir yerlerde artı bir şeyler üzerine koyun. Üniversite eğitiminin üzerinde artı bir şeyler de yapmanız lazım. Ben İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde okudum. İstanbul'da olabildiğince çok vakfa, derneğe giderek oralardaki yapılan faaliyetlere katılmaya çalışırdım. Bazen bir musikiyle alakalı bir çalışmanın içerisinde, bazen edebiyatla alakalı bir çalışmanın içerisinde, bazen sportif veya sanatsal faaliyetlerin içerisinde olurdum. Gitmenin faydalı olduğunu düşünüyorum. O zamanlar sizler belki duymamışsınızdır, ama Nevzat Atlığ yönetiminde Klasik Türk Müziği Korosu vardı. Radyolarda anons yapıldığı için birçok insanın iyi bildiği bir şeydir. Taksim'de Atatürk Kültür Merkezi'nde konserler verirdi. Oraya ayda bir defa giderdik. Salonda 5-6 kişi olurdu. Ama o konser yine de her zaman olurdu. Hiç aksatmadılar, seyircisi olsun olmasın hiç önemli değildi. O faaliyetin orada yapılması gerekiyordu."
"HERKES ARTI DEĞER KATABİLİR"
Belediyenin Klasik Türk Sanat Müziği ile ilgili benzer bir faaliyeti bugün Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi'nde uyguladığını anlatan Mustafa Ak, "Dönüşümlü olarak hem tasavvuf hem Türk Sanat Müziği, hem Türk Halk Müziği konserleri veriyorlar. Ben de vakit buldukça gidiyorum, maalesef yine alıcısı olmayan, az sayıda ama niteliği yüksek izleyici geliyor. Bunlar önemli şeyler aslında. Bunlar insanın gelecekte karşılaştığı önemli anlar haline geliyor. Bu tür şeylerin takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle üniversite öğrencisi arkadaşlarımızın bunlara hassasiyet göstermesini ve bu tür faaliyetlere katılmalarını öneriyorum. Toplum duyarlılığımızın gelişmesi açısından da yapmamız gereken birçok sosyal faaliyet var" dedi.
Ak, bugün Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlara göre yurtdışından gelen göçmenlerle ilgili birçok çalışma yapıldığını belirterek "Fakirimizle fukaramızla, engellilerimizle yaşlılarımızla alakalı da birçok çalışma var. Biz bütün bu çalışmalarda aynı zamanda gençleri yönlendirmek adına bir Gönüllü Akademisi kurduk. Bu Gönüllü Akademisi 7'den 70'e yaş sınırı olmadan herkese açık olan bir akademi. Herkes bir şeyler yapabilir, artı bir değer ortaya çıkarabilir. Farklı birçok alanlarda arkadaşlarımız faaliyet gösteriyorlar. Bu çalışmalarda toplumumuz içerisindeki sosyalleşmeye önemli bir katkı sağlıyor ve böylece çarpık kentleşmeyi önlemeye çalışıyoruz. İnşallah Keçiören'i daha yaşanılabilir bir hale getirmek, ilçemizde yaşayan insanlara bir katkı sağlamak, onların hayatlarında bir farkındalık oluşturmaya çalışmak için çalışmalarımızı her alanda gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
"DÜŞÜNCE ÖRGÜTÜ SAYISI ARTMALI"
Bugün Sivil Toplum Araştırma ve Destekleme Derneği ile beraber hayata geçirdikleri bu projenin de böyle bir çalışma olduğunu ifade eden Ak, "Üç gün boyunca buradasınız. Eğitimler, dersler var, ama bunun yanında Ankara'yı da gezin. Hepinize başarılar diliyorum, Allah yardımcınız olsun. Tatil gününüzde bu çalışmaya katıldığınız için de sizi tebrik ediyorum" dedi. Ak, hitabının ardından gençlerin merak ettiği bazı sorulara da yanıt verdi.
Sivil Toplum Araştırma ve Destekleme Derneği Başkanı Mehmet Ali Koçkaya ise sivil toplum örgütü(STÖ) sayısında son yıllarda hem niceliksel hem de niteliksel artış olduğunu kaydederek "Çünkü artık sivil toplum siyasette, yönetimde, kamusal alanda etkili olmak istiyor, söz sahibi olmak istiyor. Sadece dört yılda bir seçimlerde oy kullanıp pasif durmak istemiyor" ifadelerini kullandı. STÖ'lerin farklı alanlarda çalışan gönüllü örgütler olduğunu ve Türkiye geneline bakıldığında cami yaptırma ya da hemşehri derneklerinin yüzde 45-50'lik oran ile çoğunluğu sağladığını aktaran Koçkaya, "Buna karşılık düşünce kuruluşlarının düşük sayılarda kaldığını görmekteyiz. Bunun Türkiye STÖ'leri için aşılması gereken bir sorun olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Program Başkan Ak ve öğrencilerin hep birlikte toplu hatıra fotoğrafı çektirmesi ile sona erdi. - ANKARA
Son Dakika › Yerel › Sivil Toplum Akademisi, Üniversiteli Gençleri Buluşturdu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?