Rize'de Çay Üreticilerinin Tepkisi Sürüyor: "Emperyalistlerin Uşaklarını Karadeniz'de Boğacağız"

GENÇAĞA KARAFAZLI

Çay üreticilerinin, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı'nın AKP'li 80 milletvekilinin imzasıyla TBMM'ye sunduğu çay kanunu teklifine tepkisi devam ediyor. Çay üreticileri ve sivil toplum kuruluşları bugün Rize'nin Fındıklı ilçesinde eylem yaptı. Çay üreticisi Mehmet Mavore, "Ayşe hala, Pishala'daki Hüseyin Dayı, Yaylacılar'daki Ahmet Dayı size söylüyorum. Ben tarladan bardağa kadar her alanda birinci sınıf değilse de beşinci sınıf bir elemanım. Biz daha önce babam, dedem, anneannem emperyalizmin uşaklarını yüz sene önce Ege'de boğduk. Şimdi bu uşakları Karadeniz'de boğmaya hazırız" dedi.

AKP'nin Meclis'e sunduğu yasa teklifine karşı bugün de Rize'nin Fındıklı ilçesinde bir araya gelen çay üreticileri protesto eylemi yaptı. Üreticiler; "Çay kanunu tasarısı geri çekilsin" pankartı açan çay üreticileri "ÇAYKUR halkındır tasfiye edilemez", "Sözleşmeli tarım köleliktir", "Çayda kota ve kontenjan dayatmalarına son verilsin", "Çay politikalarına belirleyici işçi ve üretici olmalıdır" yazılı dövizleri taşıdı, "ÇAYKUR halkındır satılamaz" sloganları attı. Çay üreticilerinin eylemine DİSK Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Seyit Aslan, siyasi partilerin temsilcileri ile bazı STK ve meslek örgütleri ile çay üreticileri katıldı.

"GELECEĞİMİZE VE ÇAYIMIZA SAHİP ÇIKALIM"

Çay üreticileri inisiyatifi adına konuşan Osman Kurt, şunları söyledi:

"Bu kanun sadece 210 bin çay üreticisini değil çay üretiminde çalışan binlerce işçinin de geleceğini karartıyor. Bölgemizin en önemli geçim kaynağı olan çay bir avuç özel sektör sahibinin eline bırakılıyor. Çay fabrikalarını da çay arazilerini de haraç mezat satmaya çalışıyorlar. Sözleşmeli tarım politikalarıyla bir bölümümüzü kendi topraklarımızda işçi olarak çalıştırmayı, bir bölümümüzü de toprağına el koymayı hesaplıyorlar. Çay üreticisi, işçisi, esnafı, genci, kadınıyla çaydaki taleplerimizi yönetenlerimize yüksek sesle iletmeliyiz. Hazırlanan çay kanunu tasarısı bizleri değil çay fabrikası sahiplerini temsil etmektedir. Çay kanunu tüm taraflar; çay üreticileri, sendikalar, ÇAYKUR ve özel sektör işçileri, ziraat odası, üniversiteler, siyasi partiler, oda ve meslek örgütlerini, işçileri, yöre halkını koruyan bir amaçla gündeme getirilmeli ve mecliste bulunan partilerin anlaşmalarıyla çıkarılmalıdır. Bunun dışında yapılacak her değişim ne çay üreticilerini ne çay çalışanını ne de yöre halkının çıkarına olmaz. ÇAYKUR altındır satılamaz.

"KAPALI KAPILAR ARDINDA ÇAY ÜRETİCİSİNİ ÖZEL SEKTÖRLE BERABER BİTİRME KANUNUDUR"

AKP hazırladığı çay kanunu teklifini tanımadığını ifade eden çay üreticisi ve Gıda İş Sendikası Bölge Başkanı Ramazan Sarıoğlu, "Bu hazırlanan kanun teklifi kapalı kapılar ardında çay üreticisini özel sektörle beraber bitirme kanunudur. Biz Gıda-İş olarak böyle bir kanunu tanımıyoruz. Çay üreticisini, çay emekçisini, ÇAYKUR çalışanını koruyacak bir kanun bekliyoruz" dedi.

"KAMU KURUMLARI HARAÇ MEZAT SATILDI"

DİSK Gıda-İş Başkanı Seyit Aslan konuşmasında şunları söyledi:

"Ne yazık ki 20 yıldan fazladır iktidarda olanlar çeşitli vesilelerle çok fazla yasa çıkardılar. ve bugün Çay Kanunu'nda yapmak istedikleri yasayı görmek için uzaklara gitmeye gerek yok. 2001 krizinde 15 günde 15 yasa çıkarıldı IMF'nin direktifleriyle ve o tarihte Türkiye'nin ayakta kalmış bütün kamu kurumları hepsi haraç mezat satışa çıkarıldı, iflas ettirildi, arsaları yok pahasına büyük şirketlere, büyük tekellere satıldı."

"EMPERYALİSTLERİN UŞAKLARINI KARADENİZ'DE BOĞACAĞIZ"

Çay üreticisi Mehmet Mavore, "Ayşe hala, Pishala'daki Hüseyin Dayı, Yaylacılar'daki Ahmet Dayı size söylüyorum. Ben tarladan bardağa kadar her alanda birinci sınıf değilse de beşinci sınıf bir elemanım. Biz daha önce babam, dedem, anneannem emperyalizmin uşaklarını yüz sene önce Ege'de boğduk. Şimdi bu uşakları Karadeniz'de boğmaya hazırız" diye konuştu.