Denizli Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, üniversitenin eski genel sekreteri Tamer Ceylan'ın göreve iadesi yönündeki mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle 'görevi kötüye kullanma' suçundan hakim karşısına çıkacak.
Ankara 9. İdare Mahkemesi, eski Pamukkale Üniversitesi Genel Sekreteri Tamer Ceylan'ın açtığı davada, Ceylan'ın göreve iadesi yönündeki mahkeme kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Rektör Ahmet Kutluhan'ın 'görevi kötüye kullanma' suçundan yargılanmasına karar verdi.
Tamer Ceylan'ın avukatı Bayram Can Çapar, konuya ilişkin bugün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Pamukkale Üniversitesi'nde genel sekreter kadrosunda bulunan bir müvekkilimiz bulunmaktadır. Buna ilişkin olarak, kadrosunun iptaline karar verilmesinin ardından, 2018 yılında Danıştay kararıyla bu kadro iptalinin hukuka uygun olmadığına ve kişinin görevine iade edilmesi gerektiğine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bunun üzerine, 2021 ve 2022 yıllarında müvekkilimiz, kadro görevine tekrar başlatılması için tekrar müracaat etmiştir. Bu müracaat neticesinde idare, şeklen kağıt üzerinde kararı uyguluyormuş gibi davranıp yine aynı şekilde arka arkaya paraflanan evraklarla kişiyi tekrar sürgün diyebileceğimiz 'geçici görevlendirme' ile başka bir birime, mahkeme kararıyla aldığı görevini yaptırmamak için gönderilmesine hükmetmiştir. Bunun ardından tekrar bir dava açılmıştır ve bu davada idare mahkemesi kararıyla Pamukkale Üniversitesi'nin mahkeme kararlarını etkisiz bırakma maksadıyla bu idari işlemleri tesis ettiğini ve bunun yasal olmadığına hükmederek öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar vermiş ve arkasından da işlem iptal edilmiştir. Bu yürütmenin durdurulması kararına binaen müvekkilimiz, tekrar üniversite idaresine müracaat ederek, 'Daha önce mahkeme kararını etkisiz bırakmak maksadıyla görevden sürmüştünüz. Bakın yürütmeyi durdurma kararıyla geldim, tekrar beni yasal bir şekilde görevime başlatın' diye bir dilekçeyle talepte bulunmuştur. Ancak yine aynı şekilde, Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü tarafından müvekkilimiz, yine kağıt üstünde karar uygulanmış gibi bir işlem tesis edilip yine aynı paraflı, aynı tarihli bir sonraki işlemle de bir sene süreyle başka bir birimde görevlendirilmek üzere geçici görevlendirme sıfatıyla koordinatör olarak görevlendiriliyor.
"YÖK, YAPILACAK BİR İŞLEM OLMADIĞINI BELİRTTİ"
Bu kez buna karşı da dava açılıyor ve yine idare mahkemesi tarafından bu yürütmeyi durdurmaya ilişkin yapılan başvuru uygulanmaması nedeniyle yine mahkeme kararlarının etkisiz hale getirilmeye çalışıldığına, bunun aynı zamanda cezayı ve tazminat yükümlülüklerini ortaya çıkaracağına ve hukuka, yasaya uygun olmadığına hükmederek yürütmenin durdurulmasına karar veriyor. Tabii ki bu süreç içerisinde iki kez yargı kararlarına uymayınca bir idare, yapacak tek şeyi kaldı. Biz de savcılığa, ilgililer hakkında gereğinin takdiri ve ifasının sağlanması için suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusu neticesinde Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı, kanun gereği soruşturma dosyasını Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na gönderiyor ve YÖK de söz konusu soruşturmaya ilişkin olarak yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığına hükmederek bize tebliğ ediyor. Oysa elinde iki adet yargı kararıyla sabit olan ve idarecinin mahkeme kararlarını etkisiz bırakmaya çalıştığı kesinleşen yargı kararıyla sabit olan bir denklemde, 'yapılacak hiçbir şey yoktur' diyerek dosyanın üstünü kapatmaya çalışıyor. İşte buna karşı açılan Ankara İdare Mahkemesi'ndeki dava neticesinde, Pamukkale Üniversitesi Rektörü'nün bu suçu işlediği ve görevini kasten kötüye kullandığına hükmedilerek YÖK'ün verdiği karar ortadan kaldırılıyor. Bundan sonraki işleyen süreçte de yapılacak hiçbir işlem olmadığına dair karar iptal edildiği için, ilgili rektör hakkında bir kamu davası açılmak üzere soruşturma işlemleri gerçekleşecek ve inanıyoruz ki Türk adaleti gereğini yapacak."
Sizin düşünceleriniz neler ?