Basın Konseyi tarafından düzenlenen panelde medyada etik ve etik denetimi konuşuldu

TUNCAY TÜRKGÜLÜ

(ADANA) Basın Konseyi tarafından Güney Avrupa'da medyaya güven oluşturmak; kamusal bir görev olarak gazeteciliğe destek projesi çerçevesinde, UNESCO ve Avrupa Birliği desteğiyle; "Medyada Etik ve Etik Denetimi "konulu panel düzenlendi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Tesisleri'ndeki panelde konuşan Atilla Gökçe, son yıllarda medyada etik değerlerin göz ardı edildiğini belirterek, "Rakam; harfi yendi" dedi.

Basın Konseyi tarafından düzenlenen "Medyada Etik ve Etik Denetimi" konulu panel, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Kültür ve Sosyal Tesisleri'nde gerçekleştirildi. Panelde konuşan Atilla Gökçe, "Etik kaygılar da iyi insanların kaygılarıdır. O yüzden, onlar doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, yararlıyı zararlıyı bilerek tavır takınırlar. Aralarındaki ilişkileri o şekilde yürütürler. Etik aynı zamanda, vicdanımızın sesidir" dedi.

Konuşmasında "Toplumsal yaşamda iki kişi bir araya gelince hukuk başlar. İki kişi bir araya geldiğinde daha etik davranmanın kaygıları oluşur" ifadelerini kullanan Gökçe şunları kaydetti:

"Etik davranmanın kaynağı nedir peki? İyi insan olmak. Bu dünya hala o kadar kötülüğe, savaşa rağmen iyi insanlar sayesinde dönüyor. Hayat iyi insanlar sayesinde tanımlanabiliyor. Tehlikeler, hastalıklar, bilim… Hep iyi insanların müdahaleleri ile bize daha kaliteli bir yaşam sunmaya çalışırlar. Etik kaygılar da iyi insanların kaygılarıdır. O yüzden, onlar doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, yararlıyı zararlıyı bilerek tavır takınırlar. Aralarındaki ilişkileri o şekilde yürütürler. Birbirlerini o ölçülerle, tanımlayamadıkları ölçütlerle değerlendirirler. Etik aynı zamanda, vicdanımızın sesidir.

Hiçbir zaman etik değerlerden uzaklaşmayalım. Etik; hayat boyu sorumluluk duymamız gereken bir olgudur. Medyaya gelince… Etik sorunları en başta kimler yaratır? Gazeteciler, Televizyoncular, Programcılar, Yorumcular, Moderatörler… Bangır bangır bağıra bağıra; "hak, hukuk, guguk" diyerek, yüksek ötüşlü cart curtlarla toplumu oyalaya oyalaya, etik sorumlulukları hiç hatırlamadan, bu sorumluluklar karşısında hesap da sorulmadığından ölçüyü kaçırırlar."