Marka Kent İzmir'i Tartıştılar - Son Dakika
Yerel

Marka Kent İzmir'i Tartıştılar

Marka Kent İzmir\'i Tartıştılar

5.İzmir İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen "Akdeniz'de Marka Kent İzmir" zirvesinde, kentin temsilcileri İzmir'in geleceğini tartıştı.

02.11.2013 01:03

5.İzmir İktisat Kongresi kapsamında düzenlenen " Akdeniz'de Marka Kent İzmir" zirvesinde, kentin temsilcileri İzmir'in geleceğini tartıştı. Özelleştirme adı altında kamu mallarının satılmasını eleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "Bu serveti tüketmek, miras yemek, kentleri boğmaktır. Biz kentimizin boğulmasını istemiyoruz" dedi.

5. İzmir İktisat Kongresi'nde düzenlenen "Akdeniz'de Marka Kent İzmir" zirvesinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, TOBB Başkan Yardımcısı ve Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu ve Marka Uzmanı Haluk Mesci, kentin geleceğini konuştu. Duayen işadamı Uğur Yüce'nin başkanlığını yaptığı panelin sunuş konuşmasını İzmir Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergüder Can yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yaptığı konuşmada, İzmir'in yıllardır "5 verip merkezi hükümetten 1 aldığını" söyledi.

İZMİR'İ TANIMIYORLAR

Başka yerlerden bakanların İzmir'i yeteri kadar tanımadıklarını, İzmir'i yol haritasını çizememiş bir kent olarak gördüklerini belirten Başkan Kocaoğlu, "İzmir kendi yol haritasını bulamamış bir kent değil. İzmir sanayi, ticaret, tarım, turizm, üretim, hizmet kenti. İzmir bunların hepsinde birden büyümek istiyor ve büyüyecek. Çünkü kentin tarihinde, varlığında, zenginliklerinde bunların hepsi var. Kim zorlarsa zorlasın bunlar yok edilemeyecek, gelişimini sürdürecek, var olmuş kökleşmiş sektörlerdir" dedi.

İzmir Limanı'nın sadece konteynır limanına dönüştürülmesinin İzmir'i tanımayanlar tarafından "laf olsun torba dolsun" diye söylenen sözler olduğunun altını çizen Başkan Kocaoğlu şöyle devam etti:

" Çandarlı'ya ve Çakmaklı'ya yapılacak limanlar Güney Marmara ile Kuzey Ege'nin, Aliağa ve Manisa askının ihtiyacını görecek. Ama Ege Bölgesi'nin doğusu ve güneyinin ihtiyacını mutlaka ve mutlaka İzmir Limanı karşılıyor. Kentin bu limana ihtiyacı artıyor. Bu liman büyütülmek durumundadır. Hem derinleştirilmesi, hem de yaşanacak gemi sayısı açısından büyütülmesi gerekmektedir. Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı plan; limanın geliştirilmesi, liman yolunun derinleştirilmesi hem de kuzeyde bir sirkülasyon kanalı açılarak İzmir Körfezi'nin dolmasının önlenmesi, su sirkülasyonunun sağlanması ve yüzülebilir hale gelmesi projesi, limanla direk bağlantılıdır. İzmir Limanı'nın kurvaziyer limanı olması, konteyner limanının kalkması bu kentin gündemine çok uzun yıllar kesinlikle ve kesinlikle gelmemesi ve tartışılması gerekmektedir. Sunlar, İzmir'i tanımayan arkadaşların, kendilerine özgü laf olsun torba dolsun sözleridir."

AVM YAPILMASINA KARŞIYIZ

Kurvaziyer limanı yapılmasına değil AVM yapılmasına karşı olduklarını ifade eden Başkan Kocaoğlu, "300 metrelik iki tane parmak iskele yapılacak, yanaşan gemi sayı 5'e çıkacak. 1-2 gemi artacak. Bunun bedeli 50 milyon dolar. Karşılığında bu alanda rakamlar iniyor, çıkıyor derken, limana Türkiye'de bugüne kadar yapılmamış dev bir AVM yapılacak. Bunun trafiği ve buradaki yığılma Kordon'u, Kemeraltı'nı, Alsancak'ı öldürecek. Biz AVM yapılmasına karşıyız. 'AVM yapılmazsa yolcu limanı para kazanmıyor, mutlaka yapılması gerekiyor' diyorlar. Yük limanı para kazanıyor. Yük limanını ayırmanız gerekmiyor. ya mevcut limanın içerisinde bunu değerlendirirsiniz. ya da biz Büyükşehir Belediyesi olarak, AVM yapılarak bölgenin ölmemesi için bütçemizden belli miktar ayırarak parmak iskeleleri yaparız. Gemiler gelsin gitsin. Ama biz kentimizi öldürmeyelim. Kentimizi perişan etmeyelim" diye konuştu.

KENTİ BİRLİKTE YÖNETİYORUZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti:

"Ben üniter devletten yanayım. Ama yerelin fikrinin alınması, değerlendirilmesi gerekir. Bu kentteki dinamikler kadar İzmir'in ihtiyaçlarını bilen hiçbir kuvvet yoktur. O zaman bizim fikrimiz alınmalı, birlikte proje geliştirilmeli. Yani katılımcı bir anlayışla, stratejik planlamadan ve öncelik sırasının belirlenmesinden başlayarak ve sahiplenme duygusunu da geliştirerek, birlikte yürümemiz gerekmektedir. Katılımcı yönetim anlayışını, katılımcı bir demokrasi anlayışını gerçekleştirmek durumundayız. İzmirliler bizden bunu beklemektedir. Herkese sorduğumuz projeler tıkır tıkır ilerlemektedir. Onun için 2009 seçimlerinden hemen sonra Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu ile kentin kanaat önderleriyle mükemmel bir şekilde 5 yıldır, ayda bir defa toplanarak kentin sorunlarını birlikte tartışıp, bu şekilde kenti yönetmeye çalıştık. Türkiye'nin en büyük fuar alanını gerçekleştiriyoruz. Yatırım tutarımız 400 milyon liradır. Dünyada hiçbir ülkede, hiçbir kentte, bir kentin yerel yönetimi tek başına 'bu kentin fuar kenti olması gerekir' deyip, kendi özkaynaklarıyla finanse edip, fuar alanı yapmamıştır. Yapılan fuarları merkezi hükümetler, iş alemi yapmıştır. Bu kentin hizmet sektöründe büyümesinde fuarın önemini biliyoruz. Bunun için bu yatırımı yapıyoruz. Şimdiki fuar alanını da bir kongre merkezine çevirip, kentin kongre ihtiyacını, kentin fuarlar ve kongreler şehri olma vizyonunu gerçekleştirmek istiyoruz."

EXPO OLMAZSA DÜNYANIN SONU DEĞİL

"Tabi ki EXPO 2020'yi kazanıp kenti kalkındırmak istiyoruz. Ama olmazsa dünyanın sonu değil. İzmir'in de sonu değil. İnciraltı'nı sağlık konseptinde planlayalım. 4 bin dönümlük bir sağlık kompleksini kuralım. Zaten İzmir ayağa kalkacaktır. Biz ne zaman Liman arkasını, Salhane Turan bölgesini planladık. Basmane Çukuru gündemden düştü. Planladığımız bölgedeki binalardan 5-6 tanesi bitti, en az 5-6 tanesinin de bugün yarın temeli atılacak. Kenti kalkındırmak istiyorsanız, kenti doğru planlamanız gerekiyor. Kenti kalkındırmak istiyorsanız, kentin önüne bir vizyon koymanız gerekiyor. ve bu ödevlerinizi, alt yapı eksikliklerinizi tamamlamanız gerekiyor. Bu kentte konuşulmamış hiçbir söz, üretilmemiş hiçbir proje yok. Önemli olan kazmayı vurup devam etmektir. Biz de 9 senedir bu şekilde çalışıyoruz."

YARIMADANIN PLANLAMASI İHMAL EDİLİYOR

"171 bin hektarlık Yarımada gibi bakir bir zenginlik dünyanın hiçbir yerinde yok. Buranın kalkınma yarışmasını yaptım. Şimdi de buranın kalkınma stratejik planını İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile beraber gerçekleştirmekteyiz. Buranın mutlaka o stratejik plan çerçevesinde planlarının yapılması gerekiyor. Ama aç gözlülüğe kaçmadan. Planla bir yeri kalkındırırsınız, güzelleştirirsiniz, doğayla uyumlu hale getirirsiniz ama planla bir yeri mahvedebilirsiniz de. Mutlaka kentler rant yaratır. Bunu kentler, o kentte yaşayanlar paylaşacaktır. Rantta sınırsızlığa kaçarak kenti kirletmenin, kentin taşıyamayacağı, sosyal donatı ve spor alanlarının olmadığı çok katlı uygulamalar kentleri mahvediyor. Yarımada sadece İzmir'in değil, Türkiye'nin kalkınmasında kaldıraç olacak önemli bir bölgedir. Buranın planlanması Turizm Bakanlığı tarafından uzunca bir süredir ihmal edilmektedir. Yapılıyormuş gibi yapılıp yapılmamaktadır."

KAMU MALLARINI SATMAK MİRAS YEMEKTİR

" Mersinli'de Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi'nin karşısında Vilayet Fidanlığı var. Burada biz İstinaf Mahkemesi yapılacak diye arazinin yarısını verdik. Satılan Karayolları arazisiyle buranın arası 800 metre. Ben yeşil alanı devletin ihtiyacı var diye binaya çeviriyorum. Siz resmi tesis alanı, yeşil aks olarak belirlenen alanı imara açıp burayı satıyorsunuz. Dünyada kentler bulvarlarıyla, meydanlarıyla, yeşil alanlarıyla, büyük parklarıyla, insanların buluşacağı kaynaşacağı alanlarla gelişir. Apartmanda yaşamak kentlilik değildir, gelişmek değildir. Kamu mallarının ve alanlarının korunması, geliştirilmesi gerekmektedir. Özelleştirme ayrı şeydir, özelleştirme adı altında kamu mallarının satılması ayrı bir şeydir. Bu serveti tüketmek, miras yemek, kentleri boğmaktır. Biz kentimizin boğulmasını istemiyoruz."

GÜCÜMÜZ VAR YETER Kİ BÜROKRASİ ENGEL OLMASIN

"Türkiye'de 81 vilayet içerisinde kendi öz kaynakları, dinamikleri, insan gücüyle kol kola girerek, kendi sermayesini de bulup, her türlü eksiğini alt yapı sorunu kalkındıracak bir kenttir. Biz sadece bürokratik engellerde karşılaştığımız imzaların peşinde koşuyoruz Ankara'da. Bürokratik engeller kalksın her türlü yatırımı yapacak kaynağa, olanağa, krediye sahibiz. Türkiye'nin kredibilitesi en yüksek kurumlarının başında geliyoruz." - İZMİR

Kaynak: İHA

Son Dakika Yerel Marka Kent İzmir'i Tartıştılar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement