Mağduriyetin Diğer Adı 'İbrahim Ayhan'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince tahliye edilmesinin ardından avukatlarınca tahliye edilmeleri için başvuru yapılan tutuklu Milletvekilleri İbrahim Ayhan ve Gülser Yıldırım'ın dosyaları savcılıkça incelenmiş, tutukluk süreleri göz önünde bulundurularak serbest bırakılmaları talep edilmişti. Diyarbakır Barosu'nun Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesine tahliyelerine ilişkin yaptığı başvurunun ardından mahkeme, Şanlıurfa KCK Davasında tutuklu yargılanan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ve Mardin KCK davasında tutuklu yargılanan BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'ın tahliye talebini reddetti.

SEÇİLME HAKININ İHLALİNE DEVAM
Mahkeme, savcının PKK'nin şehir yapılanması olan KCK'ye yönelik operasyonda yakalanan ve 5 Ekim 2010 yılından bu yana "silahlı terör örgütüne üye olduğu" gerekçesiyle yargılanan Milletvekili Ayhan ile ilgili tutuklulukta geçirdiği süre ve seçilme hakkının ihlalini gerekçe göstererek tahliyesine karar verilmesi yönünde sunduğu mütalaayı ve avukatlarının tahliye taleplerini inceledi. Mahkeme, Diyarbakır D Tipi Cezaevinde tutuklu İbrahim Ayhan ve yine Ayhan gibi aynı durumda olan Mardin E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Gülser Yıldırım'ın tahliye talebini reddederek, oy çokluğu ile tutukluluklarının devamına karar verdi. Mahkeme kararı 2'ye karşı 1 oy çokluğuyla aldı. Karara bir üyenin muhalefet şerhi koyduğu öğrenildi. Terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla Gülser Yıldırım 15 yıla kadar, İbrahim Ayhan ise 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

TEPKİLER GECİKMEDİ
Diyarbakır Mahkemesi'nin verdiği bu kararı " Türkiye'de bir kez daha hukuk ayaklar altına alındı" diyerek eleştiren BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, şöyle konuştu: "Hukuk bir kez daha çiğnendi, bunu görmüş olduk. Doğrusu Balbay'ın tahliye edilmesinden sonra diğer seçilmişlerin hepsinin tahliye edilmesi gerekiyordu. Bu arkadaşlarımız hakkında kesinleşmiş cezalar yok. Fazlasıyla içeride yattılar. Bu arkadaşlarımız hiç içeride olmaması gerekirken, bir rehine olarak tutuluyorlar. MHP'li bir milletvekili, BDP'li tahliyesi gündeme gelir gelmez. "BDP'liler tahliye olursa kıyametin kopması gerekiyor' yönünde açıklaması oldu. Bu tehdit olarak mı algılandı. Türkiye özgürlüklerden korkuyorsa, Türkiye'de hukuk devletinden bahsedemeyiz. Türkiye açısından, demokrasi açısından yaralayıcı bir karar. Acilen düzeltilmesi gerekiyor bu kararın. Türkiye'nin hukuk devleti olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Utanç verici bir karardır."

MAHKEME, KENDİNİ ANAYASA MAHKEMESİNDEN ÜSTÜN GÖRÜYOR
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise, "İstanbul'da ayrı, Diyarbakır'da ayrı hukuk olmaz. Kişiye özel hukuk olmaz" dedi. Milletvekili arkadaşlarının "terör örgütüne üyelik" suçuyla yargılandıklarını ve bu suçun cezasının 5 il 10 yıl arasında olduğunu, tutuklu geçirdikleri sürenin alabilecekleri cezayı da karşılayacak kadar uzun olduğunu kaydeden Kaplan, "Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi'nin aldığı karar bir hukuk skandalıdır. Halk, bu karara öfkelidir, tepkilidir. Bu karar kamu vicdanını yaralamıştır. Özel Yetkili Mahkeme, bu kararla 'Biz Anayasa Mahkemesi'nin de üstündeyiz' demiştir" diye konuştu.

Vekillerin avukatlarının, ilgili karara üst mahkemede itiraz edeceklerini de vurgulayan Kaplan, "Ancak şunu söylemek gerekir; Özel Yetkili Mahkeme'nin bu kararı bir düşman hukuku uygulamasıdır. Bir sömürge hukuku uygulamasıdır" dedi.

Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi'nin bu kararı ile AİHM'in ilgili kararlarını da BM Medeni ve Sosyal Haklar Sözleşmesi'ni de, Anayasa Mahkemesi'ni de, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nu da hiçe saydığını vurgulayan Kaplan, "Diyarbakır Özel Yetkili Mahkemesi, bu kararı almak için kimden emir almıştır? Çıksın açıklasın" şeklinde konuştu.

GEREKÇELİ BALBAY KARARI: MAKUL SÜRE AŞILDI
Bu arada Ergenekon Davası'nda 34 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ı tahliye ettiren Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli Balbay kararında "Tutukluluğun devamına karar verilirken yargılamanın tutuklu sürdürülmesinden beklenen kamu yararı ile başvurucunun seçilme ve milletvekili olarak siyasi faaliyette bulunma hakkı arasında ölçülü bir denge kurulmadığı ve bu nedenle tutuklu kaldığı sürenin makul olmadığı sonucuna varılmıştır." denildi.

AYHAN, MAĞDURİYETİN DİĞER ADI OLDU
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şube Başkanlığı yapan İbrahim Ayhan, 2005'in ilk 6 ayında yaptıkları sendikal eylem ve etkinliklerden dolayı dönemin valisi Şemsettin Uzun tarafından 50'yi aşkın kamu emekçisi hakkında başlattığı 129 soruşturma kapsamında sürgün edilen beş sendikalıdan birisi olmuştu. Ayhan, öğretmenlik görevinden istifa ederek Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Başkanlığı yaptı. 2007 genel seçimlerinde milletvekili adayı oldu. Seçimi kazandığı açıklanmasına rağmen ertesi gün şaibeli bir şekilde az bir oy farkıyla milletvekilliğini kaybettiği açıklandı. Yaşadığı mağduriyet bununla da kalmayan Ayhan, bu kez 2010 yılında KCK Davasından tutuklanarak Şanlıurfa Cezaevine konuldu. Cezaevinde ihlallere maruz kalan Ayhan, 2011 seçimlerinde milletvekilliğini büyük bir oy farkıyla elde etti. Serbest bırakılacağına kesin gözüyle bakılırken diğer tutuklu milletvekilleriyle yine tutuklunun halinin devamına karar verildi. Üstelik Adana Karataş Yüksek Güvenlikli Cezaevine sürgün edildi. Buradan da Diyarbakır D Tipi Cezaevine gönderildi. 34 yıl 8 ay hapisle Ergenekon Davasından yargılanan CHP Milletvekili Mustafa Balbay'ın tahliyesinin ardından 10 yıl hapisle yargılandığı için savcı tarafından tutukluluk süresinin göz önünde bulundurularak Ayhan'ın da tahliyesi istendi. Ancak yaklaşık 10 günlük sürecin ardından mahkeme, Ayhan'ın tutukluluk süresinin devamına yeniden karar verdi. Serbest kalması halinde Şanlıurfalıların özellikle yaşadığı mağduriyetlerden dolayı büyük sempati duyduğu Ayhan'ın BDP'den Büyükşehir Adayı olacağına kesin gözüyle bakılıyordu.
(Kaynak: Gazeteipekyol)