Kütahya'da Altın Madeni İçin Yeniden Keşif Yapıldı. CHP'li Kasap: "Bu Zulüm Bitecek, Az Kaldı"

Kütahya'nın Simav ve Tavşanlı ilçesinin köylerinde Zenit Madencilik'in altın gümüş madeni için aldığı 'ÇED olumlu' raporuna karşı açılan davada; Kütahya Barosu'nun itirazı üzerine yeni bilirkişilerce yapılmasına karar verilen keşif gerçekleştirildi. Keşfe katılan CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, "Değişik yollarla hem doğa tahribatı hem insanlarımızın gıdaya erişimini hem de üretimini engellemeye çalışıyorlar. Bu zulüm bitecek. Az kaldı" dedi.

Kütahya'nın Simav-Örencik, Tavşanlı- Avcılar ve Kavaklı köylerinde Zenit Madencilik A.Ş.'nin açmak istediği altın gümüş madenine karşı bölge halkının mücadelesi sürüyor. Şirketin maden için aldığı "ÇED olumlu" raporuna karşı açılan davada Kütahya Barosu'nun itirazı üzerine yeni bilirkişilerle keşif yapılmasına karar verilmişti. Söz konusu keşif, bugün yapıldı. Keşfe köylüler, sivil toplum kuruluşları, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap da katıldı.

"EMET'TE İNSANLAR 800 KAT FAZLA ARSENİKLİ SU İÇİYOR"

Bölge sakinlerinin yanında olduklarını belirten Kasap, Kütahya'nın altının üstünden daha değerli olduğunu söyledi. Daha önce Murat Dağı'nda başardıklarını kaydeden Kasap, Eğrigöz Dağı'ndan da vazgeçmeyeceklerini söyledi. Bursa, Kahramanmaraş ve Kütahya'da filtresiz oldukları için zehir salgılayan termik santrallerle de mücadele ettiklerini belirten Kasap, şunları söyledi:

"Termik santrallerle ilgili sıkıntılar yaşandı. 4 yıl oldu sanırım. 4 yıllık zaman zarfında bir tek ilde santral bacasına filtre takıldı, o da Kütahya'da. O da neden, rantı çok yüksek olduğu için. Buradaki yıkım, buradaki insanların uğradığı zulüm de aynı şekilde, Eğrigöz Dağı benim doğduğum yer. Ben Emet doğumluyum. Biz yıllardır borun sadece işçiliğini, angaryasını yapıyoruz. İleri sanayi teknolojik ürünler yok ama bordan dolayı 800 kat fazla arsenikli su içiyor insanlarımız. Pamukkale Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre Kocaçay'da arsenik oranı normalden 800 kat fazla. Aynı şeyi buraya da yapmayı düşünüyorlar. Değişik yollarla hem doğa tahribatı hem insanlarımızın gıdaya erişimini hem de üretimini engellemeye çalışıyorlar. Bu zulüm bitecek. Az kaldı."