Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Diyarbakır İl Başkanı Eyüphan Kaya, Kutlu Doğum münasebetiyle yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Demokrat Eğitimciler Sendikası(DES) Diyarbakır İl Başkanı Eyüphan Kaya, İnsanlık için bir çare, çözüm yolunu açan bir dinin mensubu olarak Hz. Muhammed’i anmanın boyunlarının borcu olduğunu belirterek, bu Kutlu Doğum vesileyle Resulullah aleyhiselatu vesselamı birkaç vasfıyla anmak istediklerini ifade ederek şöyle dedi;
PEYGAMBERİ ANMAK
“Müslümanlar Kutlu doğum münasebetiyle genellikle Peygamberi övmekle anarlar. Keşke Peygamberin hayatını rol model alarak anabilseydik. Hani kelimeyi tevhitte “abduhu ve resuluhu” derken Allah’ın kulu ve resulü olduğuna şahadet getiriyoruz. İşte bize düşen kulluk göverini nasıl yerine getirdiği, biz ne kadar o yolda yürüyebiliz acaba? sorusuna cevap arayıp, o konuda kendimizi hesaba çekmektir.
O BİR AİLE BABASIYDI
Peygamberimiz alehyisselatu vesselam üç erkek evladının vefatına şahit oluş, şükür etmesini bilmiş. Bildiğim kadarıyla sadece Fatıma’sı kısa bir zaman ondan sonra yaşamış. Fatıma’sıyla her fırsatta ilgilenmiş, Hasan ve Hüseyin torunlarına bir dede olarak fevkalade bir ilgi göstermiş evlat edindiği Hz. Zeyde karşı ilgisi üzerine ise kitap yazılır. O ailesine bağırıp çağırmayan sevilen sayılan günümüzün tabiriyle bir beyefendiydi. “En hayırlınız ailesiyle iyi geçinendir ve bu konuda en hayırlınız benim” demiş.
O BİR İNSAN HAKLARI AKTİVİSTİYDİ
Mazlumun kimliğini inancını sorgulamadan yanında durmasını bilirdi. Hayatından çok örnekler verilebilir, bir örnekle yetineceğim.
Bir gün gayri Müslüman biri; “Ey Muhammed sen mazlumların yanında olup, zulme karşı olduğunu söylüyorsun, işte Ebucehil benim malımı, mücevheratımı gasp etti, hadi bana yardımcı ol bakayım” demiş. Peygamber hiç zaman kaybetmeden Ebucehil’in bulunduğu yere gitmiş ve söz konusu kişinin malını Ebucehilden tahsil edip, kendisine ulaştırmıştır. Bu samimi davranışı karşısında malum adam iman ile şerefyab olmuştur.
O BİR RAHMET ABİDESİYDİ
Tüm insanlara, hatta hayvanlara ve bitkilere dahi şefkatle yaklaşmış. İslam’a karşı savaşanlara dahi beddua etmemiş, onların hidayete gelmeleri için dua etmiştir. Hile ile Bir-i maun adıyla anılan vakada 70 hafız-ül Kuran sahabenin şehadeti üzerine iki aya boyunca sabah namazındaki kunut duasında katillere beddua ettiği, ayrıca bir savaşta da karşı taraf ateşkese fırsat vermediği içi ikindi namazını kılamadıkları için karşı tarafa beddua ettiği tarih naklediyor, üçüncüsünü duymadım.
O BİR ÖĞRETMENDİ
Kavli ve fiiliyle insanlığa örnek olan bir insandı ve insanlık alemine öyle şeyler öğretmiş ki kıyamete kadar insanlık alemi onu hayırla yad ediyor, ruhuna salat ve selam gönderiyor. Adaleti, merhameti, edebi, ibadeti, insanlar arasındaki adab-ı muaşereti hak hukuk kavramlarını, bir arada yaşama usulünü o insanlığa öğretti. Medine vesikasıyla da tarihe not bıraktı. Okumaya-Yazmaya, öğrenmeye önem veren Hz. Peygamber savaşta esir alınan kimselere “10 sahabeye okuma yazma öğreten azat olur” diyen ileri görüşlü bir devlet adamıydı.
O BİR KUMANDADI
Her yapılan savaşlarda savaş öncesi sahabeleriyle istişare eder ve görüşlerini kale alırdı. İslam tarihi açısından iki büyük savaş olan Bedir ve Uhud’taki disiplin anlayışı hala askeri okullarda okunuyor. Savaşta Kadınlara, çocuklara ve yaşlılara dokunulmaması gerektiği talimatını veren eşsiz bir komutandır. Bir insan etkisiz hale getirildikten sonra ekstradan bir sıkıntıya tabi tutulmaması gerektiği, ölmüşse bedeninin bozulmasını emr eder ince ruhlu hassas bir insandı.
O ALLAH’IN HEM KULU, HEM RESULUYDU
Bir yandan elçilik görevini yerine getirirken diğer yandan ilahi talimata harfiyen uyan, bir örnek şahsiyette sahipti. Adalette, ibadette, beşeri münasebetlerde hep bir adım öndeydi. Sahabelerine karşı güven verici, cesaret arttırıcı bir duruş sergiliyordu. Öğleki onunla konuşan sahabeleri “annem babam uğruna feda olsun” deyip, öyle söze başlarlardı.
O ÖRNEK BİR DEVLET ADAMIYDI
Malum adil bir devlet, şemsiyesi altında yaşayan kimselere huzur ve güven verir. Bireysel olarak insanlara katkı vermek bir yere kadar, ancak devlet devamlı insanlara katkı verebilir adil bir yargı erkiyle oluşan sorunlara çözüm getirebilir, fakir zengin arasında bir köprü kurup bir denge unsuru olabilir. Onun için Peygamberimiz devlet kurmayı hedeflemiş ve şükürler olsun ki amacına da ulaşmıştır. Bir devlet adamına manidar bir örnek olacak bir hadiseyi paylaşmak isterim. Peygamberin ölümü yaklaşmıştı, “veda hutbesinde bizzat ima etmiş” Bir gün camide, “kimin hakkı üzerimde varsa buyursun alsın, ta ki kıyamet günü Yüce Rabbimin huzuruna borçlu gitmeyeyim” diye bir beyanda bulundu. Akkaşe bir sahabe, “Ya Resulullah benim sizin üzerinizde hakkım var, bir gün at yarıştırıyorduk, ben sizi geçtim o esnada sırtım açıkken bana bir kırbaç vurmuştunuz” Peygamber kırbacını evden getirttirir ve sırtını açarak, “buyurun ya Akkaşe hakkını al” der. Akkaşe sırtındaki peygamberlik işaretini öper ve derki, “inanın öyle bir durum yaşanmamıştı fakat ben bu peygamberlik mührünü görmeye hasret kalmıştım dolayısıyla böyle bir hileye başvurdum” der.
Keşke devlet adamlarınız da bu anlayışa sahip olsalardı. Hayatın rengi değişirdi haksız mıyım? Peygamberi sevdiğini söyleyenler, onu övenler çok, ama yolunda gitmeye gelince hesaplarına gelinceye kadar. Herkes bilmeli ki böyle bir İslam anlayışı tehlikelidir, bilinçli olarak bu yanlışta devam etmek maazallah inamı bile zedeleyebilir. Bir sivil akılla deriz ki gelin Peygamberimizin yoluna yolcu olalım, doğrularda birbirimize destek verelim, yanlışlarda da birbirimizi uyaralım, dünya ve ahret saadetine hep beraber ulaşalım ne dersiniz?”
Son Dakika › Yerel › Kaya, Hz. Muhammed'i Andı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?