Gaziantep Müftüsü: Küçük Yaşta Evlilik Eski Devirlerin İşi

Gaziantep Müftüsü Prof. Dr. Ali Bakkal, İslam dininin buluğ çağına gelmemiş, hatta rüşt olmamış insanların evlenmesine izin vermediğini söyledi.

Müftü Ali Bakkal, Gaziantep Müftülüğü'ne atanması nedeniyle gazetecilerle bir sohbet toplantısı yaptı. Bakkal, Gaziantep'te küçük yaşta evlenme olaylarının gündeme gelmesi ve bu konuda İslamiyet'te bir hükmün bulunup bulunmadığıyla ilgili soruyu yanıtlarken, "Dini geleneğimizde böyle bir müsaade var. İslamiyet'in ilk yıllarında bu tür evlilikler yapılmış. Ancak, günümüzün sosyolojik şartlarında bu tür evlilikler tasvip edilemez" dedi. İslam dininin 'azimet' ve 'ruhsat' diye adlandırılan hükümleri bulunduğunu kaydeden Müftü Bakkal, azimet hükümlerin her zaman uygulanabilecek yapılabilecek hükümler olduğunu, bunun dışında zamanın ve şartların durumuna göre bazen yapılabilecek, bazen de yapılmaması gereken ruhsat hükümler bulunduğunu vurguladı. Bakkal şöyle konuştu:

"İşte küçük yaştaki çocukların evlendirilmesi ruhsat hükümler içinde değerlendirilebilir. Dinimizde asıl olan buluğ çağına gelmiş, hatta rüşt olmuş insanların evlenmeleridir. Rüşt dediğimiz zaman hem bedenen, hem aklen yetkinliği olan kişiler ancak evlenebilirler. Ruhsat kabilinden, velilerinin izniyle küçüklerin de evlendirilmesiyle izin verilmiş. Yerleşmiş olan ehli sünnet mezheplerinin görüşüne rüşt olan kişilerin evlenmesi doğrudur. Bu konudaki içtihat akıl balığ olma yaşı ise kızlar için 17, erkekler için ise 18'dir. Küçüklerin evlendirilmesine cevaz verenler de ruhsat çerçevesinde bunu kabul etmişler. Bazı mezheplerde küçüklerin evlendirilmesine yönelik bazı cevazlar olsa bile, bunun her zaman uygulanabilir olduğunu düşünemeyiz. Çünkü, asli hüküm hem bedenen hem aklen yetişmiş kişilerin evlenmiş olmasıdır."

'KABİLE YAŞANTISINDA VARDI'

İslamiyet'in geldiği dönemlerde toplumların kabile şeklinde bölündüğünü, öyle bir yaşam tarzında, düşük kabileden sayılan küçük bir kızın daha güçlü bir kabileden biriyle evlenmesinin başta kızın neslinin kurtulması olmak üzere çeşitli manalar ifade ettiğini belirten Müftü Ali Bakkal, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Aynı zamanda, kız veren zayıf kabilenin kendisine destek bulması anlamına da geliyor. Şimdi de kan davalarının sona ermesi için bu tür şeylere başvuruluyor. Bu makul mü? Değil. Çünkü, günümüzün sosyolojik yapısı buna müsait değil. Küçük yaşta kişilerin evlendirilmesini caiz görenler, kabul nedenlerini, kabile yaşantısının hakim olduğu dönemlerde bunun makul olduğu düşüncesine dayandırıyor. Böyle değerlendirince oradan bir açık kapı bulmuşlar. Ama, hiç bir zaman kimse 'bu İslam'ın asli hükmüdür, temel hükmüdür, azimet hükmüdür, her zaman ve şartta uygulanacak olan hükümdür' diyemiyor. Eskiden insanlar sosyolojik açıdan bakılırsa daha çabuk sosyalleşiyorlardı. Yani sosyal hayatı daha çabuk tanıyor, hayatı anlıyor, hayatın içinde normal gelişmeler sergiliyordu. Ama günümüzde öyle değil. Çünkü, bugün uzun bir eğitim çağı var. Biz eğitimciler olarak hayatın mezuniyetten sonra başladığını söylüyoruz. Çocukların 20- 25 yaşlarına kadarki ömürleri eğitimle geçiyor. Bugün sosyalleşme gecikiyor. Bugün için aynı yaşı söylemek mülkün değil."