Emek ve Demokrasi Platformu, Dünya Barış Günü'nde Barış Çağrısında Bulundu - Son Dakika
Son Dakika Logo
Yerel

Emek ve Demokrasi Platformu, Dünya Barış Günü'nde Barış Çağrısında Bulundu

Emek ve Demokrasi Platformu, Dünya Barış Günü\'nde Barış Çağrısında Bulundu
02.09.2025 10:20  Güncelleme: 10:23

Emek ve Demokrasi Platformu Trabzon Şubesi, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'deki Kürt meselesinin barışçıl bir ortamda çözülmesi gerektiğini vurguladı. Açıklamada, savaşların yarattığı yıkım ve insan hakları ihlalleri ön plana çıkarken, adalet ve demokrasi vurgusu yapıldı.

Haber: Esra Nur PERVAN

(TRABZON) - Emek ve Demokrasi Platformu Trabzon Şubesi tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, "Ülkemizde uzun yıllardır çözümsüz bırakılan Kürt meselesinin şiddetin devreden çıktığı bir denklemde tartışılır hale gelmesi çok değerlidir. Gelinen aşamada çatışmaların, ölümlerin ve hak ihlallerinin son bulması, sorunun kapsamlı ve demokratikleşme çerçevesinde çözülmesi; demokratik, adil ve kalıcı bir çözümün, barışın inşa edilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Barışa olan özlem ve ihtiyaç, siyasi iktidarın kendi ömrünü uzatmaya yönelik bir fırsatçılığa dönüştürülmemelidir" ifadelerine yer verildi.

Emek ve Demokrasi Platformu Trabzon Şubesi üyeleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Atatürk Alanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamaya CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez ve CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz da destek verdi.

Platform adına hazırlanan açıklamayı Sinan Kutay okudu.

Açıklamada, dünyanın birçok coğrafyasında süren çatışmaların her yıl on binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve temel haklardan mahrum kalınmasına yol açtığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Emperyalist güçler, kapitalist üretim ve bölüşüm ilişkilerinin yarattığı krizi dünya genelinde körükledikleri savaş ve saldırganlık politikalarıyla aşmaya çalışıyorlar. Buna karşı 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde insanlığın ortak geleceğini tehdit eden savaşlara, işgallere ve şiddet politikalarına karşı sesimizi yükseltiyoruz. İsrail'in Gazze'de ve tüm dünyanın gözleri önünde aylardır sürdürdüğü soykırım başta olmak üzere Orta Doğu'dan Afrika'ya, Ukrayna'dan Asya'ya kadar pek çok bölgede süren savaşların yarattığı yıkım, sınırsız bir sömürü arzusuyla işleyen küresel kapitalist düzenin ve birçok uluslararası organizasyonun insan hayatını hiçe sayan yüzünü bir kere daha ortaya koymuştur. Çocuklar açlıktan ölmekte, hastaneler yıkıntılar arasında çaresizde ayakta kalmaya çalışılmaktadır.

"Gazze'de olup bitenler tüm insanlığın vicdanının ölüm döşeğidir"

Gazze'de aslında olup bitenler tüm insanlığın vicdanının ölüm döşeğidir. Diğer yandan komşu coğrafyamız Suriye'de HTŞ rejiminin gerici cihatçı çizgide farklı kimlik ve inanç topluluklarına dönük sivil katliamları Orta Doğu'da laiklik, eşit yurttaşlık, temel insan halkları ve demokrasi mücadelesi veren tüm kesimler için büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bu rejime iktidarın ve dünyanın egemen güçlerinin verdiği dolaylı ve dolaysız destekler derhal sona ermeli, cihatçı çetelerin yönetime getirdiği ülkelerin geleceği, halkların özgür iradesinin kendisini bulacağı bir demokratik çerçeve gerçekleşmelidir.

Bu şiddet atmosferinde ülkemizde uzun yıllardır çözümsüz bırakılan Kürt meselesinin şiddetin devreden çıktığı bir denklemde tartışılır hale gelmesi çok değerlidir. Gelinen aşamada çatışmaların, ölümlerin ve hak ihlallerinin son bulması, sorunun kapsamlı ve demokratikleşme çerçevesinde çözülmesi, demokratik, adil ve kalıcı bir çözümün, barışın inşa edilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur. Barışa olan özlem ve ihtiyaç, siyasi iktidarın kendi ömrünü uzatmaya yönelik bir fırsatçılığa dönüştürülmemeli, anayasaya, hukuka ve halk iradesine saygı duyulmalı, siyasallaşmış yargı eliyle muhalif belediye başkanlarını ve muhalif siyasetçileri etkisizleştirme anlayışı terk edilmelidir. Siyasi gerekçelerle hukuksuz biçimde cezaevlerinde tutulan tüm tutuklu ve hükümlüler derhal serbest bırakılmalı ve görevlerine iade edilmelidirler.

"Barış için adalet ve demokrasi ön koşuldur"

Halkların eşit, özgür ve bir arada yaşadığı bir gelecek ancak karşılıklı güvenin temin edilmesiyle, hak ve özgürlüklerin evrensel normlar çerçevesinde güvence altına alınmasıyla olanaklıdır. Barış için adalet ve demokrasi ön koşuldur. Barışın yeşermesi ve kalıcılaşması için gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet şarttır. İş güvencesi, sendikal haklar, toplu pazarlık süreçleri ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakların güvence altına alındığı demokratik bir ortam barış için temel bir zemin oluşturacaktır. Savaşların ve çatışmaların değil, barışın ve kardeşliğin tarafındayız. Savaşların, halkların iradesini yok sayan, doğayı ve yaşam alanlarını tahrip eden yıkıcı etkilerine karşı eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi temelinde bir yaşamı savunuyoruz."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Yerel Emek ve Demokrasi Platformu, Dünya Barış Günü'nde Barış Çağrısında Bulundu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement