Elazığlı Vatandaş: "Geçen Yıl 500 Tane Koyunu Olan İnsan Zengindi, Bu Yıl 500 Koyunu Olan Adam Fakir" - Son Dakika
Yerel

Elazığlı Vatandaş: "Geçen Yıl 500 Tane Koyunu Olan İnsan Zengindi, Bu Yıl 500 Koyunu Olan Adam Fakir"

İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Servet Gürgözeler, Elazığlı besicilerle dertleşti. Nakliyecilik yaptığını ve Diyarbakır’a canlı hayvan götürdüğünü söyleyen Mehmet Ayhan adlı vatandaş, “Gördüm ki Diyarbakır'da insanlar damızlık hayvanlarını kesime götürüyorlar. Bu gidişle Türkiye'de damızlık hayvan kalmayacak. Yem fiyatları pahalı. Geçen yıl ya da iki yıl önce 500 tane koyunu olan insan zengindi. Bu yıl 500 tane koyunu olan insan yeşil kartlı, fakir" dedi.

02.11.2022 13:35  Güncelleme: 20:07

İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Servet Gürgözeler, Elazığlı besicilerle dertleşti. Nakliyecilik yaptığını ve Diyarbakır'a canlı hayvan götürdüğünü söyleyen Mehmet Ayhan adlı vatandaş, "Gördüm ki Diyarbakır'da insanlar damızlık hayvanlarını kesime götürüyorlar. Bu gidişle Türkiye'de damızlık hayvan kalmayacak. Yem fiyatları pahalı. Geçen yıl ya da iki yıl önce 500 tane koyunu olan insan zengindi. Bu yıl 500 tane koyunu olan insan yeşil kartlı, fakir" dedi.

İYİ Parti Elazığ İl Başkanı Servet Gürgözeler ve partililer, Elazığlı besicilerin sorunlarını dinledi. Çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifi'ne olan borçlarının yapılandırılmasının da faize tabi olduğunu ifade eden bir üretici, "Çiftçilerin Tarım Kooperatifi'ne olan borçları, devlete olan borçları; bu borçları yapılandırması faizle oldu. 10 bin lira alan, parayı 10 bin lira olarak 24 ay vade uzatmadı. Sana bir vade verdiler ama o 10 bin TL'yi 15 bin lira olarak vade verdiler. Ama sen yine içeri gireceksin, yine ödeyemeyeceksin. Tekrar bu faizle ötelemek zorunda kalacaksın. Yani senin şu Tarım Kooperatifi'ne, krediye hiçbir şekilde borcun bitmeyecek. Bu bir gerçek, çünkü iyileştirilen hiçbir şey yok" diye konuştu.

"BU YIL 500 KOYUNU OLAN ADAM YEŞİL KARTLI"

Besicilerin gün geçtikçe çıkmaza girdiğini söyleyen Mehmet Ayhan adlı vatandaş, besicilerin devlet desteğine muhtaç kaldıklarını söyledi. Ayhan, şunları söyledi:

"Diyarbakır'a nakliye yapıyorum, canlı hayvan götürüyorum. Fakat gördüm ki Diyarbakır'da insanlar damızlık hayvanlarını kesime götürüyorlar ve kesimhane kuru. Bu gidişle Türkiye'de damızlık hayvan kalmayacak. Yem fiyatları pahalı. Geçen yıl ya da 2 yıl önce 500 tane koyunu olan insan zengindi. Bu yıl 500 tane koyunu olan insan yeşil kartlı, fakir. Devlet destek veriyor ya enerji desteği, yakıt desteği; o 500 koyunu olan insanlar gerçekten onlara muhtaç. Ama geçen yıl 300 koyunu olan insan gerçekten zengindi, fakat bu yıl fakir. Devletin desteğine muhtaç. Burada besicilerle, üreticilerle görüşmelerim sonucunda çıkardığım sorun bu."

"ÇİFTÇİ HAMALLIK YAPIYOR, KAZANDIĞI HİÇBİR ŞEY YOK"

Muhammed Emin Budak isimli besici ise şunları söyledi:

"Bugün 30 dönüm bir yer ektiğiniz zaman, 30 dönümden alacağınız en iyi verim 12 ton arpadır. Bugün tohumu alıyorsunuz, 30 dönümlük yere ekeceğiniz arpanın en az 1 ton arpa ekmeniz lazım. Bir ton, bugün 8 bin TL. Bunu iki defa sürüyorsunuz, 60 dönüm sürmüş oluyorsunuz. Bunun dönümüne, nereden baksanız 60 dönüm için 10 bin TL mazot yakıyorsunuz. Bunun şöyle bir durumu da var: Arpayı sonuçta biçip kaldıracaksınız biçerdöverle. Biçerdövere de 10 bin TL ödüyorsunuz, eder 20 bin TL. Tohumuna 7 bin TL veriyorsunuz, 27 bin. Bunun kış gübresi var, bahar gübresi var; 50 bin TL'yi buluyor. 12 ton arpayı çarptığınız zaman, 70 bin lira. Şimdi çiftçi kendi hamallığını yazmıyor, kendi işçiliğini yazmıyor. Çiftçi, bir yerde işe girdiği zaman 6 ayda 30 bin TL kazanacak asgari ücretle. Şimdi 30 bin lirayı eklediği zaman, 80 bin lira. 10 bin lira içeride çiftçi. Aslında çiftçi bir yerde hamallık yapıyor, hamallığı yapıyor kazandığı hiçbir şey yok. Kendi öz maaşını bile çıkartamıyor. Bunun yanı sıra şimdi arpa ekmeyi insanlar bıraktılar. Bütün arazileri, Elazığ'da, her yerde kimse artık ekim yapmıyor. Kuzu yemine gelelim; kuzu yeminin torbası 80 TL ile 120 TL arası. İnsanlar hayvancılıkla ilgili yem ekmiyorlar. Mazot ve gübre fiyatları kurtarmıyor. Gübre konusu da şu; zamanında hükümetler, bu arazilere DAP gübresi enjekte ettiler. Şimdi insanların sigara içmesi gibi, tiryakiliği gibi bugün toprak da bu gübrenin tiryakisi olmuş. Artık bu gübreyi vermediği zaman o araziden verim alınmıyor, ot bitmiyor. Şimdi bu gübrenin tonu, torba hesabı 90-100 TL, tonu 10 bin TL. Bu gübreyi atmadığım zaman ot bitmeyecek, olmayacak. Bunun bir de ilaçlaması var.

"DEVLET BANKALARI TEŞVİK VERİYOR, ONU DA HÜKÜMET YANLILARI ALIYOR"

Bugün hayvancılık sektörüne baktığımız zaman, sadece hayvancılık olarak bakamazsınız. Tarımdan alacaksınız, bölgenin ikliminden alacaksınız. 'Ziraat Bankası'na teşvik verdi' diyorlar. Ama Ziraat Bankası'nın teşviğine baktığınız zaman, Ziraat Bankası'nın teşviği hükümete yanlı olan insanlara gidip de on ailenin, yirmi ailenin aldığı bir para. Ama Ahmet gittiği zaman, Mehmet gittiği zaman, Cafer gittiği zaman, Ziraat Bankası'nın sana söylediği tek kelime var: 'Elazığ bölgesine veya Malatya bölgesine, Diyarbakır bölgesine gelen para bitti'. Bitti de bir gün de mi bitti, üç günde mi bitti, beş günde mi bitti? Hani bir teşvik vardı?"

"BU ŞEKİLDE ÇİFTÇİNİN BORCU HİÇBİR ŞEKİLDE BİTMEYECEK"

Muhammed Emin Budak, çiftçilerin Tarım Kredi Kooperatifi'ne olan borç yapılandırmalarının faizli olduğunu ifade ederek, bu şekilde bir düzenlemeyle çiftçilerin borçlarının asla bitmeyeceğini belirtti. Budak, şunları söyledi:

"Çiftçilerin Tarım Kooperatifi'ne olan borçları, devlete olan borçları; bu borçları yapılandırması faizle oldu. 10 bin lira alan, parayı 10 bin lira olarak 24 ay vade uzatmadı. Sana bir vade verdiler ama o 10 bin TL'yi 15 bin lira olarak vade verdiler. Ama sen yine içeri gireceksin, yine ödeyemeyeceksin. Tekrar bu faizle ötelemek zorunda kalacaksın. Yani senin şu Tarım Kooperatifi'ne, krediye hiçbir şekilde borcun bitmeyecek. Bu bir gerçek, çünkü iyileştirilen hiçbir şey yok.'

"BESİCİ KÜPE TAKILAN HAYVANLARINI İKİ KÖY İLERİYE BİLE GÖTÜREMİYOR"

Bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde en çok küçükbaş barındıran Erzincan, Elazığ; bugün baktığınız zaman Tunceli bölgesinde Pertek, Çemişgezek bölgesinde ve bu bütün coğrafyadaki dağların yaylaları kullanan yüzde 90'lık bir kesimden bahsediyoruz. Bu hayvanların hiçbirisinde küpe yoktur. Bundan 7-8 yıl öncesine kadar devlet dedi ki 'Gelin küpe takalım'. Nedir küpe? 'Yeşil küpe süt parası için, mavi küpe yem parası için. Size bedavadan yem parası, süt parası vereceğiz' denildi. Millete cazip geldi. Ama bu insanların bir yeşil kartı vardı. Hayvanlar üzerlerine yazılı olmadığı için yeşil karttan faydalanma sebepleri vardı. Şimdi küpeler takıldıktan sonra bunlar, bir defaya mahsus yem ve süt paralarını aldılar. Şimdi bu hayvanların hepsi kayıtlı. Kaydı aldıktan sonra bir ilçede iki köy ileriye, yaylaya hayvanlarını götüremiyor. Çünkü küpeli, kayıtlı; devletten izin alması lazım. Devletten izin aldığı zaman da kesinlikle bir tane peynir tüccarının iki dudağı arasında kalıyorsun. Gidiyorsun ihaleye giriyorsun, bir yayla satın alıyorsun ve yaylaya 1 milyon, 500 bin TL paralar ödüyorsun. Şu an artık Türkiye'de Anadolu Bölgesi'nde hiçbir yayla kirasız değil, hiçbir yayla parasız değil. Şu an kendi yaylanı bile parayla okutuyorsun.

"SENİN OTURDUĞUN KÖYÜN YAYLALARINI BİLE VALİLİK KİRAYA VERİYOR"

Mesela Tunceli Pülümürlü bir arkadaşımızı ele alalım. Bir tane köyü var, kooperatiflerini kurmuşlar, kendi yerlerini kiraya vermek istiyorlar. Veremezler kesinlikle. Valilik verecek. Senin oturduğun köyün yaylalarını bile valilik kiraya veriyor. Artık bana veriyor, Şavak'a veriyor. Ama ben bir şey kazanmıyorum. Koyun başına 150 TL'ye denk geliyor. Benim göç dönemim var. 3 katlı kamyonlara hayvanlarımı yüklüyorum. Sivas'a götürüyorum, Erzurum Palandöken yaylasına götürüyorum, Tunceli Pülümür'e Berat çayına götürüyorum, Bahar yaylalarına, Ağrıtut Yaylası'na, Ovacık'a götürüyorum. Götürürken de 3 katlı kamyonlarla dünyanın parasını ödüyorum. Yayla parası ödüyorum, hayvanlarım telef oluyor. Üst katta, kamyonun içerisinde 6-7-8-10 tane hayvanımız telef oluyor. Onun dışında bir de dönerken ben bu kamyonlarla geri geliyorum. Bu da ayrı bir maliyet."

"YAYLALARIN KİRALAMA HAKKI DAMIZLIK BİRLİĞİNE VERİLMİŞ"

Muhammed Emin Budak, yaylaları kiralama hakkının Damızlık Kooperatifi adlı bir birliğe verildiğini söyleyerek bu kooperatifte başkan da dahil üyelerin en az yüzde 70'inin hayvancılık yapmadığını söyledi. Besicilerin kaderinin bu işte yetkin olmayan kişilerin eline bırakıldığını kaydeden Budak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yaylalar, valinin önderliğinde, yıllarca valiliğin kurduğu bir komisyonla verilirdi. O dönem de yine bu yaylalar verilirken bu kadar da güzel bir şekilde, mantıklı bir şekilde dağıtılmadı. Yine üç-beş kişinin tekelinde kaldı bu. Bütün bölgenin yaylaları şimdi de Damızlık Kooperatifi diye bir kooperatif kurulmuş, bu sene o kooperatife verilmiş yaylalar, bu birliğe ama tuhaf olan şu; ne bu birliğin başkanında ne de yönetimin yüzde 70'inde hayvan var. Bu birlik, hayvancılık yapmıyor. Hayvancılık yapmayan bir birliğin mantık olarak yaylaları elinde bulundurması ve bu yaylaları hangi mantığa göre hayvancılara dağıttınız? Yani karşılığında ne aldınız? ve bu işten ne kadar kar yaptınız? Ne kadar nemalandınız? Neyin kriterine göre bu hayvanları yaylalara vardınız? Bilginiz ne, kültürünüz ne? Çevre mühendisi misiniz? Hayvancı değilseniz çeviremezsiniz. O değilse daha önce o bölgeyi analiz etmiş, eğitim seviyesi yüksek insanlardan birisi misiniz? Bu yaylaların hayvan sayısını biliyor musunuz? Kapasitesini biliyor musunuz? Kaç hayvan kaldırabileceğini biliyor musunuz veya devletin yasaklı-yasaksız bölgelerini biliyor musunuz? Elinizde öyle bir harita mı var? Yani hem hayvancı değilsiniz hem bilgilere sahip değilsiniz. Bu hayvanları bu coğrafyaya nasıl dağıttınız ve bu coğrafyaya dağıtırken o coğrafyada bulunan köylerdeki hayvanların sayısını da aldınız mı?"

"MERA DAĞILIMINDA DENGESİZLİK VAR"

Küçükbaş hayvancılık Elazığ'ın bazı bölgelerinde yoğunlaşmış. Bazı bölgelerinde de tek bir tavuk bile yok. Sivrice'de, Maden'de, Baskil'de, Palu'nun büyük bir kısmında küçükbaş hayvancılık hiç yok. Hatta buralarda yazın sıcaklardan, kuru otlardan dolayı zaman zaman yangınlar oluyor. Diğer tarafta küçükbaş hayvancılığın kümelendiği bölgelerde küçükbaş hayvanlar, yazın verimli otun en yüksek olduğu dönemde bile hayvanlar aç kalıyor. ve yem veriyorlar. Mera dağılımında bir dengesizlik var. Devlet, bu boş meraları bedelsiz üreticiye tahsil etmeli. Şimdi üreticiler, kışın rakımı düşük yerleri tercih eder. Yazın zaten yaylalara gidiyorlar. Niye rakımı düşük? Kışın hafif olur hayvanlar, daha çok kendi ağızlarla yem yer. Fakat buna rağmen devlet bir türlü bu köylerin meralarını üreticiye tahsis etmiyor veya edemiyor. Artık anayasal boşluk mu var, kanuni boşluk mu var? veya üreticilerin yöneticilerin basiretsizliği mi?"

"5 BİN 200 LİRADAN UCUZ YEM ALIP 7 BİN LİRAYA SATIYORLAR"

Süleyman Aylan isimli vatandaş da kesildiği halde küpeden düşürülmeyen birçok hayvan için bazı besicilerin kooperatiflerden uygun fiyata yem alıp yüksek fiyattan bunları sattığını ve bunun denetlenmesi gerektiğini belirtti. Aylan, şunları söyledi:

"Benim üzerime kayıtlı hayvanım yok. İşletmem var ama hayvanım yok. Yalnız işletmesi olup da üzerine, adam hayvanı kestirmiş, küpeleri resmi olarak kayıtta duruyor. Adam satmış, erkek hayvanı götürmüş, kestirmiş. Ama küpeleri duruyor. Küpeden düşürmemiş. Kaydı duruyor. Tarım müdürlüğünde kaydı duruyor. İstesem şimdi Tarım İl Müdürlüğü'ne gidip 200 -300 tane hayvan kaydederim. Giderim şu an Tarım Kredi Kooperatifi'nin dağıtmış olduğu yerden alırım. Şu an Tanrım Kredi Kooperatifi yem veriyor hayvancılara bir dünya var. Onun takip edilmesini istiyoruz. Tarım Kredi Kooperatifi'nden 5 bin 200 liraya yem alıyor, 7 bin liraya satıyor. Hiç kendisi de gitmiyor, tüccarın bir elemanı gidiyor. Oradan 5 bin 200 liralık yemi alıp satıyor. Aradaki kar da tüccara kalıyor. Resmi olarak her şey var, ama hayvanı yok, ama işletmesi var. İnancınız olsun ki hayvancından daha çok bunlar alıp satıyor. Devlet ne yapsa hırsızla baş edemiyor. Ama takip de etmiyor. Bu çok önemli. Bu işten nemalanan bir dünya insan var. Hem tüccar hem de böyle sahtekar insanlar var. İsterseniz ben gelin yapayım size, ama ben almam parasını."

Elazığlı Vatandaş: "Geçen Yıl 500 Tane Koyunu Olan İnsan Zengindi, Bu Yıl 500 Koyunu Olan Adam Fakir"
Kaynak: ANKA

Son Dakika Yerel Elazığlı Vatandaş: 'Geçen Yıl 500 Tane Koyunu Olan İnsan Zengindi, Bu Yıl 500 Koyunu Olan Adam Fakir' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement