Domateste Yeni Tehlike Mildiyö

TÜRKİYE'nin elindeki en büyük silahın tarım olduğunu belirten TAT Konserve Sanayi A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyesi Güçlü Toker, domateste yeni tehlike Mildiyö'ye (yaprak kuruması hastalığı) dikkat çekti. Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (ANSİAD), 19'uncusu düzenlenen olağan toplantılarının bu haftaki konuğu TAT Konserve Sanayi A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Güçlü Toker oldu. Dedeman Hotel'de düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katılan Toker, tarım ve hayvancılığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Şanlıurfa'da ilk sanayi tipi domates üretimine 2006- 2007 yıllarında deneme üretimleri ile başladıklarını belirten Güçlü Toker, 5 yıllık kiralama toprak yöntemiyle 20 bin dönüm açık alanda 150 bin ton üretim yaptıklarını ve 2008'de 1 milyon ton kapasiteli salça fabrikasını kurduklarını anlattı. Bu yılki hedefte 200 bin ton domates üretimi olduğunu dile getiren Güçlü Toker, "Dolayısıyla bizim gidecek çok yolumuz var" dedi.

Türkiye'nin geçen yılki sanayi tipi domates üretimi miktarının 1.3 milyon ve kendi üretim hedeflerinin ise 1 milyon ton olduğuna işaret eden Toker, "Bizim gibi birkaç şirket daha olsa kimsenin kuyruğu birbirine değmez. 6 kilo domatesten 1 kilo salça oluyor. Kabuğu, çekirdeği çıkartılıp içindeki rutubet atılıyor ve içindeki konsantre artırılıyor. Salça fabrikasını da Urfa'da kurduk çünkü taşıma parası domates parasından pahalı hale geliyordu" diye konuştu.

TUTA'YA GÖRE CİDDİ ZARARLI

"Bu yıl domateste yaşanan Tuta Absoluta zararlısı ciddi problem ama ilk defa bizim karşımıza çıkan bir şey değil" diyen Toker, bu zararlısının Avrupa'da ve ABD'de de çıktığına dikkati çekti. Bu yıl Mildiyö'nün (yaprak kuruması hastalığı) ortaya çıkacağını belirten Güçlü Toker, "Batıda Tuta'yla karşılaştırılamayacak ölçüde ciddi zararı var. Asıl dikkat edilmesi gereken bu hastalıktır. Sıcak ve rutubetli hava devam ederse Batı'daki domatesin en büyük tehlikesi Mildiyö'dür" dedi.Bu yıl Tuta zararlısı ve iklim şartları nedeniyle domates üretiminin az olduğunu, bunun da domates fiyatını fırlattığı gibi salça fiyatlarını da etkilediğini belirten Toker, çiftçi domates üretimine yöneleceği için önümüzdeki yılbu fiyatların makul seviyelere ineceğini kaydetti. Güçlü Toker, bu yıl 2- 2.5 TL'den fabrikadan çıkan bir kilo salçanın markette 4- 4.5 TL'ye satılmak durumunda kalındığına dikkati çekti. Salça üretiminde maliyetlerinin Çin'le rekabet edebilecek düzeyde olduğunu da anlatan Güçlü Toker, ''Çin'de kalite çok düşük. Çin'in bir ayağı çukurda, ürettiğini kendi yemeğe başladığında kendine yetmeyecek" dedi.

'HAYVANCILIK YAPMAK DELİLİK'

Şanlıurfa'da 10 bin başın üzerinde hayvanın bulunduğu besicilik merkezi ve kesim tesisleri hakkında da bilgi veren Güçlü Toker, Türkiye'nin her yerinden 200- 250 kg arasında genç hayvanların alınarak, 600-650 kg'a kadar beslenip oradaki tesislerde kesimi, parçalanması ve paketlenip satışa sunum haline getirildiğini söyledi. Hayvan ithalatında yılbaşına kadar verilen sürenin uzatılması söylentilerinin olduğuna işaret eden Toker, Türkiye'de hayvancılık yapmanın artık bir delilik olduğunu söyledi. İthal edilen hayvanın kargas kilo fiyatının 10-11 TL, Türkiye'de ise 16-17 TL arasında olduğunu belirten Toker, şöyle konuştu:''Kesilecek, kesilmiş kasaba hazır kemikli hayvan gümrükten 10-11 liraya gelirken Türkiye'de daha ucuza mal etmenin bugün imkanı yok. Dolayısıyla bu işi yapanların bu durum devam ettiği sürece etten para kazanmaya veya etle ilgili bir şey yapmalarına imkan yok. İthalat yapılan ülkelerde de fiyatlar artıyor ve oralarda da sıkıntılar başladı. Besicilik yapmanın bir maliyeti var ve iç piyasada 16-17 liraya besicilik yaparken sizin sattığınız malın aynısı 10-11 liraya ithal edilirse bu iş pek yapılabilir bir iş değil. Bugünkü şartlarda Türkiye'de hayvancılık yapmak aslında delilik, kaosa doğru gidiyor. Bu işin sonu nereye varacak ve işin içinden nasıl çıkacağız? Gittikçe tünelin ışığı olmayan tarafına doğru gidiyoruz."