TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Balyoz Planı" davası kararına ilişkin değerlendirmesinin sorulmasına, "Bizde Anayasa var mı- 138'i bir okuyuverin, ondan sonra soru sorun" karşılığını verdi.
Çiçek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ile birlikte Ahilik Haftası kutlama törenleri için Kırşehir'e geldi.
Çiçek, gazetecilerin, "Balyoz Planı" davası kararı konusundaki değerlendirmesini sormaları üzerine "Olmaz, ceza kanununa bakın, Anayasa'ya, 138'e bir bakıver, ondan sonra soru sor. Bizde Anayasa var mı- 138'i bir okuyuverin, ondan sonra soru sorun" yanıtını verdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ise, yaklaşık 18 ay süren davada kararın dün açıklandığını anımsatarak, karar sonuçları üzerinde bir yorum yapmanın doğru olmadığını, henüz yargısal aşamanın devam ettiğini söyledi.
Temyiz aşamasını görüp, karar kesinleştikten sonra mahkeme kararları üzerinde değerlendirme yapmanın demokratik ilkelerin geleneği olduğunu vurgulayan Yazıcı, şunları kaydetti:
"Burada belki farklı olan bir şey, Türkiye'deki çok partili siyasi hayatımız darbe süreçleriyle dolu. Darbeler yapılmış, darbe teşebbüsleri olmuş, ama dikkat ederseniz o süreçlerde darbe yaptıkları için, eksik darbeye teşebbüs ettikleri için bir istisna dışında bir yargılanma, bir sorgulanma olmamış. O istisna da, 1960 darbesinden sonra 2 1 Mayıs'ta darbeye teşebbüs eden Talat Aydemir ve birkaç arkadaşı olmuş. Onlar yargılanır, idama mahkum olur. Ama ondan sonra yine darbeler olmuş, teşebbüsler olmuş. İlk defa bu boyutta darbe teşebbüsü iddiasıyla bir yargılama sürecini Türkiye yaşadı. Bu açıdan baktığınız zaman Türkiye'nin darbelerden arınması, demokratik ortamın da darp edici ortamlardan arındırılması bakımından önemli bir aşama. Ama sonuç itibariyle yargısal faaliyetler, yargısal kararlar adaleti hedeflemesi lazım. Baktığımız zaman, irdelediğimiz zaman delilleriyle, kanıtlarıyla birlikte hükmü örtüştürdüğünüz zaman 'bu adalettir' diye bileceğimiz bir sonucu hedeflemesi lazım yargının. Bunun böyle olup, olmadığını elbette ki, hüküm kesinleştikten sonra göreceğiz."
Hiçbir yargıcın, hiç kimseyi ön yargılı değerlendirmemesi gerektiğini, yargılamanın çok önemli bir faaliyet olduğunu belirten Yazıcı, şöyle devam etti:
"Çok hassas olması lazım. İnsanın yaptığı işlemlerin vicdanı ile örtüşmesi lazım. Yani gece yattığı zaman kalbi zınk zınk zorluyorsa, orada zorlama var. Ama rahat ediyorsa vicdanına göre, kanuna göre, hukuka göre karar vermiş demektir. O süreçte işlem yaptıkları kanısındayım. Ama eylemlerin nitelemesi, kanıtları onlar için çok detaylı olacak. Ben iddianameye göz attım ama iddianameden ibaret değil, kanıtlar da önemli. Daha sonra tanıklar dinlendi ve sair. Bir takım bilirkişi incelemeleri oldu, o aşamaları bilmiyorum. Ama iddianameleri mümkün ölçüde belli nitelikte, belli kapsamda biliyorum. Dolayısıyla serin kanlı hareket etmemiz lazım. Yani burada şimdi 'yargı yok, hakim değil' gibi söylemler, değerlendirmeler, hukuk devletinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yakışmayacağı kanısındayım. Serin kanlı olarak beklemek lazım. İnşallah sonuç ülkemiz için hayırlı olur."
-Anayasa'nın 138. Maddesi-
TBMM Başkanı Çiçek'in işaret ettiği Anayasa'nın 138. Maddesi'nde,
"Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır, bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez" hükmü yer alıyor.
Muhabir: Abdullah Yıldız - Mustafa Yıldız
Yayıncı: Tevfik Işık - KIRŞEHİR
Son Dakika › Yerel › Çiçek Soruları Cevapsız Bıraktı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?