Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kul hakkı yiyeni bizim affetmememiz gerekir. Önce gitmeliler, aklanmalılar, temizlenmeliler, milletten özür dilemeliler ondan sonra bizim karşımıza gelmeliler ki biz onlara oy verebilelim" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin mitingine katılmak üzere helikopterle geldiği Bilecik Organize Sanayi Bölgesi'nde partililer tarafından karşılandı.
Kent merkezinde seçim otobüsüyle dolaşarak, halkı selamlayan Kılıçdaroğlu, daha sonra Cumhuriyet Meydanı'ndaki miting alanında yaptığı konuşmasında, siyasetçinin zenginleşmesi halinde halkın fakirleşeceğini söyledi.
Bu yüzden siyasetçinin değil, halkın zenginleşmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu,"Halkın zenginleşmesi lazım. Halkın cebinin para görmesi lazım. Alın terinin değer bulması lazım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanı olduğum gün, mal varlığımı Cumhuriyet Halk Partisi'nin internet sitesine koydum. Bütün mal varlığım benim alın terimin karşılığıydı. Çalmadım, çırpmadım, kul hakkı yemedim. İnsanın hakkını gasp etmedim, bütün mücadelem, hayatım boyunca hep iyi hizmet vermek oldu" diye konuştu.
Siyasetin kirlilikten arındırılması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Temiz siyaset olsun, ahlaklı siyaset olsun. Ahlakı unutmayın, 'ahlak' çok soylu bir kavramdır. Bütün inançların bütün dinlerin, ortak alanı ahlaktır. Ahlak, aynı zamanda adalet demektir. Adalet, milletin vicdanı demektir. Bir düşünür der ki 'adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur. Ama bütün kainat onun etrafında döner'. Adalet kaldı mı bizim memlekette? Adalete güven kaldı mı? O zaman yapacağımız bir şey var. Adaleti yeniden tesis edeceğiz. Güçlü bir devleti yeniden tesis edeceğiz. Devlet baskıcı olmaz. Siyasi partiler 4 yıl süreyle devleti yönetmek üzere gelirler. Devlet olmak için gelmezler. Ama bu parti, başbakanlık koltuğunda oturan bu zat, 'ben devletim' demeye başladı. 'Ben devletim, her dediğimi yaparım' diyor. Sen devlet değilsin. Sen bir siyasal iktidarın genel başkanısın. Sana başbakanlık koltuğu verilmiş, millete hizmet et diye, köşeyi dön diye değil. Oğluna, ailene servetleri kazandır diye değil, kul hakkı ye diye değil, tüyü bitmemiş yetimin hakkını ye diye seni o koltuğa getirmediler. Sen oraya, bu ülkeye temiz siyaseti getir diye verdiler."
Mitinge gelen partililerin, "Hırsız Tayyip Erdoğan" diye slogan atması üzerine Kılıçdaroğlu, "Siz böyle slogan atıyorsunuz, o da benim hakkımda tazminat davası açıyor. Niye açıyor. Acaba Kılıçdaroğlu'nu korkutabilir miyim? Sevgili Bilecikli kardeşlerime söyleyeyim. Allah aşkına ayakkabı kutusundan korkan adamdan korkulur mu? Gençlerin attığı twitlerden korkan adamdan korkulur mu? Ben korkmam, verilmeyecek hesabım yoktur. Korkaklığın hesabı vardır, verilecek hesapları vardır. Kul hakkı yiyenlerin korkuları vardır. O nedenle diktatörler en büyük korkaklardır. Topluma baskı kurarlar. Toplum gerçekleri öğrenmesin diye" ifadelerini kullandı.
Özgürlükten yana olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Başbakan Kılıçdaroğlu" sloganları üzerine, "Ona sıra gelecek daha. Önce şu ayın 30'unu bir halledelim. Yerelde halkın iktidarını kuralım. Birisinin yağlarını iyice alalım. Düzgün, namuslu, elleriyle şifa dağıtmış doktoru hele bir koltuğa oturtalım. Ondan sonra zaten genel seçimler geliyor" dedi.
Ses kayıtları
Vatandaşlara ses kayıtlarını dinleyip, dinlemediklerini soran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bakın Suriye konusunda, onun da kayıtları düştü. Kumpas kuruyorlar Türkiye Cumhuriyeti'ne. Kumpas kuruyorlar. Diyor ki 'Süleyman Şah Türbesi'ne saldırı düzenletirim. Böylece bizim ordu girer' diyor. Bu ne demektir biliyor musunuz? 'Süleyman Şah Türbesi'ne saldırı düzenletirim' demek. 'Oradaki bizim askerleri, benim adamları öldürür'. Biz de deriz ki millete, 'bak bizim askerler şehit oldu. Haydi ordu savaşa'. Bunu kabul edecek miyiz? Daha vahim olanı. Devletin mahremi diye bir şey kalmadı. Her şey uluslararası pazarlara döküldü. Şimdi arıyorlar, 'kim haber verdi bunu' diye. Kim haber verdi diye. Neyse bugün gazetelerden öğrendik. İçeride 4 kişi zaten konuşuyor. Bu 4'ünden birisi casus. Bunu bileceğiz artık. Şimdi kim bunlardan birisi, bulacaklar mı? Bekliyoruz bu casusu kim buldu. Bir şey daha 'bu casusluk işidir' diyor. 'Birisi bize savaş açtı' diyor. Bu çapsız Dışişleri Bakanı var ya. Bize savaş açtı. Ee bunu devleti açıkla bakalım. Hangi devlet bize savaş açtı. Türkiye'nin çivisi çıktı. Devletin çivisi çıktı. Bu milletin genleriyle oynandı. Devlet, devlet olmaktan çıktı. Yeniden oturtacağız devleti, görkemli bir devlet yapacağız. Halkına hizmet eden bir devlet yapacağız. Baskı uygulayan değil. Halkına hizmet eden, açlığı, işsizliği ortadan kaldıran bir devlet, sosyal devlet, kadını güçlendiren bir devlet, aileyi güçlendiren bir devlet, vatandaşın cebinin para gördüğü bir devlet. Her kuruşun hesabını vatandaşa veren bir devlet, bunu kuracağız biz."
Kılıçdaroğlu, ister başı açık, ister kapalı olsun bütün kadınların başının üstünde yeri olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Bilecik'in vicdanına sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir bakan demiyorum hiçbir vatandaş, Allah'ın kelamıyla dalga geçmemiştir. hiçbir vatandaş ama bu koltuğunun altında tutuğu adamı siz gördünüz, tanıdınız. Egemen Bağış, 3 seferde 1,5 milyon dolarlık rüşvet alan adam onun bir üstü var. İçişleri Bakanı Muammer Güler, 10 seferde 10 milyon dolarlık rüşvet alan, onun da bir üstü var Zafer Çağlayan, 28 seferde 52 milyon dolar rüşvet alan, sizin vicdanınıza sesleniyorum, Allah aşkına bu ülkede temiz siyaset istiyor musunuz? Allah aşkına bu ülkede kul hakkı yemeyen bir siyaset istiyor musunuz? O zaman özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy veren saygıdeğer yurttaşlarıma sesleniyorum, yarın sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyun ve oyu öyle kullanın. Onlara soruyorum. Helale mi harama mı ortak olacaksınız? Hiç bir yurttaşımın harama ortak olmasını istemem. Müslümanlıkta yoktur böyle bir şey hele kul hakkı yediyse onu bir tarafa bırakmamız lazım."
-"Bunların yüzü göründü, maskeleri düştü"
AK Parti'ye oy veren vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, "Ben bu hükümeti eleştirirken, sakın o eleştirileri kendi üstünüze almayın. Ben bu ülkenin 76 milyon yurttaşını seviyorum, hepsine saygım var. Hiçbir zaman sen neden bu partiye oy verdin diye hiç kimseyi suçlamadım çünkü ben demokrasiye inanıyorum" dedi.
"Bunların yüzü göründü, maskeleri düştü. 17 Aralık Şeb-i Aruz'da gerçek ortaya çıktı" diyen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Kul hakkı yiyeni bizim affetmememiz gerekir. Önce gitmeliler, aklanmalılar, temizlenmeliler, milletten özür dilemeliler ondan sonra bizim karşımıza gelmeliler ki biz onlara oy verebilelim. Sesi kısıldı biliyorum. Sesinin kısılması önemli değil biz bu ülkede temiz siyaset istiyoruz. Hangi görüşten olursa olsun insanlar halkın önüne saygılı biçimde çıkmalı, halkı kamplaştırmamaları, ben barıştan yanayım, o savaştan yana. Ben kul hakkı yememekten yanayım, O kul hakkı yemekten yana. Ben herkesin zengin olmasını istiyorum, O kendisi ve ailesinin zengin olmasını istiyor. Ben bu ülkede her evde sıcak tencere kaynasın istiyorum o bunu istemiyor. Ben özgür ve güzel bir Türkiye istiyorum, O başka bir Türkiye istiyor. Ben yurttaşlarım arasında hiçbir ayrım olmasın istiyorum O ülkeyi kamplaştırıyor. Ben gönderimizde al bayrak özgürce dalgalansın istiyorum, O bayrağı siyasete alet ediyor Ben ülkemi seviyorum emin olun O'nun kendi ülkesini sevdiğinden ciddi endişelerim var zorla Türkiye'yi savaşa sokmak istiyor 'ben acaba kahraman olur muyum' diye buradan, Osmanlı'nın damarının olduğu yerden sesleniyorum Bütün Türkiye duysun, bütün dünya duysun, Hırsızdan kahraman olmaz."
Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan oy sözü isteyerek, kendisi de tüm Türkiye'yi kucaklayacaklarını sözlerine ekledi.
Kılıçdaroğlu daha sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, CHP Parti Meclis Üyesi Gaye Usluer ile CHP Bilecik Belediye Başkan adayı Sungur Turan, ilçe belediye başkan adaylarını ve parti il yöneticilerini kürsüye çağırarak, fotoğraf çektirdi.
Son Dakika › Yerel › CHP'nin Bilecik Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?