AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapının tabanındaki saf, temiz kişilere üzüldüğünü belirterek, "Çünkü zekatını veriyor, tertemiz hakikaten iyi niyetle veriyor, 'Burada hizmet var' diyor. Ne hizmeti, geçin. Aldatılıyoruz, aldatıldık, ben dahi aldatıldım" dedi.
Erdoğan, partisinin Uşak'taki mitinginde vatandaşlardan oylarını birilerinin yaptığı gibi ipotek altına aldırmamalarını istedi.
"Üzülüyorum şu paralel yapıya, o tabanda olan saf, temiz kardeşlerimize, diyorum ki, bu oyuna gelmeyin" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Çünkü zekatını veriyor, tertemiz, hakikaten iyi niyetle veriyor. 'Burada işte bir hizmet var diyor' ne hizmeti geçin. Aldatılıyoruz, aldatıldık ben dahi aldatıldım. Geçenlerde büyük bir iş adamı, önemli bir dostumuza, kardeşimize geldi. Dedi ki 'Ben yıllarca zekatımı bunlara verdim', ailece gelmişler, Türkiye'nin sayılı zenginlerinden. Ama dedi, 'Artık ben durumu gördüm, şimdi endişe ediyorum, acaba benim bu zekatlarım kabul oldu mu?' Dediler ki kendisine 'Endişe etme senin zekatın kabuldür.' Çünkü adamcağız yeniden zekat verecek, ona hazırlanıyor. Ne hale geldi görüyor musunuz? Bu, bu millete yakışır mıydı? Bana diyor ki 'Sen, Türkçe Olimpiyatları'nda hep methüsena yaptın.' Doğru yaptım ama ben sizin art niyetinizi, hafızanızın arka tarafında bu tür bir beklentinin, düşüncenin olduğunu bilmiyordum ki. Çünkü ben rüya da pek görmem. Ama bunlar biliyorsunuz rüya da çok görüyorlar, peygamber efendimizle görüşüyorlar, tweet atıyorlar, peygamber efendimiz diyor ki, 'Tweetleri artırın, iki katına artırın' diyor. Onlar soru soruyorlar ve oradan da diyorlar ki 'Evet, artırın.' peygamber efendimiz sizin tweetlerinizle mi uğraşacak, şu hale bakın. Yani Miraçtan peygamber efendimizi indirip kamyona bindiriyorlar, yürütüyorlar, nerede? Televizyon kanallarında. Böyle bir şey olabilir mi? Sevgililer sevgilisi peygamberimizle onun o şahsı manevisiyle kalkıp da bu şekilde istihza edilebilir mi? Bunlar bunu dahi yaptılar. Televizyon kanallarında bunu dahi yaptılar. Ne olacak, beddua ile güçlendiğini zanneden bir yapı, anlayış bunu yapar."
-"Bana da tespihler geliyordu"
Kendilerinin 'Bedduaya lanet, duaya davet' dediklerini ve farklarının da bu olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Biz oralara gidip konuştuğumuzda bize de oradan o zaman kitaplar geliyordu, kitaplarda da o zaman ben beddua edilen insan değildim, methiyeler düzülen bir insandım. Kitabın ön kapağında o methiyeler yazıyordu. Bana da tespihler geliyordu, onu da söyleyeyim. Hediyeler bana da geliyordu, şimdi gereğini yapacağız tabii o ayrı mesele ama bunlar arşivimize de girecek" diye konuştu.
Kendilerinin ellerinden geleni yaptıklarını, "sabır" dediklerini belirten Erdoğan, "Şunu da çok açık, net istedik, sabreden zafere ulaşır. Sabredeceğiz, onlar hakaretler edecekler, iftiralar atacaklar, bundan sonra da iftiralar atarlar, her türlü iftirayı atarlar. Çünkü bunlarda insaf, izan yok, her şeyi yaparlar" dedi.
Alandakilere, "Bu demokrasi düşmanlarına sandıkta her türlü cevabı vermeye hazır mıyız?" diye soran Başbakan Erdoğan, aldığı "Evet" yanıtına teşekkür etti.
"30 Mart'ta eski Türkiye ile yeni Türkiye arasında bir tercih yapacaksınız, ya 'Eski Türkiye' diyecesiniz ya da yeni Türkiye mücadelesine destek olacaksınız" ifadelerini kullanan Erdoğan, kalabalığa "Eski Türkiye mi, yeni Türkiye mi" diye sordu. "Yeni Türkiye" cevabı üzerine Erdoğan, "Yeni Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz. Yeni Türkiye'nin mimarlarını karşımda görüyorum. Yeni Türkiye'nin mimarlarını selamlıyorum" diye konuştu.
-"Bizim yaptıklarımıza bunların hayali bile ulaşamaz"
Eski Türkiye'de koalisyonların, gerilimin, yüksek faizin, enflasyonun, yoksulluğun, yasakların, yolsuzluğun olduğunu belirten Erdoğan, "Eski Türkiye'de içine kapanan, iddiası olmayan, planı, projesi, hedefi olmayan bir ülke var. Eski Türkiye'de terör, kan, kardeşi kardeşe düşürmek var. Ama yeni Türkiye'de istikrar, huzur, güven var. Yeni Türkiye'de istikrarla büyüyen bir ekonomi var" dedi.
CHP'nin birinci ve ikinci köprünün yapımına karşı çıktığını söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapıyoruz, buna da karşı çıktılar. Geldiler gösteri yaptılar. Şu anda iki tarafta, Asya ve Avrupa tarafında artık kuleler 250 metreye hamd olsun yükseldi. Şimdi artık asma köprü hazırlanıyor, 4 gidiş, 4 geliş, ortasından da tren geçecek. Dünyadaki ilklerden bu. Bizim yaptıklarımıza bunların hayali bile ulaşamaz. Bitmedi, biz ecdadımız Abdülmecit'in hayalini gerçekleştirdik, Marmaray. Bunlar Marmaray'a da karşı çıktılar. Allah'tan ki Marmaray denizin altından gidiyor da görmediler ve geçit bu arada bitti. Şimdi iki gün sis olunca o Marmaray'dan günde kaç kişi geçti biliyor musunuz? 300 bin kişi. İşte bugünler için bunlar var. Boğazın 62 metre derinliğinden geçiyor. Şimdi onun kuzeyinden bir tane daha yapıyoruz yine denizin altından. Oradan otomobiller geçecek. O da 2015'te bitecek. Üçüncü köprü 2015'te bitiyor, inşallah bu tüp geçit, denizin altından, o da 2015'te bitecek. Biz de inşaat var bunlarda iftira var."
-"Bu bizim işimiz, belediyecilik bizim, bu işi biz biliyoruz"
Seçimlere yönelik "daima millet daima hizmet" sloganını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Büyük medeniyet yolunda insan, demokrasi, şehir bu çok önemli. Bu belediye seçiminde bizim başarımız burada. Önce insan, demokrasi ve şehirler. Bu bizim işimiz, belediyecilik bizim, bu işi biz biliyoruz. İstanbul'u ben CHP belediyesinden aldım. İstanbul'a belediye başkanı olduğum zaman İstanbul çöplüktü, çöplük. Çöp dağları, anında o işi bitirdik. İstanbul'u dünyanın sayılı temiz kentlerinden biri haline getirdik. Ama İstanbul'un bir sıkıntısı daha vardı, İstanbul susuzdu, su yoktu. Veysel Bey'i o zaman İSKİ Genel Müdürü yaptık. Üniversitede hocaydı, 'Hocam seni biz buraya alalım' dedim. Sağolsun kırmadı geldi, İSKİ'nin başına geçti. 180 kilometreden dağları deldik, Istranca Dağları'nı deldik, İstanbul'a su getirdik. İstanbul hala o gün bugündür susuz değil. Geçen akşam baktım çıkmış, yeni bu aday, 'İstanbul'un su sorunu halledeceğim' diyor. Yani, İstanbul sanki susuz da. İstanbul'un susuzluğu sizin döneminizdeydi, CHP'nin döneminde. O zaman yolsuzlukların genel müdürüydü sizin oradaki genel müdürünüz. Hapse girdi, yattı. Bu susuzluğu biz giderdik. CHP demek yolsuzluk, susuzluk, çöplük, hava kirliliği, yasaklar, yoksulluk demektir. Bunlar bu işi çözemezler."
- Uşak
Son Dakika › Yerel › AK Parti Uşak Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?