Muğla Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda hayata geçirilen "Topluma Kazandırma Projesi" kapsamında, kaybolmaya yüz tutan bakırcılık mesleğini öğrenen mahkumlar 300 yıllık geçmişe sahip mesleğin yeni ustaları olarak yetiştiriliyor.
Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda oluşturulan bakır atölyesinde eğitim alarak çalışan mahkumlar, boş zamanlarını değerlendirmenin yanı sıra bölgede yaklaşık 300 yıllık geçmişi olan bakırcılık mesleğini yaşatarak ekonomik kazanç ve mesleki birikim sağlıyor.
Atölyede usta öğreticiden eğitim alan mahkumlar levhalar halinde aldıkları bakıra, kesme, çekiçleme tekniklerini kullanarak şekil veriyor. El emeğiyle yapılan bakır ürünler atölyedeki kumlama ve yakma ocağından geçtikten sonra kullanıma yönelik ürünler olarak satışa sunuluyor.
Muğla Açık Ceza İnfaz Kurum Müdürü Metin Akkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahkumların topluma kazandırılması amacıyla Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü İşyurtları Kurumu Daire Başkanlığı bünyesinde çeşitli iş kollarının oluşturulduğunu belirtti.
Gönüllü olan hükümlülerin cezaevinde oluşturulan meslek alanlarında eğitimden geçirildiğini ve oluşturulan iş kollarında çalışmaya başladıklarını ifade eden Akkaya, "Kavaklıdere ilçemizde kaybolmaya yüz tutmuş bakırcılık sanatının yaşatılması için çaba gösterildiğini gördük. Çalışma arkadaşlarımla birlikte cezaevinde bu kültürü yaşatmak için çalışma başlattık. Geçen yıl itibariyle bakır atölyemizi kurarak çalışmalara başladık. Bugüne kadar 53 hükümlümüz bu atölyede eğitim alarak kullanıma yönelik el emeği ürünler üretti" dedi.
Mahkumların ürettiği el emeği ürünlerin satışından bugüne kadar 35 bin lira gelir elde edildiğine işaret eden Akkaya, hükümlülerin yaptığı ürünleri Ankara, Antalya ve İstanbul'da düzenlenen sergilerde satışa sunarak, bakırcılık mesleğinin yaşatılmasına katkı sağladıklarını vurguladı.
Akkaya, hükümlülerin topluma yeniden kazandırılmaları amacıyla yürüttükleri çalışmayla çok iyi bir geri dönüş aldıklarını, cezasını tamamlayan mahkumların da meslek edindiğini dile getirdi.
Bakırcılık mesleğini cezaevinde öğrenerek tahliye olan hükümlülerin bir çoğunun öğrendiği mesleği devam ettirdiğine vurgu yapan Akkaya, şöyle konuştu:
"Hükümlülerimizin yaptığı ürünleri Ankara, Antalya ve İstanbul'da düzenlenen sergilerde satışa sunarak bu mesleğin yaşatılmasına katkı sağladık. Hükümlülerimizin topluma tekrar kazandırılması amacıyla yürüttüğümüz bu çalışmadan çok iyi bir geri dönüş aldık. Çoğu arkadaşımız gittikleri yerde kendilerine ait atölyeler kurarak hem bu mesleğin yaşatılmasına katkı sağlıyor hem de ayakları üzerinde duruyor. Hükümlülerimiz bir taraftan burada boş vakitlerini değerlendirirken diğer taraftan kendilerine bir gelir sağlıyorlar. Bizim buradaki esas amacımız bölgemizde kaybolmaya yüz tutmuş bir geleneği yaşatmak. Kurumumuzun Türkiye'nin örnek bir açık cezaevi olduğunu düşünüyorum."
Cezaevinin usta öğreticisi Mehmet Çetiner ise atalarından miras kalan bakırcılık mesleğini yaşatmak için çaba gösterdiğini anlattı.
Kavaklıdere ilçesinde yıllardır bu sanatı yaşatmak için çalıştığını anlatan Çetiner, "Bu meslek atalarımızdan bize miras kaldı. Kavaklıdere yıllardır bu işin ocağıydı. Maalesef teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık bakırcılık sadece hediyelik ürünlerin yapıldığı bir alan haline geldi. Cezaevinde bu işi tekrar yaşatmak için çalışma yürütüyoruz. Burada bunu yaparken herkes çok mutlu. Çünkü bakır bizim kültürümüz. Şu anda 14 hükümlüye eğitim veriyorum. Kursiyerlerimiz tahliye olduktan sonra bu işi devam ettireceklerini söylüyor. Ürettiğimiz el emeği ürünler Türkiye'nin bazı bölgelerinde satışa sunuluyor" diye konuştu.
Kursiyerlerin cezaevinde bakırcılık sanatının inceliklerini öğrenerek kendilerini geliştirdiğini kaydeden Çetiner, amacının mahkumların kollarına altın bilezik takmak olduğunu söyledi.
Mahkumlara bakırın ham halinden ürün haline gelinceye kadar geçtiği evreleri ayrıntılarıyla öğrettiğini ifade eden Çetiner, "Burada ham bakırdan alıp kullanıma dönük ürünleri yaptırıyoruz. Halkımız bakır kültürüyle büyüdü. Bakırın lezzeti çok farklı. Biz burada hükümlülerimizin koluna bir altın bilezik takıyoruz. Dede mesleğini arkadaşlarıma aktarıp mesleğin yaşatılmasını sağlamak benim en büyük amacım. Buradan tahliye olan bir çok arkadaşımız sivil hayatında mesleği yapmaya devam ediyor ve benden malzeme talebinde bulunuyorlar" dedi.
-"Cezaevinde bakırla tanıştım meslek sahibi oldum"
Cezaevinde bakırcılık sanatını öğrenerek kendini geliştirdiğini belirten mahkumlardan İmdat Kuşkaplama da atalarından kendilerine miras kalan mesleği yaşatmaya çalıştığını anlattı
Cezaevi müdürü ve hocalarının çabalarıyla bakırı sevdiklerine işaret eden Kuşkaplama, şunları söyledi:
"Bu sanatla tanıştıktan sonra zamanın nasıl geçtiğini anlamadık. Dedelerimizin evlerinde eski bakır kaplar görür fakat değerini bilmezdik. Bakırın değerini cezaevinde öğrendim. Kenarda atılan bakıra artık çok farklı bir gözle bakıyorum. Tahliye olduktan sonra memleketim Fethiye'de bu mesleğin yaşatılması için her türlü çabayı harcayacağım. Burada öğrendiğim meslek artık benim ekmek kapım olacak. Teknolojinin gelişmesiyle bakır kenarda kaldı ve unutulmaya başlandı. Ben bakırı biraz daha güncelleyip kendi çalışmalarımla tanıtmak için çaba göstereceğim."
Son Dakika › Yerel › 300 Yıllık Bakırcılığın Yeni Ustaları 'Cezaevinde' Yetişiyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?