Adnan Menderes Üniversitesinin düzenlediği Uluslararası Darbe Sempozyumu "15 Temmuz Günü Yaşananlar" konulu panelle devam etti.
Moderatörlüğünü ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan'ın yaptığı Anka Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Çelik, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Çomaklı ve Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler'in yer aldığı panele Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Recai Tunca ve Prof. Dr. Törün Özer, Genel Sekreter V. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aslan, akademisyenler ve çok sayıda davetli katıldı.
Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan'ın konukları tanıtmasının ardından 15 Temmuz'da yaşananlara değinerek bu kirli örgütün inançla ve İslam'la yakından uzaktan bağdaşmayacak eylemlerde bulunduklarını vurgulayıp sözü Anka Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Çelik'e bıraktı.
Prof. Dr. Mehmet Çelik, Irak'ın işgalinden önce yaşananlara değinerek Irak'ta faaliyet gösteren KesNizane tarikatı ile Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) arasındaki benzerliklere dikkat çekti. Batılıların akademik anlamda en çok Din Sosyolojisi ve Din Psikolojisi üzerine çalışma yaptıklarına işaret eden Prof. Dr. Çelik, Irak'ta faaliyet gösteren Kesnizani Tarikatı'nın Irak'ın elini kolunu nasıl bağladığını anlattı. Prof. Dr. Çelik, bu tarikatın da dış bağlantılı olduğunu, savaş esnasında generallerin, askerlerini bu tarikatın emriyle terhis ettiğini, belli bir rütbe ve makama gelebilmek için o tarikata üye olmak gerektiğini ve üst düzey devlet görevlilerinin bu tarikatın üyesi olduklarını vurguladı. Bu tarikatın yapılanmasıyla ülkemizdeki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yapılanması arasındaki benzerlikleri ortaya koyan Prof. Dr. Çelik, "Irak'ta yaşananlar bilinseydi, bizim ülkemizde 15 Temmuz yaşanmazdı" dedi.
"Sela Cihada Davettir"
15 Temmuz günü canlı yayından diyanet yetkililerini uyararak sela okumaya davet eden Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler, o gece yaşadıklarına açıklık getirdi. Güler, ezanların ve selaların sadece namaza çağrı veya cenaze için okunmadığını vurgulayarak; "Bizler kefenlerini cebinde taşıyan bir milletiz. Çanakkale'de savaşa gidenlerin ardından selaları okunmuştur. Bizler kendi cenaze namazlarını kılan bir milletiz. Bu ezanlar ve selalar aynı zamanda bir cihat çağrısıdır. Darbe gecesi okunan selalar da işgale karşı, darbeye karşı verilmiştir" dedi.
"Himmetle Kurulmuş Örgüt 2 Bin Yıllık Devlet Geleneği Olan Bir Yapıyı Yıkamaz"
Polis Akademisi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şafak Çomaklı ise, FETÖ'nün mali yapısını mercek altına aldıklarını ifade ederek Kaynar, Boydak, STV, İpek gibi yapılara hukuken el koyma işlemlerini yürüttüklerini vurguladı. Yaptıkları incelemelerde meydanı boş bulan örgüt üyelerinin devlet bünyesinde cirit attıklarını ve bir özgüven patlaması yaşadığını söyledi. Evraklara temas ettikçe uykularının kaçtığını belirten Prof. Dr. Şafak Çomaklı, örgütün kendi içinde istihbarat teşkilatı kurduğunu açıklayıp "Himmetle kurulmuş örgüt 2 bin yıllık devlet geleneği olan bir yapıyı yıkamaz. Aynı sofrada yemek yediğimiz insanlar bizlere ateş etti. Biz bu milletin ellerini değil, ayaklarının altını öpsek azdır. Onlar olmasaydı mezarımız dahi olmayacaktı. Hakkınızı helal edin" diye konuştu.
"Demokrasi Yağdı Göklerden"
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu ise, ılımlı İslam politikasının Hristiyan aleminin Müslüman coğrafyasındaki yeni argümanı olduğunu vurgulayarak demokrasi ve insan hakları söylemleriyle Müslüman ülkeleri işgal ettiklerini söyledi. Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Iraklı Ömer'in İşgal Kuvvetleri Komutanı General Tommy Franks'a yazdığı mektubu okuyarak orada yaşanan ıstırabı anlattı.
"Bu zulüm yerde kalmaz. Yemin olsun ki asra. Önce mevtül insanlık. Sonra harabül Basra" Ben Basra'dan Ömer. Belki haberin yoktur diye yazıyorum Franks: Önce demokrasi yağdı göklerden, sonra özgürlük geçti üstümüzden. Palet PaletVe insan hakları namlularından
yüzü maskeli adamların saniyede bilmem kaç bin adet. Demokrasi bizim eve de isabet etti. Bir gün sonra anladım ayaklarımın koptuğunu, babamın vücudunda tam on sekiz adet
insan hakları saymışlar.. Annem zaten yoktu. Ben doğarken ilaç yokluğundan ölmüş.
Ambargo falan dediler ya anlamadım çocuk aklı işte. Sen daha iyi bilirsin Sizde de barış böyle midir Franks? İnsan hakları çocukları yetim ve ayaksız bırakır mı orda da?
Ya demokrasi, güpegündüz pazara düşer mi? ve zenginlik İnsanları korkudan uykusuz bırakır mı? ve kuşlar gökyüzünü terk eder mi orda da? Babamla söylediğim son dua dilimde,
ayaklarım hastanede ve giymeye kıyamadığım ayakkabılar elimde kaldı. Çocuğun var mı Franks? Al.çocuğuna götür onları. Bir işe yarasın. Kim bilir baktıkça belki beni hatırlarsın. Bu nasıl demokrasi? Düştüğü yeri yaktı. Merhamet hür dünyaya bu kadar mı Iraktı?
Mektubun okunmasının ardından Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan, bu modern Moğolların, bu zamana kadar 3 milyondan fazla Müslüman öldürdüğünü, bunların Müslüman öldürmeyince rahat uyuyamayacağını ifade etti. Bircan, " Ebu Leheb'in elleri nasıl kuruduysa, FETÖ'nün elleri de öyle kuruyacaktır" dedi. - AYDIN
Son Dakika › Yerel › 15 Temmuz Günü Yaşananları Uluslararası Darbe Sempozyumunda Konuşuldu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?