Kilis 7 Aralık Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Mustafa Paksoy tarafından ülkelerinden kaçarak Kilis'e gelen Suriyeliler ile ilgili ilk kez anket çalışması yapıldı.
7 Aralık Üniversitesi Senato Salonu'nda Suriyeliler ile ilgili yapılan çalışma ile ilgili olarak basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısına 7 Aralık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Güvenç, 7 Aralık Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İsmet Hasenekoğlu, Üniversite Genel Sekreteri Necdet Bozgeyik, Merkezi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Mustafa Paksoy, Ortadoğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tahir Öğüt, Üniversite Kültür Şube Müdürü Bestami Dağlı, Üniversite Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Deniz Deryol katıldı. Ortadoğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Tahir Öğüt yaptığı konuşmada, Suriyeliler ile ilgili çalışmaların alanında bir ilk olduğunu belirterek, "Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Rektör Güvenç ise, Suriye'deki elim olaylardan dolayı gelen Suriyeliler üzerinde üniversite tarafından bir araştırma yapıldığını belirterek, "Üniversite olarak bu işe ilgisiz kalmadık. Daha önce Sağlık Meslek Yüksek Okulu'nda görevli Sibel Sevinç arkadaşımız çalışma yaptı. Bu çalışmalardan ilki Kilis Devlet Hastanesi'nde yapılan araştırmada, hemşirelerin 'iş durumu, tükenmişlik' üzerine yapılan araştırma idi, bu araştırmada hemşirelerde tükenmişliğe rastlanmamıştır. Yapılan araştırmada personel tükenmişlik göstermiyor. İkinci araştırmada dahiliye kliniğinde yatan Suriyeli ve Türk vatandaşlarının yatış nedenleri ile ilgilidir. Burada yatan hastaların yüzde 25'i Suriyeli, yüzde 75'i ise Türk vatandaşıdır. Burada da olumsuz bir tablo görülmemektedir" diye konuştu.
Son olarak ise İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Mustafa Paksoy tarafından bir araştırma yapıldığını vurgulayan Rektör Güvenç, 600 Suriyeli sığınmacı üzerinde yapılan araştırmayı üniversitenin Ortadoğu Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi yayını olarak sunduklarını söyledi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. H. Mustafa Paksoy ise, yapılan araştırma ile ilgili bilgiler verdi. İç savaştan kaçarak Türkiye'de devletin oluşturduğu çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynır kentte kalan Suriyeliler'in sayısının 200 bini aştığını belirten Paksoy, "Bunlar değişik il ve ilçelerde oluşturulan çadır kent, geçici kabul merkezi ve konteynır kentlerde yaşamaktadır. Hatay'da 15 bin 371, Gaziantep'te 32 bin 370, Şanlıurfa'da 79 bin 176, Kahramanmaraş'ta 15 bin 160, Osmaniye'de 8 bin 37, Adıyaman'da 9 bin 933, Adana'da 10 bin 142, Mardin'de bin 808, Malatya'da 5 bin 704 ve Kilis'te 22 bin 839 iç savaştan kaçan ve 'geçici olarak koruma altına alınan' Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı barındırılmaktadır. Ayrıca Suriyeliler'in bir kısmı ise akrabalarının yanında, ev kiralayarak veya ev satın alarak yaşamaktadırlar. Kilis, Halep'e yakın olması nedeniyle konteynır kentte kalan Suriyeliler'in dışında birçok Suriyeli'nin akraba yanında kaldığı, ev kiraladığı veya ev satın aldığı bir il olmuştur. Bu nedenle Kilis'te yaşayan Suriyeliler'in karşılaştıkları sosyoekonomik sorunların araştırılması önem arz etmiştir" dedi.
Paksoy, araştırma kapsamında Kilis'te yaşamını sürdüren 556 Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı ile yapılan ankete ilişkin şu bilgileri verdi:
"Kilis'te bulunan ve anketi cevaplayan Suriyeliler'in yüzde 32'si kadın ve yüzde 68'i erkek, 39,5'ü 18-30 yaş aralığında, yüzde 60,5'i 31+yaş aralığında, yüzde 13.7'si okur-yazar, yüzde 22,4'ü ilköğretim, yüzde 30,5'i lise, yüzde 29,5'i üniversite mezunu iken, yüzde 3.9'u lisans üstü eğitim görmüş. Yüzde 91,5'i Halep'ten, yüzde 9.5'i ise Hama, Humus ve İdlib'te gelmiş. Yüzde 71,6'sı evli, yüzde 26,9'u bekar ve yüzde 1,5'i ise dul, yüzde 92,6'sı tek eşli, yüzde 6'sı iki eşli, yüzde 07'si üç eşli ve yüzde 7'si ise dört eşli. Yüzde 37,9'u 1-3 çocuklu, yüzde 49,6'sı 4-7 çocuklu ve yüzde 12,7'si ise 8 + çocuklu, yüzde 32,1'i işçi-esnaf, yüzde 25,2'si memur-eğitimci, yüzde 3,4'ü iş adamı, yüzde 2,1'i emekli, yüzde 9,5'i ev hanımı, yüzde 18,5'i öğrenci ve yüzde 9,3'ü ise diğer meslek grubundan. Yüzde 63,6'sı 1-500 TL gelire sahip, yüzde 19,3'ü 501-1000 TL gelire sahip, yüzde 12,4'ü 1001-2000 TL gelire sahip ve yüzde 4.8'i ise 2001 + TL gelire sahip. Yüzde 16,0'ı konteynır kentte, yüzde 10,7'si akrabalarının yanında, yüzde 70,6'sı ev kiralamış ve yüzde 1,1'i ev satın almış, yüzde 1,7'si parkta kalan ve kalacak yeri olmayan kişilerden oluşmaktadır. Ev kiralayarak kalan Suriyeliler, 50 TL'den 1500 TL'ye kadar kira ödemektedir. Ancak 200 TL, 250 TL, 300 TL ve 500 TL kira ödeyenlerin oranları yüzde 10'dan fazladır. Suriyeliler'in yüzde 66,5'i aynı evde 7 ve daha fazla kişi ile birlikte kalmaktadır. Suriyeliler'in yüzde 17,1'i tek odalı, yüzde 32,0'ı iki odalı, yüzde 35,5'i üç odalı ve yüzde 15,3'ü ise 4 ve daha fazla odalı evde kalmaktadır. Suriyelilerin kaldığı evin yüzde 85,2'sinde banyo, yüzde 33,3'ünde yatak odası ve yüzde 89,2'sinde mutfak bulunmaktadır. Suriyelilerin yüzde 35,8'inde herhangi bir hastalık varken, yüzde 64,2'si sağlıklıdır. Hasta olan Suriyeliler'in yüzde 49,0'ı Kilis Devlet Hastanesi'nde, yüzde 8,6'sı özel hastanede ve yüzde 10,8'i ise bitki ve baharat kullanarak tedavi olurken, yüzde 31,6'sı tedavi olamamaktadır. Suriyeliler'in yüzde 30,0'ı ilaçları Türk Devleti'nden, yüzde 6,6'sı vatandaşlardan ve yüzde 43,3'ü diğer şekillerde ilaç temin ederken, yüzde 20,1'i kullanmak için ilaç bulamamaktadır. Suriyeliler'in yüzde 44,4'ü Suriye'deki birikimlerine harcayarak, yüzde 17,7'si Türkiye'nin yaptığı yardımlarla, yüzde 7,0'ı vatandaşlarının yaptığı yardımlarla, yüzde 1,5'i Suriye'den çay-sigara vb. getirip satarak, yüzde 1,5'i bir iş yerine ortak olarak-bir iş yeri açarak, yüzde 8,5'i bir iş yerinde ücretli olarak çalışarak geçinirlerken, yüzde 19,4'ü ise bir işte çalışamayacak durumda ve geçinmekte zorlanmaktadır. Suriyeliler'in yüzde 53,6'sı Suriye'de kaldığı yere yakın olduğu için, yüzde 2,4'ü Türkiye zorunlu tuttuğu için, yüzde 10,7'si yaşam şartları daha kolay olduğu için, yüzde 20,0'ı daha güvenli olduğu için, yüzde 8,5'i akrabaları olduğu için ve yüzde 4,1'i diğer nedenlerle Kilis'te kalmaktadır. Suriyeliler'in yüzde 54,0'ı iç savaş sonrası hemen ve yüzde 20,8'i Türk vatandaşlığı istiyor, ancak iç savaş sonrası Suriye'ye geri dönmek istiyor. Suriyelilerin yüzde 12,3 iç savaş sonrası hemen dönmek istemiyor, yüzde 3,5'i ise kesinlikle Suriye'ye geri dönmek istemiyor. Suriyeliler'in yüzde 3,3'ü Türkçe'yi çok iyi ve yüzde 31,3'ü biraz bilmekte; yüzde 73,3'ü ise Türkçe öğrenmek istiyor. Suriyeliler farklı düzeylerde olmakla birlikte yüzde 54,1 oranında kalacak yer, yüzde 44,2 oranında banyo (duş), yüzde 57,2 oranında kaldıkları yerin küçük ve yetersiz olması, yüzde 79,3 oranında dil (iletişim), yüzde 37,4 oranında yerli halk tarafından dışlanma ve küçük görülme, yüzde 45,0 oranında yerli halkın yardımsever davranmaması, yüzde 57,5 oranında karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamama, yüzde 64,6 oranında sağlıklı beslenememe, yüzde 85,4 oranında maddi (parasal) ve yüzde 65,1 oranında alışverişte fazla para istenme sorunu yaşamaktadır. Türkiye, özellikle konteynır kentte kalan geçici olarak koruma altına alınan Suriyeliler'in barınma, sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. İç savaştan kaçan diğer bazı Suriyeliler ise, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın sağladığı imkanlarla geçinirken, bazıları da kendi imkanlarıyla geçinmektedir. Suriyeliler'in kaldıkları yerler fiziki mekan genişliği olarak yetersiz ve aynı yerde fazla kişi (7 ve daha fazla) kalmaktadır. Suriyeliler'in büyük çoğunluğu maddi (parasal) sorun yaşamaktadır. Suriyeliler ciddi anlamda dil (iletişim) sorunu yaşamaktadır. Suriyeliler, büyük oranda genel olarak karşılaştıkları sorunları çözememektedirler."
İç savaştan kaçan Suriyeliler'in yaşam şartları açısından kaldıkları yerin fiziki mekan genişliği, sağlıklı beslenme ve maddi (parasal) sorunlarının sadece Türkiye'nin, sivil toplum kuruluşlarının ve yerli halkın çözebileceği bir sorun olmadığını belirten Paksoy, "Dolayısıyla uluslararası toplumun, uluslararası kuruluşların ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının bu sorunlara daha duyarlı davranmaları sağlanmalıdır. Suriyeliler'in karşılaştığı dil (iletişim) sorunu, yaşamlarını sürdürdükleri ülke, bölge ve illerde yerli halkla anlaşmaları ve kaynaşmalarını engellemektedir. Bu da bazı sorun olmayabilecek durumların sorun olarak algılanmasına neden olabilmektedir. Dolayısıyla devletin Suriyeli öğrenciler için sunduğu eğitim hizmetleri ile birlikte diğer Suriyelilere hiç olmazsa günlük hayatını sürdürebilecekleri pratik Türkçe öğretilmeli ve yerli halkla kaynaşmaları açısından Suriyeliler'in yerli halkla birlikte olabilecekleri bazı sosyal aktiviteler düzenlenmelidir. Suriyeliler'in genel olarak karşılaştıkları sorunlara çözüm bulamamaları sorunu, çoğunlukla anayasa, yasa, kanun, yönetmelik ve yasal uygulamalardan kaynaklanabilmektedir. Dolayısıyla, bu durumun Suriyeliler'in insani ve kişilik değerlerine zarar vermeden anlatılması önem arz etmektedir. Ayrıca, Suriyeliler'in yoğun olarak bulunduğu Hatay, Gaziantep, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Adana, Mardin, Malatya ve Kilis illerinde valilikler bünyesinde iç savaştan kaçan Suriyeliler'in sorunlarını anlatabileceği, psikolog, sosyolog ve din adamlarının çalışacağı birimler oluşturulabilir. Suriye'de iç savaşın devamı halinde (ülkede iç savaş sona erse de, düzen istikrar oluşana kadar) Suriyeliler'in karşı karşıya kaldığı bu sorunlar ivme kazanarak devam edecektir. Bu durumda Suriyeliler'in yaşam şartlarının oluşturulması, belki yeni bir takım yasal düzenlemelere gidilerek, mültecilerin iş yerlerinde sigortalı olarak istihdamının, kendi işini kuracaklara bazı kolaylıkların, geçici vatandaşlık hakkının verilerek Türkiye'deki yasa ve kurallara uymalarının sağlanması göz önünde bulundurulabilir. Suriye dışında 2 milyona, Suriye içinde ise 4 milyona yaklaşan (ülke dışına çıkmak isteyip çıkamayan) iç savaş mağduru Suriyeliler'in yaşadığı ve yaşayacağı sorunların çözümünde ülkelerinde uzlaşı sağlanmış siyasal yönetimlerin oluşturulması önem arz etmektedir ve çözümü kalıcı yapacaktır" dedi. - KİLİS
Son Dakika › Yaşam › Türkiye'de İlk Kez Suriyelilerin Sorunları Hakkında Akademik Araştırma Yapıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?