Özel Sani Konukoğlu Hastanesi'nde Halka Açık Konferanslar kapsamında Üroloji Uzmanı Opr. Dr. M. Necmettin Mercimek tarafından 'Prostat Hastalıkları ve Tedavisi' konusu anlatıldı.
Opr. Dr. M. Necmettin Mercimek, konferansta "prostat nedir", "prostat iltihabı", "iyi huylu prostat büyümesi", "prostat kanseri", "tanı ve tedavi yöntemleri" konularında bilgiler verdi. Opr. Dr. Mercimek, erkeklerin hiçbir şikayeti olmasa bile 50 yaşından itibaren yılda bir kez prostat kanseri değerlendirilmesi açısından doktora başvurmasını önerdi.
Erkek üretrasının (idrarı, idrar kesesinden dışarı taşıyan kanal) başlangıç kısmını oluşturan prostatın, erkek üreme sisteminin bir parçası olup, salgı görevi olan bez yapısında bir organ olduğunu belirten Opr. Dr. Mercimek, "Salgıladığı bazı özel maddelerle meninin sıvılaşması ve spermin canlı kalmasını sağlar" dedi.
Prostatın iri bir kestane veya ceviz büyüklüğünde, yaklaşık 18-20 gram ağırlığında olduğunu ve 40 yaşına kadar bu boyutta kaldığını, bu yaşlardan itibaren büyümeye başladığını anlatan Opr. Dr. Mercimek, prostat ile ilgili hastalıkların; iyi huylu prostat büyümesi, prostat iltihapları ve prostat kanseri olmak üzere 3 grupta incelenebileceğini ifade etti.
"Prostatın iyi huylu büyümesi, en sık görülen prostat hastalığıdır. Sıklığı yaşla birlikte artmaktadır" diyen Opr. Dr. Mercimek, 60 yaş üzeri erkeklerde yüzde 50'nin üzerinde, 85 yaş üzerinde ise yüzde 90 oranında görüldüğünü anımsattı.
PROSTAT BÜYÜMESİ
Prostat büyümesi hakkında bilgiler veren Opr. Dr. Mercimek, şöyle devam etti:
"Mesane (idrar kesesi) çıkışında tıkanıklığa neden olarak idrar akımını zorlaştırır ve hastalarda idrar yapmaya başlamada zorlanma, kesik kesik idrar yapma, tam idrar yapamama, gece sık idrara çıkma, yeniden idrar yapma hissi, idrarın sonunda damlama ve idrar kaçırma gibi işeme ile ilgili şikayetlere yol açarak, hayat kalitesini olumsuz etkiler. Bu şikayetlere ek olarak idrarda kanama, sık idrar yolu enfeksiyonu, tam tıkanma, idrar kesesi içerisinde taş oluşumu ve böbrek fonksiyon bozukluklarına yol açarak hayatı tehdit edici durumlara sebep olabilir. Ayrıca prostat büyümesi, cinsel fonksiyonlarda bozulmalara da neden olabilir. Hastalığın tedavisi, cinsel fonksiyonun geri dönüşüne ciddi katkı sağlamaktadır."
Bu hastaların tedavisindeki amacın şikayetleri azaltmak, hayat kalitesini arttırmak ve hastalığa bağlı komplikasyonların oluşmasını engellemek olarak açıklayan Opr. Dr. Mercimek, şunları kaydetti:
"Tedavide gözlem, medikal (ilaç) veya cerrahi (ameliyat) gibi seçenekler mevcuttur. Tedavi seçenekleri hastanın yakınmalarının şiddeti, hastanın tercihi, eşlik eden diğer hastalıkların varlığı ve yan etkiler göz önüne alınarak belirlenir. Son yıllarda medikal (ilaç) tedaviler ve minimal invaziv cerrahi yöntemler (kapalı ameliyatlar) ilk tercih olarak karşımıza çıkmaktadır."
PROSTAT İLTİHAPLARI
Hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen prostatın diğer bir hastalığı prostat iltihapları (prostatit) ile ilgili bilgiler veren Opr. Dr. Mercimek, prostatitin her yaş grubunda gözlenebileceğini anımsatarak, "Ancak daha çok genç erkeklerde ortaya çıkar. Akut ve kronik bakteriyel enfeksiyon, kronik pelvik ağrı sendromu ve asemptomatik inflamatuar prostatit olmak üzere prostat iltihabı dört şekilde görülebilir" diye konuştu.
Opr. Dr. Mercimek, hastaların yakınmaların prostatit tipine göre değişiklik göstermekle birlikte sıklıkla görülenlerini "Ateş-titreme (akut prostatitte), idrar yaparken yanma ve zor idrar yapma, sık idrara gitme, akıntı, kasıklarda ve anal bölgeye doğru yayılan ağrı, orgazm sonrası ağrı" olarak sıraladı.
Prostat iltihabının bulaşıcı bir hastalık olmadığını, yakınmaların şiddetine göre hastalarda belli dönemlerde peniste sertleşme bozuklukları görülebildiği ve tedavi sonrası bu yakınmaların düzeldiğini ifade eden Opr. Dr. Mercimek, "Akut ve kronik enfeksiyonlara bakteriler neden olur, bu nedenle de antibiyotiklerle tedavi edilmelidir" diyerek tedavi konusunda bilgi verdi.
Antibiyotiklerin prostat bezine ulaşmalarının zor olduğu için hastalığın hemen düzelmeyebileceğinin altını çizen Opr. Dr. Mercimek, prostat bezine ulaşan antibiyotiklerin seçilmesinin tedavinin başarısında çok önemli olduğuna dikkati çekti.
PROSTAT KANSERİ
Genelde 50 yaş sonrası erkeklerde görülen prostat kanserinin, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en çok tespit edilen habis tümör türü olduğunu vurgulayan Opr. Dr. Mercimek, erken dönemde belirti vermeyen prostat kanserinin, prostat bezinin dış kesimlerinde oluştuğunu belirtti.
Tümörün çok büyüdükten sonra idrar kanalını daraltarak belirtilere yol açtığını anımsatan Opr. Dr. Mercimek, "Bölgesel ağrılar, kemik ağrıları, idrarda veya menide kanama olması gibi durumlarda ilerlemiş hastalıkta tespit edilebilir. Bu belirtiler, genellikle tümörün artık prostatın yakınındaki diğer dokulara yayıldığının belirtisidir" ifadelerini kullandı.
Hastalığın prostat içerisinde sınırlı iken, yani hiçbir belirtisinin olmadığı dönemde tespit edilmesinin ancak 50 yaşından itibaren yapılacak rutin tetkiklerle tespit edildiğine vurgu yapan Opr. Dr. Mercimek, "Bu aşamada prostat muayenesi ile birlikte kanda PSA (Prostat Spesifik Antijen) denilen bir maddenin ölçümü yapılır. PSA'nın düşük olması o kişide kesin olarak prostat kanseri olmadığını göstermeyeceği gibi, yüksek olması da kesin bir şekilde kanser varlığının habercisi değildir. Ancak PSA değeri prostat kanseri konusunda bize parmakla prostat muayenesini birlikte hastayı değerlendirmemizi ve prostat kanseri olasılığını göstermesi açısından önemlidir" diye konuştu. - GAZİANTEP
Son Dakika › Yaşam › Özel Sani Konukoğlu Hastanesi'nde 'Prostat Hastalıkları ve Tedavisi' Anlatıldı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?