Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Zafer Malazgirt, "Meme muayenesi sırasında tespit edilen kitle veya değişikliklerin yüzde 70'i üremeyen özelliktedir yani uzun dönemde bir kanser riski taşımamaktadır" dedi.
Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü Direktörü Prof. Dr. Zafer Malazgirt, "meme kanseri" hakkında bilgi verdi. "Memede elimize bir kitle geldiğinde önce kendi kendimize iyi bir muayene yapmalıyız" diyen Prof. Dr. Malazgirt, "Sırtüstü yatarken meme dokusunu iki parmağımızla dalgalandırarak bakmalıyız. Sıkarak, avuçlayarak yapılan muayeneler yanlış sonuç verir. Eğer bir kitle ele geldiyse telaşa kapılmadan bir genel cerrahi uzmanına başvurup meme muayenesi ve peşinden gelecek tetkikleri başlatmalıyız. Memede ele kitle gelmese bile meme başının çekilmesi, meme derisinde ödem veya kızarma ve meme derisinde çekilmeler de hekime başvurmamızı gerektiren bulgulardır. Yine memede ele gelen bir kitle olmamasına rağmen eğer ailesel risk varsa genç yaşta ya da yaş 40 ve üzerinde ise düzenli hekim muayenesine gitmeyi gerektirir" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Malazgirt açıklamasına şöyle devam etti: "Hekimin muayenesi sırasında memede ele gelen kitlenin iyi huylu, şüpheli veya kötü huylu olup olmadığının ortaya konması çok önemlidir. Muayeneyi yapan hekim; böyle bir kitleyi üremeyen; üreyen ancak şüpheli hücreler içermeyen ve üreyen ve kötü hücreler içeren şeklinde üç gruptan birine yerleştirir. Üremeyen grupta yer alan kitle; genel meme kanseri riskini artırmaz. Üreyen ancak şüpheli değişiklikler göstermeyen tipteki bir hiperplazinin, uzun dönemde meme kanseri riskini 1.5-2 kat artırabildiğini biliyoruz. Kötü doku özellikleri taşıyan lobüler veya duktal hiperplazide ise risk 4 kat daha yüksektir. Meme muayenesi sırasında tespit edilen kitle veya değişikliklerin yüzde 70'i üremeyen özelliktedir yani uzun dönemde bir kanser riski taşımamaktadır. Bu gurupta yer alan meme sorunları kistler, süt kanallarında genişleme (duktal ektazi), periduktal mastit, bazı kalsifikasyonlar ve fibroadenomlardır. Üreyen ancak şüpheli hücre içermeyen meme hastalıkları arasında ise intraduktal papillom sayılabilir. Kanserojen izler taşıyan üremelerde ise kötü duktus veya doku değişiklikleri vardır."
Medical Park Samsun Hastanesi Genel Cerrahlarından Prof. Dr. Zafer Malazgirt şu bilgileri verdi: "İyi huylu meme nodül ve sorunları artan bir risk taşımamalarına rağmen, kötü huylu ur veya nodüllerle karışmaları yönünden önem taşırlar. İyi huylu olduğu anlaşıldığında bu tip yapıların düzenli aralarla izlenmesi yeterli olabilir. Meme kistleri genellikle büyüktür, tekrarlayıcı özelliktedir ancak çoğunlukla iyi huyludur. Duktal ektazi, süt kanallarının genişlemesi ile seyreden bir klinik tablodur. Duktus etrafında oluşan iltihabi olaylar dokuların sertleşmesine ve meme başının çekilmesine yol açarak hastada endişe oluşturur. Fibroadenomlar ise normal hücre elemanları içeren yuvarlak yapılardır. İki tipi vardır. Tubuler adenomlar genç hamile olmayan kadınlarda görülür. Süt salgılayan adenomlar ise gebelik veya emzirme döneminde ortaya çıkar. Hamartomlar, belirgin sınırlı 2-4cm çapa ulaşan nodüllerdir. Adenomlar da normal meme lobül ve duktusu içeren düzgün şekilli yapılardır."
Hastalarda sıkıntı oluşturan bir diğer meme bulgusunun da kireçlenmeler olduğunu söyleyen Dr. Malazgirt, "Mammografilerde gözlenen kireçlenmelerin büyük bölümü iyi huyludur. Kötü huylu kireçlenmeler, ince-küçük ve çizgisel kireçlenmelerdir" ifadelerini kullandı. - SAMSUN
Son Dakika › Yaşam › Memedeki Kitlenin Yüzde 70'i Kanser Riski Taşımıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?