Edebiyatın Devlerinin Dudak Uçuklatan Yaşam Öyküleri

Edebiyatın Devlerinin Dudak Uçuklatan Yaşam Öyküleri

Onlar sadece yazar değillerdi. Onların da yazarken yaşadıkları hayatın dışında kalan gerçek birer yaşamları vardı. Bir çoğunun hayatı zorluklar içinde geçti. Ama Umberto Eco ne de güzel demiş "Mutlu insanların hikayesi olmaz diye."

1.Dostoyevskı

dostoyevskı

Bu büyük yazar epilepsiydi. Kumarbazdı. Çocukluğunu hasta annesi ve despot bir babayla birlikte geçirdi. Genç yaşında tüm ailesini kaybetti. Daha sonra da kızını kaybetti. Kızını kaybettiğinde ise kızı henüz sadece üç aylıktı.

2. Oğuz Atay

oğuz atay

Biz Oğuz Atay'ı Tehlikeli Oyunlar ve Tutunamayanlar gibi başyapıtlarıyla tanıyoruz. Oysaki böyle güzel eserler vermesine yarayan yeteneğinin yanında Oğuz Atay tam bir aşk adamıydı. Öyle bir aşık oldu ki; sevdiği kadına daha yakın olabilmek için karısından boşandı. Ama sevdiği kadın evliydi. Ona daha yakın olabilmek ve daha fazla görebilmek adına aşık olduğu kadının kocasıyla arkadaş oldu.

3. Jean Genet

jean genet

Jean Genet tam bir suç canavarıydı. Tecavüz gibi gasp gibi birçok suça karıştı. Bundan ötürü ömrünün neredeyse yarısı hapislerde geçti.

4.Ludwıg Wıttgeınsteın

ludwıg wıttgensteın

Geçtiğimiz yüzyılın en büyük yazarlarından biri olan Ludwıg Wıttgeınsteın'ın  8 kardeşi vardı. Kendisinden büyük olan üç erkek kardeşi de intihar etti. Babası dönemin ileri gelen zenginlerinden biriydi. Dolayısıyla Wıttgeınsteın'a yüklü bir miras kaldı; ama onun istediği hayat bu değildi. O daha mütevazı bir hayat yaşamak istiyordu. Bu yüzden tüm mirası dağıttı. Kendisi aynı zamanda bir eşcinseldi. Eşcinsellerin vakit geçirdiği parklarda hiç tanımadığı erkeklerle birlikte olurdu. Sonrasında ise büyük pişmanlık duyuyordu.

5.Vırgınıa Woolf

vırgınıa woolf

Henüz on üç yaşındayken annesini kaybederek büyük bir acı yaşayan Vırgınıa Woolf okula gidemedi. Bipolar ataklarıyla ömrü boyunca mücadele etti. İkinci Dünya Savaşı onu da diğer herkes gibi çok etkilemişti. 1941 yılıydı. Ceplerini taşlarla doldurdu ve kendisini evinin yakınındaki Ouse nehrine bıraktı ve boğularak hayatını kaybetti.

6.Sylvıa Plath

sylvıa plath

Bipolar bozuklukla ömrü boyunca mücadele etti. Smith College'e bursla girmişti. 1950 yılında burada ilk kez intihar etmeyi denedi. Bundan ötütü akıl hastanesine kaldırıldı. 1955'te Smith College'den iyi bir dereceyle mezun oldu. 1963 yılıydı. Çocukları evinin ikinci katıındaki odalarında her şeyden habersiz uyuyordu. Plath çocuklarının yanına süt ve kurabiye bıraktı ve odalarının kapısını gaz girmeyecek şekilde bantladı. Çocuklarının güvenliğini sağladı ve artık geriye yapacak bir şey kalmamıştı. Kafasını fırının içine sokarak intihar etti.

7.Jack London

jack london

Jack London tarihin ilk milyoner yazarıydı. Ancak milyoner olmak her zaman mutlu olmak için yeterli gelmiyor. Jack London'ın da hayatı problemlerle doluydu. Bipolar bozuklukla cebelleşiyordu. Bunun etkisiyle intihar girişiminde bile bulundu. Pasifik'te yelkenli ile yaptığı bir gezi sırasında tropikal bir hastalık kaptı. Ne yazık ki bu hastalığı kenndi yöntemleriyle tedevi etmeye çalıştı ve afyon, eroin, cıva vs. gibi maddeleri içeren bir karışım hazırladı ve bunu kendine enjekte etti. Bu karışım onu iyileştirmedi Dahası böbreklerinin iflas etmesine yol açtı.