Ailelerin tüm tepkilerine rağmen elindeki telefonu bırakmayan, bilgisayar başında kalkmayan, elinden tableti düşürmeyen ve sürekli icat çıkaran Z kuşağının ne istediğini ne hissettiğini anlamak ebeveynlerin en büyük derdi. Bilişim Zirvesi A.Ş tarafından düzenlenen Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi ise yeni neslin dahi çocuklarına söz alma ve kendilerini anlatma fırsatı tanıdı. Zirvede konuşan çocuklar, sanılanın aksine son derece sosyal bir hayatları olduğunu ve her konuya duyarlı olduklarını söylüyor; bir önceki neslin aksine teknolojinin içine doğdukları için teknolojiye düşkünlüklerinin garip karşılanmamasını istiyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil üreten bir nesil olduklarının anlaşılmasını, hem ailelerin hem önceki nesillerin kendilerini desteklemelerini bekliyor.
Sanıldığından Daha Fazla Duyarlıyız
Türkiye'yi muz kabuğundan bioplastik üretimi projesiyle temsil eden Elif Bilgin, en yenilikçi, uygulanabilir ve çevreci proje olarak Scientific American dergisinin verdiği "Science in Action" ödülünün sahibi. Bilgin, "Sanılanın aksine son derece sosyal bir hayatım var. Bizim kuşağımız umursamaz değil fazlasıyla duyarlı. Bizlerin teknolojiden uzaklaştırılması doğru değil; çünkü Z kuşağı olarak teknolojiden faydalanmayı çok iyi biliyoruz" dedi.
Teknolojiye Doğduk. Teknoloji düşkünlüğümüz doğal bir seleksiyon
Panelde konuşan Arda Kafalı henüz 13 yaşında olmasına rağmen "Bilişim Hayranlığı" üzerine çalışmalar yapıyor. Arda'ya göre Z kuşağının umursamaz olarak nitelendirilmesi çok yanlış: " Düşünme ve harekete geçme şeklimiz farklı. Merak ettiğim ne varsa kitapları karıştırmak yerine internetten o bilgiye ulaşmayı daha pratik buluyorum. Teknolojiyi hayatımın her alanında kullanıyorum". Almanya'da eğitim alan 14 yaşındaki Beyza Günsur bu güne kadar birçok fen projesinde yer aldı. Günsur, "Çocuklar çok erken yaşlarda teknoloji konusunda bilinçlendirilmeli. Doğru araştırmanın nasıl yapılacağını öğrenmeli. Anasınıfında basit yazılım eğitimleri ile başlayabilecek bu sürecin devamında ilkokulda lego, robot dersleri ile devam edilebilir. Bu sayede teknoloji herkes için faydalı bir araç olacaktır" dedi. Buğra Çoşkun ise 16 yaşında ve müzik, heykel, robotik, yazılım gibi birçok farklı dalla ilgili çalışmalar yürütüyor. Teknoloji düşkünlüğünün doğal bir seleksiyon sonucu oluştuğunu savunan Çoşkun, kendi yarattığımız teknolojiye uyum sağlamamız gerektiğini söylüyor. "Teknoloji beynimizi ve düşünme tarzımızı değiştiriyor gibi algılar oluşuyor ve negatif olarak değerlendiriliyor. Fakat değişiklik kötü bir şey değil. Gelişebilmek için değişmemiz gerekiyor"
Klişe "Dahi Çocuk" Değiliz
Türkiye'deki ilk TSA (Technology Student Association) öğrenci birliğini İstanbul Lisesi'nde kuran, 2013 yılında Web Tasarım kategorisinde birincilik, kısa film kategorisinde ikincilik ve 'Masaüstü Yayıncılık' kategorisinde üçüncülük ödülü sahibi Mustafa Doğa Doğan, şimdilerde görme engelli öğrencilerin navigasyonunu kolaylaştıracak bir mobil uygulama üzerinde çalışıyor. Doğan, "Ders çalışıyorum, kitap da okuyorum, web sitelerimi geliştiriyorum, yarışmalara katılıyorum. Bunun yanı sıra tenis oynuyorum, kısa film de çekiyorum. Klişe dahi çocuk tanımlamalarından çok uzaktayım. Teknolojiyi ufkumu genişletmek ve kendime yeni çalışma alanları üretmek için kullanıyorum"
Son Dakika › Teknoloji › Türkiye'nin İlk Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi Gerçekleşti - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?