"Gök kubbenin altında yeni bir şey yok."
Oldukça eski bir tarihte söylenmiş bu sözü daha önce duydunuz mu? Bir düşünelim…
Elinizde kullanmış olduğunuz telefon, bindiğiniz otomobil, yazdığınız kalem gibi bütün nesnelerin hepsi aslında bir öncekinin farklılaşmış halidir. Arda, biraz daha açar mısın? Dediğinizi duyar gibiyim. Örneğin, Ford T – Model aracın ilk üretimi 1908 yılına dayanır ki bu yüz yıldan fazla bir zaman dilimine tekabül etmektedir. Bu araca baktığınız zaman günümüzde kullanılan araçlardan pek de farklı olmadığını göreceksiniz. Olur mu öyle şey? "Şimdiki araçlarda yok yok T – Model'de ne var?" diyebilirsiniz ve haklısınız da. Ben, büyük resme bakmanızı istiyorum.
Ford T – Model dediğiniz araç dört tekeri, direksiyonu ve pek de güçlü olmayan bir motora sahip. Şimdiki araçların da dört tekeri, direksiyonu var ve yüz yıl sonra pek de güçlü sayılmayacak motorlara sahipler. Elbette ki şimdiki araçlar teknolojik olarak daha üstün ama unutmamalıyız ki çevremizde gördüğümüz, işittiğimiz, hissettiğimiz her şey daha önce de vardı. Daha sonra da olacak ve sadece temelinden biraz farklılaşarak insanlığın hizmetine sunulacak.
Peki bizleri Kızıl'da neler bekliyor?
EVLER KUBBE OLACAK
Kızıl'daki yerleşim alanlarımız için tekrar tekrar deneme yanılma yoluna gitmeyeceğiz çünkü zaten inşa etmenin tecrübesine yüzyıllardır sahibiz. Sadece, Dünya'mızdan daha farklı olacak şekilde daha kubbe mimarisine sahip evleri tercih edeceğiz. Neden kubbe mimarisi? Çünkü, Kızıl oldukça fırtınalı bir gezegen. Fırtınanın akışından en az etkilenecek, minimalist kubbeler oldukça işlevsel olacaktır. Kızıl, soğuk bir gezegen olduğu için içinde yaşayacağımız kubbe mimarisine sahip evlerin mümkün olduğu kadar çok fazla güneş alması gerekmektedir. Kızıl'da kış ayının, Dünya'da yaşanan kış ayına nazaran iki daha uzun sürdüğünü düşünürsek güneş ışınlarının ne derece kıymetli olduğu gözler önüne serilmektedir.
Ek olarak, kubbe mimarisine sahip evler; sekileme yöntemi ile inşa edilmelidir. Bu, hem güneşlenme süresini uzatacak, hem fiziksel yapı stoğunu artıracak hem de gezegene insanların taşınmasıyla ortaya çıkacak konut sorununu da ortadan kaldıracaktır.
Son cümlemde güldüğünüze eminim. Yahu, daha dur. Daha robotlar yeni gidiyor! Diyorsunuz. Size hak veriyorum. Ancak unutmayın ki İkinci Dünya Savaşı'nda kullanımına başlanan roketler ile bugün uzay araçları çeşitli gezegenlere taşınabiliyor. Wright Kardeşler'in ilk uçuşundan yirmi yıl sonra Türk Hava Kurumu'nun kurulduğunu düşündüğümüzde geleceğin ne denli hızlı geldiğinin farkında olmamız gerekiyor.
ULAŞIM
Günlük hayatımızın olmazsa olmazlarından birisi de ulaşımdır. Bütün yollar olmadan (hava, deniz, kara, demir) seyahat ettiğinizi düşünebilir misiniz? Hiç zannetmiyorum. Ancak Kızıl'a yerleşim esnasında bu tür problemler ortaya çıkacaktır.
Karayolu ile başlamak istiyorum. Bütün karayolları yeraltından geçmelidir. Evet yanlış duymadınız. İstisnasız bütün karayolları. Neden mi? Öncelikli olarak yer altına yapılacak olan karayolu, gezegen üzerinde yaşayan canlılara özgürlük tanıyacaktır. İstanbul'da yaşayanlar ne demek istediğimi çok daha iyi anlayabilirler. Her yer araç dolu ve bu güzide şehrin tadını ne yazık ki çıkaramıyoruz. Bir yerden bir yere gidebilmeniz için sabah erken saatlerde veya akşam geç saatlerde trafiğe çıkmanız gerekmektedir. İnsan özgürlüğünü bu denli kısıtlayan başka bir şey var mı bilmiyorum. Ancak karayollarını yer altına alsak işte o zaman şehirler ve ülkeler daha çok yaşanabilir hale gelebilir. Karbon emisyonu da cabası.
Karayollarının yer altına alınmasıyla birlikte yol şeritleri de düzenlenebilir. İkiye bölünmüş bir otoyoldan bahsetmiyorum. En az on şeridin olacağı devasa yollar, bu yolları sürekli denetleyen çalışanlar, kameralar, araçlar ve hava almak için zemine çıkacağınız dinlenme istasyonlarının bulunması ulaşım açısından önemli olacaktır. Kızıl'a yerleşildiği zaman muhtemelen içten yanmalı araçlar (otomobil, otobüs vb) kullanılmayacaktır. Dolayısıyla ulaşımın yer altına alınmasıyla birlikte gaz salınımı da olmayacaktır. Bu da gezegenin ve canlıların sağlığı açısından önem arz etmektedir. Yer altına alınan yollar ile sürüş güvenliği de artacaktır. Yağmur, kar gibi doğa olaylarını yer altında yaşamayacağız. Özellikle Kızıl'da sürekli kum fırtınalarının olduğunu düşünürsek; yer altına alınan karayolu ulaşımı gezegende hayatımızı devam ettirebilmemiz için faydalı bir seçim olacaktır.
Demiryolu ve toplu ulaşım da yer altına alınmalı ve istasyonlar yerleşim alanlarının altında olmalıdır. Durakta indikten sonra yürüyen merdiven veya asansör ile zemine çıkıp evinize gidebilmelisiniz.
Ek olarak, binek otomobil ile anayolu kullandıktan sonra evinizin sokağına ulaştınız ve aracınızı tam binanızın altında bulunan otoparka park ettiniz. Asansör ile evinize çıktınız ve yaşadığınız şehre evinizden baktınız. Hiç aracın olmaması ne kadar güzel olur değil mi? Yemyeşil ağaçların olduğu, insanların spor yaptığı, çocukların oynadığı, gürültü ve görüntü kirliğinden uzak bir yerleşim bölgesinde yaşamanın sağlık ve huzur açısından getirdiği olanakları göz önünde bulundurduğunuzda; üzerinde yaşadığımız gezegende ulaşımın yer altına alınmasını siz de isteyeceksiniz.
Dünya'dan ayrılan bir roketin direkt Kızıl'a ulaşması mümkün müdür? Evet mümkündür. Ancak, Kızıl Gezegen'e ulaşım konusunda ise benim düşüncem uydumuz Ay'ın bir istasyon olarak kullanılmasını sağlamak. Neden mi? Çünkü Ay'a kurulacak istasyon ile Kızıl'a sürekli roket gönderilebilir ve yakıt ikmal tesisleri, uzay gözlemevleri kurulabilir. Evet, Kızıl'da yaşam kurmak isteniyor ancak Ay'ın atlanmaması gerekir. Ay ile ilgili fikirler bir başka yazının konusu olabilir.
Havayoluna gelecek olursak zaten bildiğiniz havayolu ulaşımı Kızıl'da da devam edecektir. Elbette ki hayır! Tamamen aynı olmasını bekleyemezseniz. Kızıl'da sürekli fırtınalar olmaktadır ve bu fırtınalar uçuş performansını çok ciddi şekilde etkilemektedir. Ayrıca Kızıl'daki ortalama atmosfer basıncı Dünya'daki atmosfer basıncının 0.6'sına tekabül etmektedir. Biraz teknik detay vermem gerekirse, Dünya'da 1 standart atmosfer 101,325 kilopaskaldır. Kızıl'da 0.6 kPa değerindedir. Dünya'da ortalama otuz beş kilometre yükseklikte yaşadığınızı hayal edin. Otuz beş kilometrelik bir yükseklikteki atmosfer basıncı, Kızıl'daki ortalama yüzey atmosfer basıncına eşittir. Bu değerler ile bir yolcu uçağı Kızıl Gezegen'in yüzeyinden kalkış yapabilir mi bilmiyorum ve öngörüde de bulunamıyorum. Roketler, Kızıl Gezegen üzerinde uçuş yapabilir ancak jet motora sahip hava araçlarının akıbeti konusunda net bir şey söyleyemeyeceğim.
Yarın... Kızıl'da iletişim nasıl olacak? İş imkanları neler?
Son Dakika › Teknoloji › Mars'ta Hayat Dizisi – 2: Karayolları Yeraltında Olacak - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?