Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde 2'nci Engelsiz Yarınlar Öğrenci Paneli Düzenlendi

AYBÜ, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bahar Anaforoğlu başkanlığında, üniversitenin Engelsiz AYBÜ Birimi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Kulübü, Fotoğrafçılık Kulübü, Bağımlılıkla Mücadele Kulübü ve Sağlıklı Yaşam Kulüpleri ile öğrenciler tarafından Dünya Engelliler Günü kapsamında '2'nci Engelsiz Yarınlar Öğrenci Paneli' düzenlendi. Panele, AYBÜ Rektörü Ali Cengiz Köseoğlu, AYBÜ Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Bahar Anaforoğlu, Genel Sekreter ve Engelsiz AYBÜ Birimi Koordinatörü Mümin Şen'in yanı sıra, Paris 2024 Para Tekvando Şampiyonu Mahmut Boztepe, Paris 2024 Para Yüzme Şampiyonu Umut Ünlü, Rio 2016, Tokyo 2020 Şampiyonu Abdullah Öztürk ve TSK Engelli Spor Kulübü Genç Engelliler Basketbol Takımı oyuncuları katıldı. Milli sporcular, hayat hikayelerini ve katıldıkları şampiyonalarda edindiği tecrübeleri öğrencilerle paylaştı.

Rektör Köseoğlu, bütün öğrencileri engellerle beraber yaşama bilinciyle yetiştirme hedefindeki bir üniversitede olduklarını ifade ederek, "Engellilik, herkesin başına gelebilecek bir olay. Bugün eğer engelliliği tanımı içerisinde değilse, yarın olmayacağı anlamına gelmez. Bu anlamda işte asıl asıl mesele bu şuurla, arkadaşlarımızın, bu kardeşlerimizin, bizim hayatımızın bir parçası olduğu bilinciyle yaşayabilmek. Ben bu anlamda üniversitemizin gerçek anlamda bir engelli dostu üniversite olması için elimden gelen gayreti gösteriyorum. Bundan sonra da göstereceğim. Bunu hep beraber yapacağız" diye konuştu.

MAHMUT BOZTEKE: SPORCU OLDUKTAN SONRA ÖZGÜVENİM GELDİ

Milli Paralimpik Tekvandocu Mahmut Bozteke, engelli durumunun çocukken geçirdiği bir kaza sonrası oluştuğunu söyledi. Bu süreçte büyük mücadeleler verdiğini aktaran Bozteke, "Mücadele ettik, pes etmedik. 3 ay boyunca hastanede kaldık. 1 yıl boyunca yatalak kaldım. Pes etmeden tekrardan ayağa kalktım ve yürümeyi yeniden öğrendim. Tedavi süreçlerinde ayaklarımı iyi kullandığımı fark ettim. Çoraplarımı giyerken ve diğer ihtiyaçlarımı ayağımla görüyordum. Fizyoterapistimin 'ayaklarını güzel kullanıyorsun, tekvando yapabilirsin' dedi. Bunu bir denedim. Ondan sonra spor salonunda yaşadığım alanda salon açıldı. Orada antrenörümle tanıştım ve spora başladım. Engelli olduktan sonra kendimi eve kapatmadım. Kırgın olmadım hayata karşı ve mücadele ettim. Sporcu olduktan sonra arkadaş çevremi geliştirmeye başladım. Kendime özgüvenim geldi. Statü olarak daha üst seviyeye çıktım. Yani kendimi tamamladım" dedi.

UMUT ÜNLÜ: MADALYA ALMAM GEREKİYORDU BEN DE ALDIM

Paris 2024 Para Yüzme Şampiyonu milli yüzücü Umut Ünlü, yüzmeyi bir ayda öğrendiğini söyleyerek, sonra da devam etmeye karar verdim. Aslında kendimi motive etmemin bir şeyi yok. Sadece çok çalışmam gerektiğini biliyordum. Bunun için de gerçekten diğer herkesten çok fazla çalışıyordum. Geriye döndüğümde Paris'e gittikten sonra artık böyle başka yapacak hiçbir şey kalmamıştı. Sadece madalya almam gerekiyordu ve ben de onu aldım. Artık çalışacak bir şeyim kalmamıştı, yapacak antrenmanım kalmamıştı. Hiçbir şey kalmamıştı benim için. En üst seviyedeydim ve onu orada gerçekleştirdim. Ama orada bazı sıkıntılar yaşadım. Gerçekten madalya almayacak durumdaydım. Sağ olsun fizyoterapist hocam fizyoterapist olarak değil de bir anne gibi yaklaştı. Diğer sporcuları bırakıp benimle ilgileniyordu çünkü benim psikolojim yerlerdeydi. Derece alamayacak durumdaydım, madalya alamayacaktım. Onunla beraber verdiğimiz mücadele sonucunda 2 tane madalya kazandım" ifadelerini kullandı.

ABDULLAH ÖZTÜRK: BASAMAKLARI MÜKEMMEL ŞEKİLDE KATLADIK

Tokyo 2020 Paralimpik masa tenisi Şampiyonu Abdullah Öztürk ise düşüncelerini şu şekilde aktardı:

"Sporcu olmadan önce, acaba okul bittikten sonra ne olacak, hayat mücadele nasıl devam edecek, kendi paramı kazanabilecek miyim, hayatın ne kadar içinde olacağım, ailemden ayrı bir yerlere gidebilecek miyim gibi sorular soruyordum kendime. Tabii bu sorular sporla tanışana kadar sürdü. Sporla başladıktan sonra yavaş yavaş bir baktım hafta sonları müsabakalar için seçmeye gitmeye başladım takımla, ilk takıma seçildim. Bu sefer beni yurt dışına götürdüler. Düşünebiliyor musunuz, bir yıl önce neler düşünüyordum ? Nasıl bir kararın içindeydim. Bir yıl sonra şehir dışına, yurt dışına milli formayı temsil etme hakkı verdiler bana. Bu bizim gibi birçok sporcu arkadaşımıza inanılmaz büyük bir özgüven verdi. Yolumuz öyle güzel açıldı ki; ekonomik, sosyal ve kariyer anlamında. Kazandığımız madalyaların sonucunda basamakları birer birer mükemmel şekilde katladık. Çok güzel bir konuma ulaştırdı spor bizi."