İstanbul DHA - Disiplini, taktik uyumu ve çalışkanlığı ile yıllardır futbol kariyerinde en zirveye çıkan Gökhan İnler, futboldan sonraki yaşamına şimdiden hazırlık yapıyor.
Napoli'de İtalya kupasını ve süper kupayı kazandıktan sonra Leicester City ve Beşiktaş'ta şampiyonluklar yaşama sevincine ulaşan tecrübeli futbolcu bu sezon ise Medipol Başakşehir'de son haftaya kadar zirve yarışı yaptı. M.Başakşehir ile 2 yıl daha sözleşmesi bulunan Gökhan İnler, aktif futboldan sonra neler yapacağı ile ilgili planlamalarına da şimdiden başlarken bir yandan ise sosyal mesajlar vermeye başladı. Sahipsiz köpeklere duyarlılığını ortaya koyan ve barınaklardaki hayvanların bakımı ve beslenmelerine yardım eden İnler, sağlıklı beslenme konusunda mutfağa girerek bu konuda farkındalık yarattı.
Gökhan İnler şimdi de yatırımcılığa soyunuyor.
Fortune Dergisi Gökhan İnler'in formalı ve takım elbiseli fotoğraflarını paylaşarak tecrübeli oyuncuya 6 sayfa yer ayırdı. Kerem Özdemir'in haberini Caner Özken fotoğraflarken, http://www.fortuneturkey.com/yesil-sahalardan-yatirimciliga--54037 linkinde içerik şöyle oluştu:
"Gökhan İnler ile buluşmamızda ilk izlenimlerimiz, iki takım elbiseyi ve bir başka poşeti sırtlanıp "biz taşırız" diyen arkadaşlarına "sporcu adamız, ne olacak" yanıtını vermesi ve stüdyoya gittiğimizde kahve içmeyi reddedip sadece su ile yetinmesine dayanıyor... Herhalde kullanım kılavuzu olsa orada samimiyet, çalışkanlık ve disiplin yazılmasını gerektirirdi bu özellikler. Futbolla başlayan, yemek yapma ile zenginleşen ve sonrasında yatırımcılık planları ile şekillenen hayatının akışı içinde bu ilkelerin değişeceğini düşünmek zor.
Zihinsel ve fiziksel olarak nereye kadar gidebilirsem futbolda devam etmek isteyen İnler'in birinci önceliği futbol olsa da her spor gibi futbol da belli yaşlara kadar oynanabiliyor. "Sonrasında yine futbolun içinde sahaya yakın olacağım planlarım var" diyor İnler, "Futbol kariyerimi sonlandırdığımda Türkiye'deki yatırımlarımla iş dünyasına sağlam bir giriş yapmayı planlıyorum. İlgi alanlarıma paralel farklı sektörlerde de projeler geliştireceğim. Planlarım arasında özellikle spor ve futbol endüstrisiyle ilgili yatırımlar var. Ama şu an yürüttüğüm ve işin içinde olarak takip ettiğim iş kollarından bahsetmek isterim size. Bunlar, vakıf, evler ve eccopasta projesi" diye anlatıyor. Vakıf, inşaat ve eccopasta projesini 1, 2 ve 3 diye numaralayarak anlatması antrenmanlı geldiğini gösteriyor. O zaman bir kontratağa sıra geliyor.
Bu noktaya kadar gelmesinin hikayesini sorarak akışını kırmaya çalışıyorum. Ama rahat bir biçimde topu oraya geçirmeyi başarıyor.
"Ben futbolu çok istedim, çocukluğumdan beri. Sadece futbolu düşünüyordum. İş falan düşünmüyordum. Kalbimi yüzde 100 futbola bırakıyordum. Sonra zamanla tecrübe kazandım. İlk önce doğduğum yer olan İsviçre'deydim. Orada kulüplerde oynadım" diye anlatıyor. Sonra büyük transferler oluyor. Udinese ve Napoli...
Gökhan, "O transferler benim için çok önemliydi çünkü dil, yaşam tarzı, yemek... Her şey değişti. Annem babam olmadan kendim gitmem ayrı bir baskıydı ama bunu aşmayı başardım" diyor. Dili öğreniyor ve İtalya'da sekiz sene yaşıyor. Bunun oldukça uzun bir süre olduğunun altını çizen İnler, tatillerinde de "İtalya'nın güzel adalarına" giderek ülkenin mutfağını ve ülkenin kendisine bakarak öğrendiğini söylüyor.
İnler yeni hayatının ilk adımı olarak vakfını şimdiden hayata geçirmiş durumda. "Vakıf benim için çok özel ve önem verdiğim bir konu" diyen İnler, İnler Spor Eğitim Vakfı'nın (İSEV) yasal işlemleri geçen sene tamamlanıyor ve vakıf çalışmaya başlıyor. Vakıf klişelere değil, Gökhan'ın futbolculuk deneyimi sırasında gördüğü ihtiyaçlara hitap etmesi ile dikkat çekiyor. Yabancı dil eğitiminin de vakfın gündeminde olması bu nedenle şaşırtıcı değil.
İnler, "Profesyonel uzman bir kadro ile onlara sadece spor eğitimi vermek değil, sağlıklı beslenme, düzenli uyku gibi konularda alt yapısı sağlam oyuncular yetiştirmek amacım. Özellikle yabancı dil eğitimlerini sağlamak çok önemli. Ben şahsen bu yabancı dil eğitimine ayrıca önem veriyorum çünkü futbol kariyerim boyunca beş dil bilmenin avantajını yaşadım ve iş hayatına girerken de bunun değerini daha net görebiliyorum" diyor ve kendi deneyimi ile devam ediyor: "Dil bilmem İsviçre, İngiltere ve İtalya da oynarken inanılmaz bir avantaj sağladı bana. Adaptasyonum daha hızlı oldu. Bu çocuklarda bunu çok hakkediyorlar. Tabii en büyük hedeflerimizden biri de gerek ülkemizde gerek de yurtdışındaki spor kulüplerinde oynayabilecek, alt yapısı sağlam, iyi eğitim almış profesyoneller yetiştirmek. Bu güzel hedefleri gerçekleştiren bir elçi olabilmek çok büyük bir gurur. Vakfı kurmamın ve her aşamasında ekibimle beraber işin içinde olmamın en önemli sebebi, çocuklara bu imkanı sağlamak."
NOPOLİ PİZZASINI TEK GEÇİYOR...
Yemek tarafında Ecco Pasta işi ile İnler'in yemek yemek, yemek yapmak ve güzel tatları keşfetmeye dayanan hobisinin işe dönüşmüş olacak. Pizzada Napoli'yi tek geçen İnler, kendi yemek işinin arka planını "İstanbul yeme içme hayatında hala İtalyan mutfağının doyum noktasına ulaşmadığını düşündürüyor. Biz Türklerin en yakın olduğu damak tadına uyan en yakın mutfak İtalyan Mutfağı. Bu nedenle uzun bir çalışmanın ardından kendimin de en sevdiği tatlardan biri olan yüzde 100 Orijinal İtalyan Mutfağı 'Ecco Pasta' markasını Türkiye'ye getiriyorum" diye anlatıyor.
Gökhan İnler, yeme-içmenin yanında hayatının en önemli parçası olan futbol ve spor ile ilgili olarak kafasında bazı iş alanları kurgulamış durumda. "Dışardan çok rahat çok kolay gibi görünen bir spor futbol. Ama öyle değil. Yıllarca, her antrenman, her karşılaşmada futbolda ki bazı eksiklikleri tespit ettim. Bu anlamda sporda teknolojinin ve teknik ekipmanların kullanımını arttıracak, spor kurumlarının ve sporcuların hayatını kolaylaştırabilecek yeni ürünleri Türkiye pazarına entegre etmek istiyorum" diyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Gökhan İnler'in köpekleri beslemesi
-Gökhan İnler'in yemek pişirmesi
Son Dakika › Spor › Yeşil Sahalardan Yatırımcılar Ligine Gökhan İnler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?