Türk, Suriyeli ve Filistinli Gençler Kış Kampında Buluştu

ZAFER GÖDER - Bolu Aladağ'da 25 yıldır gerçekleştirilen Milli Kış Kampı'na katılan izciler, zorlu doğa koşullarında hayatta kalma eğitimi almalarının yanı sıra arama kurtarma ve insani yardım ekiplerinde de çalışmalarda bulunuyor.

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından Bolu'ya yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta bulunan Başalan Yaylası'nda yer alan Bolu Tevfik Günday Kamp ve Eğitim Merkezi'nde 25 yıldır ara verilmeden düzenlenen kamplara her yıl bin 500-2 bin arasında izci katılıyor.

Türkiye'nin çeşitli illeri, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti ile Türkiye'de bulunan Suriyeli ve Filistinli genç ve çocukların katıldığı Milli Kış Kampları'nda izcilere zorlu doğa koşullarında hayatta kalma ve yanındakileri hayatta tutma eğitimleri veriliyor.

İzciler, kamp alanında hazırlanan özel parkurlar ve eğitim alanlarında, kış şartlarında ihtiyaç duyacakları kızak ve kayak kullanma, karda çadır kurma, kar mağarası yapma, dağcılık, ateş yakma, soba yakma, odun kırma, balta ve bıçak kullanma ile ilk yardım, doğada beslenme ve yaşam, karda hayvan izi takibi ve yön bulma eğitimleri alarak, arazi şartlarında uygulama fırsatı buluyor.

Eğitimleri eksiksiz bir şekilde öğrenen izciler, yıl içinde katılacakları diğer izcilik kamplarının ardından yıl sonunda, Sarıkamış Harekatı'nda hayatını kaybeden Allahuekber Dağı Şehitlerini Anma Kampı'na katılarak kamp programlarını tamamlayacak.

"İzcileri eksi 45 dereceye hazırlıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bolu Aladağ'da çeyrek yüzyıldır yaptıkları kış kamplarını aksatmadan devam ettirdiklerini belirti.

İzcilerin, ünite, kulüp ve mahalli kampların ardından milli kamplara katılım sağladığını anımsatan Subaşı, "Kış kampları izcinin kendisini kış şartlarında eğitebilmesi ve başkalarına yardımcı olabilmesi için gerekli olan kamplardandır. Kış kampına katılan izcilerin asıl hedefi Allahuekber Dağı şehitlerini anma faaliyetlerine katılabilmektir çünkü orada, eksi 45 derecede çok ciddi şartlarda kalacaklar. Aşama aşama belli bir noktaya gelen izcilerimiz bu faaliyetlerden sonra Allahuekber Dağları'na gitmeye hak kazanır." diye konuştu.

Subaşı, Türk izcilerinin rutin kamp faaliyetlerinin yanı sıra birçok alanda da faaliyet gösterdiğini ifade ederek, "Kış kamplarını tamamlayan izcilerimiz aynı zamanda arama kurtarma ve insani yardım ekiplerimiz içinde de yer alır. Şu anda sadece burada değiliz. Türkiye İzcilik Federasyonu Arama Kurtarma İnsani Yardım ekipleri, Hatay ilimizde faaliyetteler. Her hafta 20 kişi orada hizmet ediyor. Kızılay'a yardım ediyorlar. Orada bulunan Suriyeli ve Türkmen izcilerimize destek oluyorlar. Aynı zamanda bölgeye atılan bombalar dolayısıyla da sivil savunma faaliyetini icra ediyorlar." şeklinde konuştu.

Halen Suriye içinde yaşamını devam ettiren ve Türkiye İzcilik Federasyonu ile koordineli çalışan izcilerin de bölgede Kızılay tarafından kurulan çadır kentlere destek sağladığını anlatan Subaşı, "Her zaman ve her yerde birçok şey yapmaya çalışıyoruz. Geçen hafta kampımız vardı. Bu hafta yine var ve önümüzdeki hafta bu sefer sadece Suriye ve Filistinli mülteci izcilerimize mahsus bir kış kampı düzenleyeceğiz. O kampımızda da 450-500 izcimizi ağırlamayı planlıyoruz. Malum olduğu üzere bizim Türkiye sınırları içinde 4 bin 500 Suriyeli izcimiz var. Bunlar mülteci kampları ve çadır kentlerde yaşıyorlar. Onların da kış kampı ihtiyacını burada karşılayacağız ve kış şartları altında nasıl yaşayacakları konusunda eğitim vereceğiz." ifadesini kullandı.

Avrupa'nın ikinci büyük izcilik teşkilatı

Subaşı, çocuklarını izcilik kamplarına gönderen aileler sayesinde 2017 yılında yapılan dünya konferansında Türkiye'nin Avrupa'da en hızlı ve kaliteli büyüyen izcilik teşkilatı ilan edildiğini bildirdi.

Türkiye'nin İngiltere'den sonra en büyük izcilik teşkilatına sahip olduğunu aktaran Subaşı, şunları söyledi:

"İngiltere'den sonra Avrupa'nın ikinci büyük teşkilatıyız. Bu bizim başarımızı gösteriyor. Bu başarının asıl sebebi aileler. Velilerin izcilik teşkilatına güvenmesi ve çocuklarını teslim etmesi. Aslında tehlikeli bir iş yapıyoruz. Çocuklarımız burada hiç tanımadıkları soba ile karşılaşıyorlar. Soba yakmaya çalışıyorlar. Sobanın yaktığını öğreniyorlar. Çeşmeleri evdeki gibi kapatmamaları gerektiğini, kapatırsa donacağını öğreniyorlar. Yani ortama uyum sağlamayı öğreniyorlar. Bu yüzden bizim kış kamplarımız 2017 yılında da çok ciddi bir şekilde gelişti ve birçok izciyi yetiştirdik."

Subaşı, federasyon bünyesinde sadece Türkiye'de 188 bin izci bulunduğunu da sözlerine ekleyerek, bunun yan sıra birçok Balkan, Kafkas ülkesinde de üyeleri olduğunu dile getirdi.

Suriyeli ve Filistinli izciler de görev alıyor

Federasyon bünyesinde, ülkelerinde yaşanan savaş ve diğer olumsuz etkenler nedeniyle Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan Suriyeli ve Filistinli izcilerin bulunduğunu da ifade eden Subaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Suriyeli mülteci çocuklarımızla ilgili çeşitli faaliyetler yapıyoruz. Özellikle Suriyeli yetişkinleri izci liderleri olarak eğiterek, kendi çocuk ve gençlerinin eğitimine katkıda bulunmasını sağlıyoruz. Keza Filistinli Türkiye'de bulunan mülteci çocuklarımız için de öyle hatta Hatay'daki Kızılay yardımlarında şu sırlarda yine oradaki mülteci kentlerinde bulunan Suriyeli izcilerimiz Kızılay'ın depolarına gidiyorlar ve oraya çuvallarla gelen malzemeleri bölüştürerek ailelere dağıtılacak hale getirmede görev alıyorlar. Türkiye'de Suriyeli yetim ve öksüzlerle çalışıyoruz. Birçok yerden birçok çocuk ve gence yardımcı olmak için gayret sarf ediyoruz."