Tahir Kum yazıyor?
? ve sonunda Fatih Terim ile ilgili disiplin kararı verildi. Orduspor maçında müsabakanın hakemine devre arasında 'sözlü tacizde' bulunan, ardından tribüne gönderilen ve burada da yedek kulübesiyle 'iletişime geçen' (!) ve maç sonrası yine orta hakeme 'sözlü tacizine' devam eden Fatih Terim'e, 3 maç yedek kulübesine ve soyunma odasına giriş yasağı geldi. Beraberinde de ciddi tartışmalar ve bir takım çelişkiler getirerek!?
Öyle ki; TFF Hukuk Müşavirliği, PFDK ve Tahkim Kurulu'nun toplam 19 üyesinin bir başka deyişle 19 hukukçusunun 14'ünün "Fatih Terim idari tedbir cezasını ihlal etmiştir. ve bu nedenle totelde en az 6 maç ceza verilmelidir "görüşünde birleştiği bir noktada sonuçta 5 üyenin dediği oldu!.. Her ne kadar bu oran, G.Saray'ın "tarihi tezinin" hukuğa aykırı bir durum olmadığını gösterse de, ortaya tartışılacak ilginç bir tablo çıkmasına neden olmuştur. "Gerekçeleri" bakımından usule uygun olan bu karar; esas bakımından doğru mudur, işte o tartışılır.. Çünkü bu üzerimize giydiğimiz yeni bir gömlek? ve bu gömleğin ilk düğmesini ilikliyoruz? İstiyoruz ki, özellikle bugüne kadar yargı organlarının bir çok kez "yanlış ilik kurbanı" olan Türk futbolu, yine "ilk düğme" kurbanı olmasın!.. Çünkü bu karar, sadece Terim'le sınırlı kalmayacak, aynı zamanda bir emsal teşkil edecek. DİSİPLİN MÜFETTİŞLERİ İTİRAZ ETSEYDİ CEZA 6 MAÇA ÇIKACAKTI Tahkim Kurulu verdiği kararda ne diyor?; "Bize göre PFDK'nın kararı yanlıştır. Terim'e idari tedbire uymamaktan da (en az 4 maç) ceza verilmeliydi. Yani bu ceza 3 maç değil en az 6 maç olmalıydı. Ama Disiplin müfettişleri itiraz etmediği için bizde re'sen aleyhe bozma yetkimiz olmadığından (usul bakımından) kararı onamak zorundayız"!...
Görünen o ki, Terim'le ilgili verilen ceza, bırakın kamu vicdanını TFF yargı organlarının vicdanını da açıkça rahatsız etmiş! Ama asıl sorgulanması gereken; kamuoyuna sızan Terim ve arkadaşlarıyla ilgili sevkinde PFDK'nın aldığı kararın tam aksini düşünen o disiplin müfettişlerinin "düşüncelerinin arkasında durup" karara karşılık Tahkim Kurulu'na itirazda bulunmayışlarıdır. Nasıl savcılık makamı, sevklerinden sonra verilen mahkeme kararlarına itiraz edebiliyorsa, TFF disiplin müfettişleri de kendi görüşlerinin tam zıt bir karar veren PFDK bu kararına itiraz edebilirdi? Etmeliydi de! Zaten Tahkim Kurulu'da kararında buna işaret etti.. G.SARAYIN TEZİ TEBRİKE ŞAYAN! Dediğimiz gibi verilen kararla ilgili ortada skandal bir durum yok. Aması var, o başka... G.Saray'ın hukukçuları tarafından varılmak istenen sonuç ; ciddi uzmanlık isteyen bir becerilikle deyim yerindeyse büyük bir ustalıkla kılıfına çok güzel uyduruldu ve kazanılamaz denen davayı kazandılar. G.Saray'ın tezinda atıfta bulunulanı (Futbol Oyun Kuralları Talimatı) maddelerine bakarsanız mantıksız değil? Peki G.Saray'ın bu tarihi tezinde ne var? ve nereden hareketle Terim'e idari terbire uymamaktan ceza veremezsiniz, diyorlar. Dayanakları ne? Ona bakalım. TFF Disiplin Talimatları diyor ki; "?hakem tarafından müsabakadan çıkartılan futbolcu ve diğer kişiler için müsabakadan çıkarıldığı anda idari tedbir başlar " (m.85), "İdari tedbirli olan görevliler yedek kulübesiyle doğrudan ve dolaylı iletişim kurmalarını yasaklar" (m.85) "..tedbir kararına uymayan 'diğer kişiler' 4 ile 12 müsabakadan soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı ile cezalandırılırlar" G.Saray da diyor ki; Arkadaş "Bu talimatın o 85. Maddesindeki 'diğer kişilerden' kasıt teknik adamlar değildir. Çünkü o talimatın 2. maddesinde teknik adamlar "görevli" olarak tanımlanmıştır. Buradaki 'diğer kişilerden' kasıt "yedek ve oyundan alınmış diğer oyunculardır". Bakınız; Futbol Oyun Kurallarının (İFAB) 12'ye 3. Paragrafı "Kırmız kart (ihraç) ve sarı kart (uyarı) sadece oyuncu, yedek, oyundan alınmış oyuncuya gösterilir" diyerek futbolcuların sadece futbolcular olarak ifade edilmediğine dikkat çekiyor. Yine hakemler için Futbol Oyun Kurallarının 5'e 13. paragrafında "Suçlu olan oyuncular hakkında ihtar ve ihraç disiplinsel işlemleri uygular" demesine karşılık 14 paragrafında ise "Sorumlu davranmayan teknik adamlar hakkında oyun alanından uzaklaştırma işlemi uygulanır" demektedir. Yani ihraç kelimesini teknik adamlar için kullanmamaktadır. Buradan hareketle teknik adamları oyun alanından uzaklaştırmaları ihraç olarak değerlendirilemez. İhraç edilmedikleri içinde o maçta idari tedbirli sayılmazlar. Yedek kulübesiyle iletişim kurabilirler. MEĞER TFF DİSİPLİN TALİMATI FUTBOL OYUN KURALLARINA AYKIRIYMIŞ!
Kısaca : Hakemler sadece oyuncuları ihraç eder. Bu nedenle teknik direktörleri ihraç gibi bir disiplin cezası vermeye yetkileri olmadığı için o kişiler çıkartıldıktan sonra yedek kulübesiyle iletişim kurabilirler?Ve PFDK'nın 7 üyesinin 5'i bu tezi onaylıyor. Onaylayarak öteden beri kullandıkları TFF Disiplin Talimatının G.Saray'ın dediği gibi Futbol Oyun Kurallarına (İFAB) aykırı olduğu, yanlış yazılıp yorumlandığını kabul etmiş oluyor. Talimatı saf dışı bırakarak İFAB'a göre cezayı belirliyor.
PFDK NE DEDİ NASIL BİR AÇIKLAMA YAPTI? Şimdi gelelim benim tezime; PFDK diyor ki; Fatih Terim'in hakem tarafından tribüne gönderilmesi ihraç değildir. İhraç olmadığı için de yedek kulübesine talimat verebilir. Bu nedenle Fatih Terim için idari tedbire uymamak gibi bir durum söz konusu değildir. Ama bunu diyen o PFDK bakın ilgili kararını nasıl yazıyor; "Aynı müsabakada GALATASARAY A.Ş. teknik sorumlusu FATİH TERİM'in, müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi, ihraç sonrası ve müsabaka esnasındaki sportmenliğe aykırı hareketleri ve ihraç sonrası müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 3 RESMİ MÜSABAKADA SOYUNMA ODASINA VE YEDEK KULÜBESİNE GİRİŞ YASAĞI ve 30.000.-TL PARA CEZASI ile cezalandırılmasına, (oy çokluğu)"!!!
Komik dimi !... Disiplin kurulu bu kararı doğrudur yanlıştır bu tartışılır. Ama tartışılmayacak bir şey o da PFDK'nın aldığı kararla ilgili yaptığı açıklamasının tam bir skandal oluşudur !.. "Bu bir ihraç değildir" kararı veriliyor ama kararda "ihraç" olarak ifade ediliyor.. Kararı sabote etmek gibi bir şey !.. Söyleyeyim bu karar metni insanı işkillendirmeye yeterde artar bile.. Yine bu dosyanın sevkini gerçekleştiren TFF Hukuk Müşavirliği de 1.5 sayfanın 6 yerinde bu durumu ihraç olarak belirtiyor.Ve o kapsamda sevkini yapıyor. Yine kamuoyuna sızmasıyla ifşa olan o maçın temsilcisi raporunda da bu durumu "ihraç" olarak tanımlıyor. Keza maçın 4.hakemi de raporunda Terim'in tribüne gönderilmesini ihraç olarak ifade ediyor. Türkiye bunu ihraç olarak biliyordu. TFF talimatları bugüne kadar bunu ihraç olarak tanımlıyordu. Öyle ki, PFDK bile aksi yönde karar almasına rağmen yine ifadesi "ihraç" oldu.
Sonuç; hakemler teknik adamları tribüne göndermeleri ihraç değil (miş) !
"GÖREVLİ" OLARAK TANIMLANAN TEKNİK DİREKTÖRLER AYNI ZAMANDA "DİĞER KİŞİLER" OLARAK TANIMLANIR
G.Saray bu konudaki tezinde diyor ki; "Bu talimatın idari tedbirle ilgili 85. Maddesindeki 'diğer kişilerden' kasıt teknik adamlar değildir. Çünkü o talimatın 2. maddesinde teknik adamlar "görevli" olarak tanımlanmıştır. Buradaki 'diğer kişilerden' kasıt "yedek ve oyundan alınmış diğer oyunculardır".
Peki o zaman bende diyorum ki, aynı talimatın m.36 (sportmenliğe aykırı hareket), m38 (sportmenliğe aykırı açıklamalar), m.42 (hakaret ve tehdit), m.43 (ayrımcılık), m.45 (saldırı), m.46 (kavga), m.48 (belgelerin haksız kullanımı) ve m.51 (cezaya ve tedbire uymama) maddelerinde neden teknik adamlar hep "diğer kişiler" olarak tanımlanmıştır ' ve neden bugüne kadar bu maddelerdeki bu tanım üzerinden hep işlem görmüşlerdir ' Talimatın belki de 20 noktasında "diğer kişilerden" kasıt teknik adamlarken, neden bir tek 85.maddedeki "diğer kişiler" olarak yedek futbolcular kastedilmiş olsun?
Kaldı ki, her ne kadar tanımlar kısmında teknik adamlar "görevli" olarak tanımlansa da, bir alt paragrafındaki "diğer kişiler" tanımını tarif ederken, "Futbolcu ve kulüp yöneticileri dışında kalan ve bu talimat kapmasındaki futbolla ilgili tüm gerçek kişiler" diyerek bir nevi teknik direktörü de ayrıca bu tanım içine de almıştır. Şöyle ki ; talimattaki maddelerde ihlalden dolayı kime ne ceza öngörüldüğü kısmı futbolculara, kulüplere ve diğer kişilere diye üçe ayrılması da bundandır. Bu nedenle, 85.maddedeki diğer kişilerden kastın teknik direktör değil yedek futbolcular olduğu görüşü mantıksızdır. Bunlar talimat üzerinden kafamıza takılanlar. DİKKAT!.. G.SARAY'IN AÇIKLAMASIYLA TERİM'İN SAVUNMASI ÇELİŞİYOR! Bir de açıklamalar üzerinden kafamıza takılanlar var ki o da ilginç Mesela Fatih Terim hoca PFDK'ya verdiği savunmada, yedek kulübesiyle kesinlikte bir iletişim kurmadığını söyleyerek, "? Yahu gol atmış bana koşan Burak'a sarılmayacak mıyım ?. Ben kesinlikle yardımcılarımla filan bir iletişim kurmadım" diyor. Ama aynı gün G.Saray yönetimi resmi internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamada, Sedat Doğan'ın maç esnasında Fatih Terim'in yanına giderek yedek kulübesiyle iletişim kurmasında hukuki anlamda bir sıkıntı olmadığı kendisine ilettiklerini ifade ediyor.
Bizde diyoruz ki ; madem Fatih hocaya maçta bu durum söylendiyse neden acaba Fatih hoca, disiplin kuruluna verdiği savunmada yedek kulübesindeki antrenör ve futbolcularıyla ısrarla iletişime geçmediği savunmasını yapmıştır ? Yine keza o gün idari tedbiri başlamadığını biliyorsanız Fatih hocayı basın toplantısına çıkmamıştır?
Cevabı basit ; Çünkü o gün Terim'de o yöneticilerde idari tedbirin başladığını biliyordu? Şayet Fatih hoca cezalı olmadığını bilse 2-0'dan 4-2 kazanılan tarihi maçın basın toplantısına çıkmaz mıydı. Hangi hoca böyle bir basın toplantısını kaçırır ?!..
ERTUĞRUL SAĞLAM'IN MAĞDURİYETİ NE OLACAK O ZAMAN?
Sonuç; Bundan böyle teknik adamlar hakemler tarafından tribüne gönderildiklerinde buradan görevlerine devam edebilirler. Soyunma odasına gidebilir taktik verebilirler. Basın toplantısına da katılabilirler. Sadece 'yedek kulübesi on sekizi' içine giremezler !... (Yanarım Ertuğrul Sağlam hocaya? Yıllardır onlarca kez sahadan atıldı gidip tribünde kös kös oturdu. Yardımcısına ağzını açamadı garibim?(Üstüne bir de 4 maç ceza almayayım diye !..) Sadece o mu. Tüm liglerde görev yapar onlarca yüzlerce teknik adamımız?)
Demek ki tarihten bugün kadar tüm ligler kapmasında yüzlerce kez karşılaşdığımız teknik adamların sahadan tribüne çıkartılma hadisesinde, o teknik adamlar yedek kulübesiyle, oyuncusuyla iletişim kurmamakla, soyunma odasına girmemekle meğer cahillik göstermişler !...
TALİMATIN AYARLARIYLA OYNARSAN?
Sonuç; Bu kararı 28 Şubat kararı olarak adlandırmamız ve ısrarla altını çizmemizin nedeni ; kararın tartışılır veya yanlış olup olmaması değil ; Fatih Terim kararıyla birlikte PFDK tarafından (G.Saray'ın hukukçularının iddiası sonrası) TFF Disiplin Talimatının, Futbol Oyun Kuralları Talimatına (IFAB) aykırı olduğunun ve aynı zamanda öteden beri kullandığı o Disiplin Talilmatının yanlış yazıldığını kabul edilmesindendir. Bu kararın tarihi bir karar olduğuyla ilgili gerekçemiz ; asla kararın yanlış veya doğrulu ile ilgili değildir. Yanlışsa da, bu ne ilktir ne son olacaktır? Sorunumuz asla bu değil.
Bu kararı tarihi yapan "gerekçesidir?" Kararı alırken, "talimatın ayarlarıyla oynanmasıdır"
Tıpkı 3 Temmuz sürecinde oynandığı gibi !...
Bu yüzden bu karar Türk futbolu açısından bir milattır, bu bir devrimdir?
Terim kararı ilkleri ve gerekçeleri itibariyle 28 ŞUBAT KARARI olarak sık sık anılacaktır?
Tıpkı öteki (!) karar gibi
Son Dakika › Spor › Türk Futbolunda 28 Şubat Devrimi! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?