Süper Lig'e dönüş | Galatasaray - Son Dakika
Spor

Süper Lig'e dönüş | Galatasaray

Süper Lig\'e dönüş | Galatasaray

Sezon başından bugüne kadar olan süreçte Galatasaray’ın saha içi ve saha dışında yaşadıkları, birçok platformda 2-3 bölümlük belgesel ya da 4-5 bölümlük mini dizi olarak yayınlanabilir.

02.06.2020 18:46  Güncelleme: 06:49

Sezon başından bugüne kadar olan süreçte Galatasaray’ın saha içi ve saha dışında yaşadıkları, birçok platformda 2-3 bölümlük belgesel ya da 4-5 bölümlük mini dizi olarak yayınlanabilir.

Son iki senenin şampiyonu sarı-kırmızılı ekip, yaz transfer döneminde birçok ünlü futbolcu ile sözleşme imzalayarak gücüne adeta güç katkı. Bu transferlerden şüphesiz ki en ses getiren Radamel Falcao oldu. Falcao’nun yanı sıra; Xavi’nin bir röportajında “Barcelona için çok uygun bir oyuncu” dediği Seri, Roma’nın vazgeçilmezlerinden N’zonzi, başarılı orta saha oyuncusu Lemina, hepimizin yakından tanıdığı Ryan Babel gibi isimler transfer edildi. Kadro içi rekabeti arttırmak ve yıldızlarının parlaması ümidiyle; Andone, Emre Mor, Taylan Antalyalı, Jimmy Durmaz, Okan Koçuk, Şener Özbayraklı, Adem Büyük gibi isimlerle sözleşme imzalandı.

Kağıt üstünde her şey kusursuza yakındı. Şampiyon kadroya ilave olarak, A sınıfı oyuncular ve kadro genişliğini sağlamlaştıracak oyuncular transfer edilmişti. Edilmek de zorundaydı aslında! Galatasaray; PSG, Real Madrid ve Club Brugge’ün yer aldığı Şampiyonlar Ligi grubunda da mücadele edecekti.

Futbol kâğıt üstünde oynanmadığı için sahada bazı kusurların çıkacağı belliydi. Önemli olan bu kusurların nasıl telafi edileceği ya da yamalanacağıydı. Bu konuda Galatasaray’ın tek şansı Fatih Terim’di. Tek ve belki de en büyük şansı…

İlk 26 hafta

Galatasaray’ın gelenek haline getirdiği son gün transferleri bu sezon da devam etti. Ligin ilk haftasında yine ilk 11 hazır değildi. Hatta bu durum, öyle tehlikeli bir hal almıştı ki, taraftarlar ligin başlama heyecanını bir kenara bırakıp Falcao transferine odaklanmıştı. Bir türlü çözülemeyen bu transfer, belki de takımın üstünde gereksiz bir psikolojik baskıya neden oldu ve ilk iki haftada galibiyet ile tanışılamadı. Falcao transferi nihayete erdiğinde üçüncü hafta tamamlanmıştı. Kolombiyalı yıldız, parçalı formayı giydikten üç hafta sonra sakatlandı ve sahalardan yedi hafta uzak kaldı.

Kasım ayına gelindiğinde sarı-kırmızılı ekip, dokuz maçta yalnızca üç kez galibiyet sevinci yaşamıştı. Vitesi arttırlamaları gereken noktada, talihsizlik silsileleri takımın yakasına yapıştı. Falcao’nun sakatlığına ek olarak; Luyindama sezonu kapattı, Andone üç ay sahalardan uzak kaldı, Babel, Belhanda, Muslera ve Şener yedi-10 gün arasında süren sakatlıklar yaşadılar. Bu tablonun oluştuğu ortamda Real Madrid ve PSG’yle de zorlu maçlar oynayarak art arda darbeler yedi.

Saha içindeki iştahsızlık, sakatlıklar, alınan kötü sonuçlar, Şampiyonlar Ligi’ndeki başarısızlık, aylarca hayali kurulan iskelet kadronun oluşamaması, kağıt üstünde mükemmel görünen her şeyin enkazla sonuçlanmasına neden oldu.

Ligin ilk 16 haftası koca bir hayal kırıklığıyla tamamlanmıştı. Galatasaray o kadar durağan bir oyun oynuyordu ki, ligin en az gol atan ve en az gol yiyen takımları arasında başı çekiyordu. Liderle puan farkı 10’a çıkmış, taraftarların yarısı sezondan beklentisini çoktan kesmişti bile. Fatih Terim bu kötü tabloya rağmen ısrarla, “Ocak ayını bekleyin sürpriz ayrılıklar yaşanacak” demişti. Ligin son haftasında Antalyaspor’a karşı alınan 5-0’lık galibiyetin ardından; N’zonzi, Babel ve Emre Mor’la yollar ayrıldı. Ayrılan isimlerin yerine ise Onyekuru ve Sarrachi, kış transfer döneminde takıma dahil olan oyuncular oldu.

Ligin ikinci yarısından itibaren takımın iskeleti oluşmaya başlamış ve art arda galibiyetler gelmişti. Son 10 maçta sekiz galibiyet ve iki beraberlik alarak yarıştan koptu denilen Galatasaray, şampiyonluk için en önemli takımlardan biri olmayı başardı. Sarı-kırmızılılar 21 senedir galip gelemediği Fenerbahçe deplasmanından da 3-1 galip ayrılarak bu çıkışını adeta süsledi.

Pandemi süreci

Galatasaray taraftarı, Fatih Terim’in Coronavirus nedeniyle hastaneye kaldırıldığını öğrendiklerinde adeta şok yaşadı. 66 yaşındaki başarılı teknik adamın bu süreci nasıl atlatacağıyla ilgili korkular hakimdi. Henüz bu haber tazeliğini korurken, taraftarın sevdiği başka bir isim Abdurrahim Albayrak’ın da testi pozitif çıkmıştı. Başkan yardımcısı Yusuf Günay’ın da test sonuçları pozitif çıkınca gergin bir bekleyiş başladı camiada. Neyse ki 3 isim de sağlıklı bir şekilde virüsü yenerek hayatlarına kaldıkları yerden devam etti.

Ligde sakatlık, dışarıda virüsle uğraşan Galatasaray’a bir kötü haber de başkan Mustafa Cengiz’den geldi. Bir anda fenalaşıp hastaneye kaldırılan Cengiz, ameliyata alındı. Beyin ameliyatı geçiren ve başarılı bir operasyonun ardından taburcu edilen Mustafa Cengiz’in durumunun iyi olduğu bildirildi.

Oyun şablonu

Sakatlıklar ve Şampiyonlar Ligi maçları nedeniyle gayriihtiyari, taktik ve saha içi yayılımıyla ilgili çeşitlilik mevcuttu. İlk haftalarda kadro bir türlü oturmadığı için oyuncu bazlı taktikler geliştirildi. 4-2-3-1, 4-1-4-1, 3-5-2, 4-3-3 hatta 3-1-4-2 sistemleri denendi. Bu sistemlerin hiçbiri ilk yarıdaki maçlarda çalışmadı.

Bu kadar fazla taktiğin içinden biri bile uymuyorsa problemin teknik heyet bazlı değil, oyuncu bazlı olduğu net şekilde anlaşılıyordu. N’zonzi ve Babel aynı anda sahada olduklarında takımın oyun hızı çok düşüyordu. Feghouli’nin 2 senelik süreçte hiç dinlenmeden; lig, avrupa ve milli maçlar oynaması nedeniyle etkisiz sezon başlangıcı yapması, Mariano’nun sürekli tek kalmasından dolayı takım oyununa katkı verememesi, Nagatomo’nun istenilen performansı sergileyememesi derken üstüne gelen sakatlıklar her şeyi kördüğüm etmişti.

41 maç sonra evinde mağlup olan Galatasaray, o maça şu taktik ve 11’le çıkmıştı;

(3-1-4-2) Okan - Ahmet, Marcao, Donk - Lemina - Emre Taşdemir, Feghouli, Ömer Bayram, Mariano - Adem, Babel

Her taraftan darbe yiyen Galatasaray’ın tek kurtuluş yolu olan Fatih Terim, 16. haftadan sonra takımını bambaşka bir planda oynatmaya başladı. Set oyununda çok ağır, kontralara çıkamayan, takım savunmasını biraz daha iyi uygulayan Galatasaray’da, değişmesi gereken birçok parça vardı. Build-up (oyunun ilk kurulmaya başlandığı an) aşamasında defoları olan sarı-kırmızılılar, buna çözüm üretmek için iki stoperi sağa-sola beşer metre genişletip ortalarına Lemina’yı yerleştirdi. Lemina’nın hemen önüne de Seri’yi monte ederek orada diamond bir yapı oluşturdu. Bek oyuncularına çizgiye basmaları talimatını veren Terim, kanat oyuncularının iç koridora gelerek pas alternatifi olmaları konusunda tembihledi. İşe yarayan bu taktik sayesinde art arda galibiyetler geldi.

Galibiyetler gelse de çoğu maçta futbol doyurucu gelmiyordu. Oyunun dominantlığı konusunda bir eksiklik vardı. Fatih Terim için kritik bir karar verme aşaması gelmişti. İyi giden taktiği bozup daha iyisini uygulamak ya da bu taktikle devam etmek… Fenerbahçe maçı öncesinde belki de takımın en formda oyuncusu Lemina sakatlandı ve taktik, yine zorunlu bir sebepten dolayı değişmek zorunda kaldı. Bu değişim belki de en hayırlısı oldu Galatasaray için.

Toplu oyunda; 2-1-2-2-1-2 sistemi vardı ancak çift forvet yoktu sahada. Nasıl mı? Sayıları tek tek açıklamak daha doğru olacaktır. 2 (stoperler) - 1 (Seri) - 2 (çizgiye basan bekler) - 2 (orta sahayı sol ve sağ iç olarak parselleyen Belhanda ve Ömer) - 1 (hem çizgi hem de ortayı tutan Feghouli) - 2 (kanattan forveti çiftleyen ama çizgiyi de sahiplenen Onyekuru ve orta sahaya kadar gelip pas desteği yapan çalışkan forvet Falcao).

Topsuz oyunda ise daha sade bir 4-4-2 gördük. Savunma dörtlüsü oldukça önde. Seri ve Ömer’in merkezi kapatıp bekleri marke eden Onyekuru ve Feghouli’nin olduğu orta saha 4’lüsü kuruluydu. Onların hemen önünde ise Belhanda’yla Falcao, top ve alan presi yaparak rakibin oyun kurmasını önlüyordu.

Atakların hepsi Seri’de başlıyor, Falcao orta sahaya gelip Feghouli de merkeze kayınca Fenerbahçe savunması öne çıkıp kendi hücum yerine göre sağ tarafta boşluklar veriyordu ve Seri’nin her uzun topunda Onyekuru, %100’lük gol pozisyonları yakalıyordu. Build-up aşamasında derslik başlangıçlar yapıp toplar çıkaran Galatasaray, karşılaşmadan 3-1 galip ayrılmayı başarmıştı.

Bir sonraki hafta Gençlerbirliği’ni aynı taktik ve oyunla 3-0 mağlup eden Galatasaray, Sivasspor ve Beşiktaş maçlarında da aynı taktiği denedi ama iyileşen Lemina sahalara döndüğü için Lemina ön libero mevkisine, Seri orta saha iç bölgesine monte edildi. Bu iki kritik maçtan da birer puan alan Galatasaray, son 10 maçta, 26 puan toplayıp hiç mağlup olmadı. Bu süreçte 26 gol bulan sarı-kırmızılı ekip, ikisi penaltıdan olmak üzere kalesinde yalnızca beş gol gördü.

Trio

Fernando Muslera

Video oyunlarında bile absürt sayılabilecek kurtarışları bir yana, takımının beraberlikle sürdürdüğü ya da tek farkla önde olduğu çoğu maçtaki kritik kurtarışları, onu bu listede ilk sıraya taşıyan en önemli faktör oldu. Rakip takım oyuncularının kalede Muslera’yı görmeleri, psikolojik olarak son vuruşlarına negatif yönde etki etmeye başladı. “Kalenin küçüldüğü, kalecinin büyüdüğü” kaleci tipine en uygun sezonu yaşıyor belki de.

Ömer Bayram

Üçüncü hatta dördüncü sol bek alternatifi, nasıl olur da ligin en iyi orta sahalarından birine dönüşebilir? Teknik direktörünüz Fatih Terim olunca bu gayet mümkün. Dikine top sürmesi, duran toplardaki asist özelliği, mücadeleci yapısı, çizgiye yardıma gelmesi, mezella (merkez ve kanat arasında kalan dairesel alan) rolünü üstlenmesi, bitmeyen enerjisi… Kim diyebilirdi ki, Ömer Bayram 8 numara rolünde oynayacak ve 26. hafta sonunda 10 asist yapacak?

Foto finish!!!

Üçüncülük için bitiş çizgisine aynı anda kafalarını uzatan birçok futbolcu oldu. Lemina, Seri, Adem Büyük, Donk, Mariano, Falcao, Feghouli, Belhanda, Marcao, Onyekuru gibi isimler çoğu maçta ön plana çıkıp galip geldikleri karşılaşmalarda kilit rol oynadılar.

Geriye ne kaldı?

Çaykur Rizespor - Galatasaray

Galatasaray - Gaziantep FK

Başakşehir - Galatasaray

Galatasaray - Trabzonspor

Alanyaspor - Galatasaray

Galatasaray - Göztepe

Antalyaspor - Galatasaray

Kaynak: EuroSport.com

Son Dakika Spor Süper Lig'e dönüş | Galatasaray - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement