İtalyan basını UEFA'ya öfkeli
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "Türk Telekom Arena, üzerine açılır-kapanır çatı sisteminin ağırlığını taşımaya uygun dizayn edildi. Eksik olan tek şey, açılır-kapanır bir çatı. Bu sistem kulüp tarafından yapılmadığı taktirde, bunun maliyetine paralel bir tazminatın devlete ödenmesine ilişkin bir protokol hükmü var" dedi.
Bakan Kılıç, NTV Spor'da konuk olduğu canlı yayın programında, spor gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Galatasaray'ın UEFA Şampiyonlar Ligi B Grubu'nda Juventus'u, kar muhalefeti nedeniyle ertesi güne sarkan maçta 1-0 yenerek tur atlamasının büyük bir başarı olduğunu dile getiren Kılıç, "Şampiyonlar Ligi'nin en uzun süren maçı oldu. Neredeyse tam gün devam eden bir maç heyecanı yaşadık. Galatarasay, maçı gece oynamış olsaydı, daha da iyi bir futbol ortaya koyabilirdi. Ertesi güne sarkan maç kaygıları da beraberinde getirdi ama buna rağmen kazanan biz olduk" diye konuştu.
Spor Genel Müdürlüğü ile Galatasaray Kulübü arasında, Türk Telekom Arena'da çatının kapanmasına ilişkin bir anlaşma olup, olmadığına ilişkin bir soru üzerine de Kılıç, "Mühendis olmayanların konuşmaması lazım, sözleşmeyi bilmeyenlerin sözleşme metnini okuduktan sonra konuşmaları lazım" yanıtını verdi.
Bakanlık ve Galatasaray Kulübü arasında yapılan 9 Ağustos 2010 tarihli sözleşme uyarınca, 24 ay içeresinde açılır-kapanır çatı sistemin kurulması gerektiğine işaret eden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süre 2013 yılında dolmuş oldu. Artık sağır sultan bile biliyor ki bu protokolde açılır kapanır çatı sisteminin yapılması kararı var. Stadyumun sisteminin yapılmasıyla ilgili yükümlülük, Galatasaray Kulübü'ne bırakılmış durumda, tablo son derece berrak. Stadyumun zeminiyle ilgili de bir sorun var. Stadyumun kapatılacağı var sayılarak bir zemin çalışması yapılmadı.
Türkiye'nin pahalı, kapasitesi en yüksek ve UEFA kriterlerine en uygun stadında bu gibi olayların yaşanmaması hepimizin dileğiydi. Galatasaraylı vatandaşlarımızın kaygı duymaması lazım, nihayetinde bu stat hala Türkiye'nin en önemli ve görkemli stadı. Türk Telekom Arena, üzerine açılır-kapanır çatı sisteminin ağırlığını taşımaya uygun dizayn edildi. Dolayısıyla eksik olan tek şey, açılır-kapanır bir çatı. Bu sistem kulüp tarafından yapılmadığı taktirde, bunun maliyetine paralel bir tazminatın devlete ödenmesine ilişkin bir protokol hükmü var.
Galatasaray Kulübü, nihayetinde içinde hukukçuların, işadamlarının bulunduğu bir camia. Bu yönetime, protokolü hatırlatmaya gerek yok. Protokole imza koyan sayın Faruk Nafiz Özak'ın imzası beni nasıl bağlıyorsa, Işın Çelebi'nin imzası da Galatasaray'ın bugünkü yönetimini bağlamaktadır. Hatırlatmalarda bulunduk, yazılı uyarılarda bulunduk, aramızda pekçok konuda devam eden ihtilaflar yargılanmaya devam ediyor."
Kamuoyunda, Hükümet ile Galatasaray arasında bir sorun olduğuna dair bir algı yaratılmaması gerektiğini vurgulayan Kılıç, "Ortada devletin de kulübün de haklarını güvence altına alan bir protokol var. Devlet bu protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirdiğine göre, kulüp de yerine getirecektir. Çatının kapatılması, yaklaşık bir futbolcu maliyetine eşdeğer bir maliyettir" ifadelerini kullandı.
Kılıç, bu zeminin tümden kaldırılması, tüm teknik eksikliklerinin giderilmesi veya çatısı kapatılarak kardan ve yağmurdan korunması önerilerinde bulunarak, "Benzer sürprizleri bu sahanın artık kaldırmaya takatı yok. Galatasaray'ın yabancı transferleri çok çok pahalı isimler, futbol hayatları sona erse, Türkiye'ye çok büyük maliyetleri var. Galatasaray yönetiminin çatı yapma konusunu gereksiz gördüğünü biliyorum. Buna rağmen protokolden doğan yükümlülüklerimizi kullanıp çatıyı yapmaya zorlayamaz mıyız? Zorlarız ama bunun camiada farklı noktalara çekilmesinden endişe ederim" diye konuştu.
Kardan olumsuz etkilenen saha zeminini gösterir, basında yer alan görüntülerle ilgili de Kılıç, "İnanılmaz güzel görüntüler ortaya çıktı, ancak bu fotoğraflar çekilmeseydi, maç dakikasında başlayıp bitseydi de olurdu" değerlendirmesinde buldu.
"TFF ve kulüp başkanlarının bir araya gelme zemini yok"
Bakan Kılıç, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetimi ile kulüp başkanlarının, Türk futbolunun sorunlarını tartışmak üzere bir zemin yaratılıp yaratılamayacağıyla ilgili soru üzerine, "İki tarafın da şu an çok da sağlıklı bir ortamda bir araya gelme zemininin bulunmadığını" söyledi.
Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kulüp başkanlarının kendilerinin bir araya gelme zemini yok. Kulüp başkanları bir araya gelemezse, taraftarlar, taraftar grupları nasıl bir araya gelecek? Seyirci deplasmana nasıl gidecek? Türkiye'de gibi bir ülkede deplasmana seyirci götürülmemesi, götürülmesi halinde de can güvenliğinin sağlanmaması bana göre çok çok büyük bir ayıp. Bunun sorumlusu, kimse kusura bakmasın futbolun yöneticilerinindir."
Bakanlık olarak tarafların bir araya getirilmesiyle ilgili bir girişimde bulunup bulunmayacaklarının sorulması üzerine ise Kılıç, şöyle konuştu:
"Bugüne kadar kulüp başkanlarıyla defalarca bir araya geldik. Bugün kulüp başkanlarını bir araya getirme gibi davet yapacak olsak, bu davete bütün kulüp başkanlarının katılacağı kanaatindeyim ancak sonuç alıp alamayacağım konusunda tereddütlerim var.
Kulüp başkanları kendileri bir araya gelip yemek yiyemedikten, çay, kahve içemedikten sonra, bizim sayemizde bir araya gelip, bizden sonra yine bir araya gelemeyecek halde olmalarının, futbolun sorunlarının çözümüne çok da katkısı olacağı kanaatinde değilim. Onlardan bir talep gelirse, TFF'nin de katılacağı bir toplantıda 'Sizin başkanlığınızda bir araya gelip futbolun sorunlarını tartışalım' derlerse elbette katkı sağlarım."
Belgeler bekleniyor
Bakan Kılıç, Beşiktaş'ın yeni yapılacak stat inşaatıyla ilgili bir soru üzerine de kulüpten istenilen iki belge olduğunu belirtti. Kılıç, "Bir, stadyumun yapımına yönelik müteahhit firmayla yapılan inşaat sözleşmesi. Bir de stadyumun finansmanına yönelik kredi sözleşmesi ya da finansman güvencesi. Bu belgeler gelir gelmez projeye onay verilecek. Bu istikamette Beşiktaş stadyumun inşaatına devam edilecek" dedi.
"Bu akşam herkes Trabzonsporlu"
Suat Kılıç, Trabzonspor'un UEFA Avrupa Ligi J Grubu'nda yapacağı Lazio maçıyla ilgili de "Trabzonspor grubun lideri, inşallah İtalya'da puan alırlar. Bugün asli takımı ne olursa olsun, herkesin takımı Trabzonspor, herkesin rengi bordo-mavi. Trabzonsporlu olmak için Trabzonlu olmak şart değil. Türk olması, Türkiye vatandaşı olması yeterli" değerlendirmesinde bulundu.
Fethiyesporlu futbolcular
Kılıç, Ziraat Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'yi eleyen Fethiyesporlu futbolcuların, üzerlerinde "Yüce Atatürk" ifadesinin harflerinden oluşan formalarla sahaya çıkmalarıyla ilgili TFF'den herhangi bir ceza gelmemesiyle ilgili de "Atatürk'e duydukları şükran hislerini ifade etmek adına bu tişörtlerle saha çıktılar. Bu jesti yaparken TFF 'den izin almaları gerekirdi. Burada bu planlama izinsiz yapıldı ama söz konusu olan da Atatürk. Ceza verenler, Atatürk sevgisinin hazmedemiyormuş görüntüsü altında kalmanın baskısında kalabilirdi. Herkes için kötü bir tablo olacaktı. TFF Disiplin Kurulu cezaya yer olmadığına karar verdi ve bence de doğru bir karar verdi" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Kılıç, Galatasaraylı futbolcular Drogba ve Eboue'nin de Güney Afrika'nın efsanevi lideri Nelson Mandela'nın ölümü üzerine, "Thank You Madiba" yazılı tişörtle sahaya çıkmalarıyla ilgili de şunları söyledi:
"Türk toplumu için Atatürk çok önemli bir devlet adamı ise Mandela da Afrikalı halk içinde benzer nitelikle bir devlet adamı. Afrika kökenli iki futbolcunun 'Thank You Madiba' yazılı tişörtle maçının bitiminden görüntü vermelerinde ne mahsuru olabilir? Dünyanın gözü üzerimizde, bunu da illa dünyanın göz üzerimizde aman ceza vermeyelim diye yorumlamamak lazım. Bazen tolerans göstermek esnek olmak lazım. Baştan önem alınmadığı anlaşılıyor. O zaman sonunda önlem almak lazım. Nedir önlem, tüm lig takımları TFF'de toplantıya davet edilir, bu konular konuşulur ve müzakereye varılır. Çok haklı çıkışlar bile toplumun ortak değerleri bile bilginin dışında konu edildiğinde toplumu ayrıştırıcı bir nitelik kazanabilir."
"Olimpiyatları alamadık değil, vermediler"
Kılıç, İstanbul'un 2020 Yaz Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları evsahipliğini Tokyo'ya kaptırmasıyla ilgili de "Olimpiyata adaydık, maalesef almadık. Almadık demek bir tevazu olacak, açık açık söyleyeyim vermediler. Baktığım zaman İstanbul'un artıları, Tokyo'nunkilerden çok çok fazlaydı. Nihayetinde Türkiye büyük spor organizasyonlarını almak için artık çok efor sarfetmeyecek, enerjisini olimpik spor tesisleri yapmaya, olimpik sporcular yetişitirmeye sarf edecek" diye konuştu.
Türkiye'nin son 10 yılda düzenlediği uluslararası spor organizasyonlarını da anlatan Kılıç, "Bize önemli bir uluslararası spor organizasyonu teklif edilirse yüksek maliyet içermemek kaydıyla değerlendirebiliriz" dedi.
Türkiye'deki lisanslı sporcu sayısının geçen hafta itibarıyla 4 milyon 732 bin olduğunu, oysa bu rakamın 2002 yılında 278 bin kişi olduğunu ifade eden Kılıç, "Hedefimiz, lisanslı sporcu sayısını 10 milyona çıkarmak, bunu yapacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
Türkiye'deki mevcut spor tesislerine ilişkin sayısal verileri de aktaran Kılıç, Türkiye'deki olimpik seyirci sayısını artırmak için yapılacak çalışmaları da anlattı.
Kılıç, Formula 1'in yeniden Türkiye'ye getirilme ihtimaliyle ilgili soruya da Kılıç, "İstanbul'da pist hazır. Formula 1'in patronu, izim hakkı istenmeksizin diğer tüm masraflar bizim tarafımızdan karşılanmak kaydıyla Türk seyircisini Formula 1 pilotlarıyla buluşturmak isteriz" yanıtını verdi.
"Sıfır doping"
Hükümet ve bakanlık olarak dopinge sıfır toleransla yaklaştıklarının altını çizen Kılıç, Türkiye'de doping kullandığı tespit edilen sprocu sayısında, tarihin en yüksek noktasına ulaşıldığını belirterek, "2014 ve 2015 dopingde sıfırlanma yılları olacak" dedi.
Kılıç, terörle mücadele eder gibi dopingle mücadele etmek gerektiğini de kaydederek, "Yani amansız, tavizsiz, zamansız, hiçbir fedekarlıktan kaçınmadan. Haberli baskınlarla dopingle mücadele edilmez. Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu'nu kurduk. Komisyon tüm kampları habersiz denetleme ve numune alma yetkisine sahip. Doping baronlarından korkan bir idarenin bunları yapması mümkün mü? TBMM'de dopingle mücadele konusunda gensoruya muhatap olan ilk ve tek Gençlik ve Spor Bakanıyım. Spordan sorumlu devlet bakanları da dahil olmak üzere. Tarihe not düşüldü, tarihe bir şeyin daha notu düşecek: Sıfır doping" diye konuştu.
Yabancı kontenjanı
Spor Toto Süper Lig'de yabancı futbolcu kontrenjanını belirleme konusunda, TFF'nin özerk olduğunu hatırlatan Kılıç, "Altyapılar kulüpler tarafından ihmal edildi. Bunun neticesinde A Milli Futbol Takımı tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşadı. 6+0+4 yabancı kontenjanı şahsen benim hoşuma gitti" ifadelerini kullandı.
Bakan Kılıç, kulüp başkanlarının kısa vadeli çözümlere yöneldiğini vurgulayarak, "Pahalı yabancı transferlerle anlık başarı hedeflediler. Böyle olunca kulüplerin elinde kaliteli yerli futbolcu sayısı azaldı ve bundan dolayı da milli takım futbolu çakıldı" değerlendirmesinde bulundu.
Son Dakika › Spor › 'Stadın Çatısını Galatasaray Yaptıracak' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?