Karl’ın St. Joseph lisesindeki ilk yılı adeta bir elmanın iki yarısı gibi geçiyordu. Derslere gitmek için hevesliydi, sınav notları da iyiydi. Ayrıca okulun basketbol takımında parlıyordu. Ancak fiziksel özellikleri nedeniyle sınıftaki ve takımdaki bazı arkadaşlarının kendisiyle dalga geçmesi onu okuldan uzaklaştırıyordu.
Dominik’teyken devlet dairelerinin marangoz işlerini yapan babası Karl-Anthony Towns Sr, oğlunun eğitime devam etmesini istiyordu fakat bir yandan da ondaki basketbol melekelerini görmezden gelemiyordu. Baba Towns, ABD’nin önemli bir ilaç firmasında danışman olarak çalışan eşi Jacqueline’in onayını aldıktan sonra Towns Jr. için özel bir noel hediyesi hazırlamaya karar verdi.
Noel tatili nedeniyle o gün okulundan erken dönen Towns’ın yüzü yine asıktı. Zira dev gibi görünmesi ve basketbol topuyla sahada garip hareketler sergilemesi nedeniyle “engelli basketbolcu” damgalarını yemişti. Diğerlerine garip gelen o hareketler, onun klasik crossover’larından bazılarıydı. Bunları henüz on beş yaşındayken büyük bir fiziğe sahip olarak yapması onu diğerlerinden ayırıyordu.
Towns eve geldikten sonra arka bahçeye doğru yöneldi. Karşılaştığı manzaraya şaşırmıştı: Bir elinde sprey diğer elinde delici bir alet olan babası ve çelik bir direği tutan annesi, onu karşılıyordu.
Towns Sr. o güne dair, “Karl henüz üç yaşındayken basketbolla tanışmıştı. Dominik kökenimizden gelen tutkusu ve ABD’deki basketbol kültürü onu bu sporla bir hâle getirmişti. Okuldaki mutsuzluğu nedeniyle antrenmanlara gitmek istemiyordu. Bu sorunu çözmek için arka bahçemize basit bir basketbol sahası inşa etmeye karar verdik.” diyor.
İnşa süreci gayet pratik yöntemlerle gelişiyordu: Kaldırım taşları toplanır, çelik bir direğin üst kısmına marketten alınan panya yerleştirilir, evdeki dantellerden file yapılır, sprey boyalarla çizgiler çekilir ve tasarruf hesabından alınan parayla dönemin resmî NBA basketbol topları alınır.
Dominikli oyuncu yeni yılla birlikte arka bahçelerindeki basit basketbol sahasından çıkmamaya başlamıştı. Okuldaki ortamdan hâlâ rahatsızdı ancak evinde kendisini bekleyen sahayı düşündükçe olumsuz hava ortadan kayboluyordu.
Tabii lisedeki yılları geride kaldıkça Towns’ın basketbol yeteneği ülke geneline yayılmaya başlamıştı. Böylece lisedeki kötü günleri ikinci yılından itibaren tamamen geride kalırken popülerlik seviyesi hızla yükseliyordu.
Kolej dönemi gelip çattığında okul tercihini John Calipari’nin başında olduğu Kentucky’den yana kullandığını açıkladı Towns Jr.
NCAA’de geçirdiği tek sezon, NBA Draftı’nda Minnesota Timberwolves tarafından ilk sıradan seçilmesi için yeterli olmuştu. 113 kilogram ağırlığında ve 211 santimetre boyunca olan bir uzunun tepeye çıkıp stepback üçlükler göndermesi, yine aynı bölgeden çevik bir kısa oyuncu gibi penetre etmesi ve adam değişim savunmasında hızlı el/ayak koordinasyonu sayesinde kısaların görüş alanını kapatması bu seçimi beraberinde getirmişti.
18,3 sayı ve 10,5 ribaundla kapattığı çaylak sezonunda, Andre Drummond ve Russell Westbrook’un ardından en fazla double-double yapan isim olmuştu. 22,5’lik PER ortalaması ise 20 yaş ve altındaki çaylak uzunlar arasında Shaq O’Neal’ın ardından ikinci sıraya yerleşmesini sağladı. Kısacası ligde KAT fırtınası hissediliyordu.
Towns, parkede çok öenmli işler yaparken saha dışında da insanların hayranlığını kazanıyordu. Örneğin Bahama’lara gidip gençler için basketbol sahası yaptırmaktan, dedesini kanserden ötürü kaybettikten sonra New York’taki dokuz hastaneye bağışta bulunmaktan, Minnesota’daki çocuk yetimhanelerine giyecek göndermekten, Dominik’in kırsal kesimine her ay gıda takviyesi yapmaktan ve her yıl üç kız çocuğunun üniversite eğitimini karşılamaktan geri kalmıyordu.
24 yaşındaki oyuncu, NBA’deki her sezonunda vitesi biraz daha arttırıyor. Ancak bu sezon şu ana dek oynadığı 15 maçta sergilediği performans, potansiyelini epey bir yukarılara taşıdığının işareti.
Sayı ortalamasında 26,5’le lig yedincisi.
Üç sayılık şut deneme konusunda dokuzla lig altıncısı, isabette ise dörtle lig üçüncüsü.
59 asistle ligin en çok asist yapan dördüncü uzunu.
Ribaund ortalamasında 12,5’le lig altıncısı.
Kısalar, Towns’a karşı hücum ettiğinde %39,9’la isabet bulabiliyor. Towns bu alanda ligin en iyi ikinci uzunu.
Hızlı elleriyle çaldığı toplar, blok zamanlaması, perde oyunlarında topu yönlendiren ve topun yönlendirildiği rollerde yüksek yüzdeyle oynaması, saha görüşü, teknik zekâsı… Savunmadaki birkaç defosunu bir kenara bırakırsak Karl-Anthony Towns’ın yetenekleri göz kamaştırıyor. Ancak aile tasarruf hesabından çekilen para sayesinde arka bahçelerine yapılan basketbol sahasını, bakıma ihtiyaç duyan yoksulları ve minnettarlığı unutmuyor. Ve bu şahsiyetiyle diğerlerinden ayrılarak yıldızlaşıyor. Bize ise onun saha içindeki melekelerini izleme keyfi kalıyor.
Hazırlayan: Kuzey KILIÇ
Son Dakika › Spor › Şahsiyet: Karl-Anthony Towns - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?