PTT 1. Lig'de 15. Haftanın Ardından

BALIKESİRSPOR-KARŞIYAKA

Öncelikli alkış her 2 ekibin de taraftarına. İl Güvenlik Kurulu tarafından alınan yasağı gayet medenice ve herhangi bir aksi söz söyleyemeyecek şekilde deldiler ve maçı beraber izlediler. Müsabakanın öncelikli kazananı Balıkesirspor ve Karşıyaka tribünlerinin oluşturduğu manzara oldu.

Müsabaka Karşıyaka'nın istekli oyunu ile açıldı. Balıkesirspor 'da teknik direktör İsmail Ertekin  dar ama kullanışlı kadrosunu fazla değişikliğe gitmeden sahaya sürmüştü. Karşıyaka 'da ise Sait Karafırtınalar rakibin defolarına çalıştığını ve çalıştığı yerden oyunda etkili olacağını hissettiriyordu. Öncelikle İsmail Dinler'in Ofeudu ile beraber topa hareketlenmesi ve stoperinin kademesine sonrasında ise Caner ve stoperinin şaşkınlığına müteakip Ars'ın attığı gol. Golde İsmall yine kademedeydi lakin topa yetişemedi. Tabi bunlar olurken Balıkesirspor'da oyunu bırakmamıştı. Rıza ve Burak Çalık ile yakalanan gol şanslarında Bicik mahareti de ilk yarı için kayıtlara geçti.

İkinci yarı İsmail Ertekin'in maçı da getiren doğru ve bence alkışlanması gereken hamleleri geldi. Mustafa ile beraber Ali Öztürk'ün de oyuna girmesi ile Balıkesirspor oyunun çift tarafını biraz riskli ama daha iyi oynayan ekip oldu. Ali merkeze geçerken Karikari ise sol uzak forvete geçti.Sağ kanat ise Lalwele ve Caner ile tamamaen Balıkesirspor hakimiyeti altına girdi.  İlk golde Ali Öztürk'ün pivot santrafor oynayabilme becerisi vardı. Ali'nin göğsü ile indirdiği topa Balıkesirspor'un şimdilik gol ve asist kralı Muhammet iyi bir plase vuruş yaptı ve beraberliği getirdi. Ars'ın kafa vuruşunu Emrullah'ın mükemmel refleks ile çıkarması ise ikinci yarının kırılma anıydı. Sonrasında penaltı tartışmaları ve Muhammet Reis penalı golü ile müsabaka tamamen Balıkesirspor hakimiyetine girdi. Ali Öztürk'ün becei dolu golü ise izleyenleri ve Ali'yi 3.lig macerasından beri izleyenleri bir nebze şaşırtmış olsa da oldukça keyifli bir gol oldu.

Balıkesirspo'u sahasında yenmenin zor olduğu gerçekliği ile maçı hak eden tarafın BAlıkesirspor olduğunu belirtelim. Bu galibiyette ise en büyük pay kuşkusuz ikinci yarı başlarken yaptığı oyuncu değişiklikleri ile İsmail Ertekin'in oldu. İsmal Erteki bu oyuncu değişiklikleri ve kadro avantajı ile rakibinin hamlelerini beklemeye başladı ve "senin ne yapacağını biliyorum" mesajını net bir şekilde Sait Karafırtınalar'a gönderdi.

1461 TRABZON-MANİSASPOR

İkinci yarısı adeta med-cezir anımsatan bir müsabaka izledik. İlk yarı oldukça kontrollüydğ ve bu yarıda oyunun kontrolünü elinde tutmaya çalışan ekip rakip Manisaspor oldu. İlk yarıda izlediğimiz futbol ev sahibi ekibin iç sahada maç kaybetmemesinin sebeplerini de uygulamalı olarak göstermekteydi. Buna rağmen özellikle Peroviç ile Manisaspor rakip kalede etkili olan taraftı. İlk golde Eray'ın kafa ile indirdiği topta Mustafa Akbaş'In stoperlik felsefesini unutması ve topa yanlış gidiş sonrası rakibini avantajlı duruma getirmesi fellik fellik stoper arayan ağabey takımı da oldukça endişelendirmiştir. İkinci yarı 1461 Trabzon'da futbolun hücum yönünü oynamak isteyince orta saha kontrolünün unutulduğu daha hızlı bir oyun seyretmeye başladık. Bekir'in incelikli paslarının bir tanesinde Peroviç'in kaleci Bora'ya takılması sonrası hızlı kullanılan bir köşe vuruşunda Gökhan'ın kalenin kör noktasını bulması ile maç daha da keyiflendi. Maçın en iyi adamlarından kaleci Bora'nın ceza alanında kontrolünü yitirmesi ve hatalı çıkışı ile Manisaspor öne geçti Maçın kırılma anı ise gelişen hızlı atakta Barış Memiş'İn pasını asiste çevirmek üzere olan Mustafa Tiryaki vuruşunun kendi arkadaşının sırtından dönmesi idi. Manisaspor ile PTT 1.ligde 5.maçına çıkan Cenk Yılmaz'ın Bekir pasını asiste çevirmesi ile ikinci yarısı oldukça heyecanlı geç maç da sona ermiş oldu. Bu noktada Manisaspor'u kutlamak gerekmekte. Kendi alt yapılarından çıkardıklar oyuncuları diğerleri ile iyi kaynaştırmış durumdalar. 1461 cephesinde ise geçen senenin heyecanı yok gibi. Devre arası Batuhan'ın Trabzonspor' a çıkarılması belki kaybolan heyecanı diriltebilir.

DENİZLİSPOR-FETHİYESPOR

Maç 1-5 bitti ve 6 golün tamamı ikinci yarı atıldı. Bu sebepten doğrudan ikinci yarıya geçmekte fayda var. Zaten oyunun ilk 45 dakikalık diliminde futbol yeterince sıcak değildi. Maç berabere bitse veyahut Denizlispor kazansa başlığım hazırdı; "direklere fısıldayan adam Onur Okan" . İkinci yarı öne geçme şansını Onur kullanamadı ve penaltı vuruşunda direği buldu. Ozan doğru köşeye zaten yönelmişti ve top direkle buluşmasa ihtimalen topu köşeden zaten alacaktı. Kaçan penaltı Onur liderliğindeki Fethiyespor'u bozmadı. Burada liderlik kavramını açmak gerekiyor. Engin İpekoğlu öncesinde Fethiyespor'da 1-2 maç haricinde Krasniqi'nin oyuna ağırlık koyamadığını gözlemlemiştik. Bu maçta ise Krasniqi Onur'un gözden kaybolduğu zaman diliminde assolist pozisyonuna geçti ve takımını harikulade yönetti. Ahmet Aras'ın iş bitiriciliği ve gol sezisi, Kenan'ın hücum hattına katılması ile Fethiyespor oynadığı oyundan keyif alamaya başladığını da göstermiş oldu. Hafta içi Fernerbahçe'yi kupa dışına iten takımdan bu performansı beklemek hayalcilik olurdu ama hayalleri de gerçek olduğu gerçekliğinden uzaklaşmamak gerekiyormuş. Denizlispor'un Bülent ile bulduğu gol de dahil birbirinden harika 6 gol kısa 45 dakikaya sığdı. Maçı izleyemeyenler için editör kadromuz bir güzellik yapacak ve maçın özetini muhakkak bu değerlendirme içinde kullanacaklardır. Hararetle tavsiye ederim.

BOLUSPOR-İSTANBUL BB

Öncelikle Alp'ın orta sahaya geçmesine, Gökhan Emreciksin'in ise bu ağır hava şartlarında ilk defa ilk 11 başlamasına şaşırdığımı söylemeliyim. Alican Karadağ ve Çağrı'nın tercih edildiği başlangıç seçkisinde Besim Durmuş daha değişik bir oyuncu yerleşimi uygulayabilirdi. İbbsk müsabakayı başından sonuna kadar kontrol eden, oyuna yön veren ve ağır hava şartlarında istediği zama diliminde oyunu soğutan taraftı.  Atılan goller ve gollerin oluşumu hariç çok da keyifli bir müsabaka izlediğimizi söylemek zor. Hatta antreman bilimcisi  Ertan Hatipoğlu usta maç öncesi "eğer İbbsk Cuma günü Bolu'ya gitmiş ise maçı zor çevirir" demişti. Bu önemli öngörüye rağmen İbbsk müsabakayı 2 pozisyon dışında oldukça rahat bitirdi. Maç sonu Cihat Arslan'ın açıklamaları Boluspor cephesi adına çok daha önemliydi; Cihat hoca  "Kendi takımım adına kazandığım için mutluyum. Ama başka sebeplerden dolayı üzgünüm. Ben bu lige burada başladım. Bana bir görev verildi. İyi ya da kötü ayrıldık. Bugün Boluspor takımında futbolcuların çabuk pes edebileceğini gördüm. Camia eski günlerinden uzak kalmış. Herkesin birlik olması gerekiyor. Ne Türk futbolu ne de bizler Boluspor'u kaybetmek istemeyiz" dedi. Bu açıklamalar dahi müsabakanın özelinden Boluspor adına genelleme yapmak için yeterli. Dikkat çekici nokta ise İbbsk'nün gol girişimlerinde belirli prensipler içinde hareket etmesi. Çizgiye inerek veya inerken içeri gönderilen toplar bile çalışılmış olduğunu gösteriyor. Topu ceza sahası içine gönderecek ger oyuncu paralel pas yerine futbolun temel kuralı olan penaltı noktası hizasına topu gönderme prensibi ile hareket ediyor ve top dikine koşu yapan oyuncular ile buluşuyor. Bu prensip bile İbbsk'nün maçlarının daha da dikkatli takip edilmesi için yeterli bir veri. Ligin başından bu yana 7 sarı kart gören ve bu 7 sarı kartın 2 adedi aynı maça tesadüf edip 2 kez de kırmızı kart cezalısı durumuna düşen Cemil'in de kendi durumunu sorgulamasının zamanı gelmiştir diye ümit ediyorum.

SAMSUNSPOR-ORDUSPOR

"SİZ BENİM YANDIĞIMI NEREDEN  BİLECEKSİNİZ"

İstiklal marşı sırasında rahmetli Muzaffer Badalıoğlu'nu Samsunspor tribünleri 4 numaralı forma ve bu pankartın da içinde bulunduğu koreografi ile selamladı.

2 takımında başlangıç kadroları müsabakanın gollü geçeceğini düşündürttü. Maç 1-0 sona erdi ama atılamayan golleri düşündüğüm zaman maça üst oynayanların maçı hangi şekilde takip ettiğini aşağı yukarı hayal edebilmekteyim. Emre Aygün'ü Landel yokluğunda sağ uzak forvet olarak deneyen Erkan Sözeri Landerl varlığında da bu denemeden vazgeçmedi. Subasiç-Ziya-Emre ve Landel'in olduğu kadroda bir de GaziantepBBsk  golcüsü olarak hayatımıza giren Bilal Türkgüler'i de orta saha olarak kullandı – ki daha önce o bölgede denemişti-. Samsunspor ise geçen haftanın izlerini atlatamadığını ama maça tutunacağının belirtilerini ilk 11 tercihi ile gösterdi. Aminu-Adiloviç-Ehiosun ve Musa Aydın ile gol bulmaya çalışan ev sahibi ekip Soro'nun yedek kulübesinde oturmasından faydalanamadı. Esasında her 2 ekip de kendilerini sonuca götürecek pozisyonları yakaladılar ama gerek son vuruş noksanlığı gerekse bencillik yüzünden gol sayısını arttıramadılar. Özellikle Emre Aygün "u20" dünya kupasında piyasa yapmaya çalışan Nijerya'lı futbolcular gibi 2 müsait pozisyonda takım arkadaşına pas vermeyerek Orduspor'un farkı açmasına izin vermeyen oyuncu oldu.

Samsunspor'da takım içi kurgu bozukluğu geçen hafta iyice belirginleşmişti. Özellikle Hüseyin Kalpar oyuna müdahalelerde geç kalıyor ve takım oyundan düşmüşken de bu gecikme sayesinde rakipleri kontrolü eline alıyor. En son Samsunspor ile yakaladığı başarının ardından hocanın Rize-Göztepe maceraları iyi sonuçlanmadı. Kendi üstünde baskı hissediyormuşçasına çıktığı maçlarda da bu sıkıntıyı rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Samsunspor yönetimi bir karar alacak ise öncelikli kararın hocanın rahatlatılması yönünde olması lazım. Yoksa gidişat sıkıntılı.

ADANA DEMİRSPOR-TAVŞANLI LİNYİTSPOR

Adanaspor'un puan kaybettiği haftada Adana Demirspor fikstür olarak Adana'yı ısıtacak bir skor alabilecek güçteydi ve aldı da. Alınan 3 puana rağmen Demirspor izleyenleri " acabalardan" kurtaramadı. Rostand'ın mükemmel vuruşu ile henüz 8.dakika içinde öne geçen Demirspor maçın kontrolünü aniden kaybetti. Tavşanlı Linyit eldeki imkanlar doğrultusunda oyun içinde kendi doğrularını ve Demirspor zaaflarını kullanmaya çalıştı. Özellikle defans hattının arkasına atılan toplar, son anda kalkan bayraklar yukarıda bahsettiğimiz acabaların oluşmasında etmendi. Sonuç olarak maçı ve 3 puanı tecrübe ve tecrübenin getirdiği kalite getirdi. Tavşanlı geçen sezon son Göztepe maçında aldığı mucizevi 3 puan ile ligde kalmıştı. Bu sene mucize olmayacak gibi durmakta