Roberto Donadoni 2011/12 sezonunun ilk yarısında 17 maçta 19 puan alan Parma'nın başına geçtiğinde takım küme düşme hattında yer alıyordu. Sebastian Giovinco, Cristian Zaccardo, Gabriel Paletta, Alessandro Lucarelli, Jonathan Biabiany, Daniele Galloppa, Antonio Mirante gibi oyunculara sahip Parma'nın yeri kuşkusuz oralar değildi. Kariyerindeki en büyük başarısı İtalya Milli Takımı'yla Euro 2008'e gidip orada gruptan çıkmak olan ve çeyrek finalde kaybederek Dünya Kupası sahibi Marcello Lippi'den aldığı çok zor görevi tekrar ona teslim ederek milli takımdan ayrılan Donadoni, tecrübesiz bir teknik adamdı. Sonrasında Walter Mazzarri'yle kaderi değişmeden hemen önce onun selefi olarak Napoli ve Cagliari'de geçen başarısız deneyimlerle birlikte Donadoni, teknik yeterliliği tartışılan bir teknik adam haline gelmişti.
Sassuolo'da kriz var
Tekrar büyük bir kulübün ona iş teklifi yapma ihtimali pek yüksek değildi ve kendisini kanıtlama için orta-alt sıra takımlarına ihtiyaç duyuyordu. Franco Colomba'nın fazlasıyla hor kullandığı Parma, hem ligde ve Avrupa'da başarı yolunu bilen, hem de elindeki iyi oyuncularla onun için muhtemelen gerçekleşebilecek en iyi senaryoydu ve Donadoni bu şansı çok iyi kullandı. O sezon göreve başladıktan sonra 21 maçta takıma 37 puan kazandıran ve ligi 7 maçlık galibiyet serisiyle sonlandırarak neredeyse Avrupa'yı zorlayan bir takım yaratan İtalyan teknik adam için bu başarı yeterli krediyi getirmişti.
Geçtiğimiz sezonu ortalama bir performansla 10. olarak tamamlayan Parma'da üçüncü sezonuna giren Roberto Donadoni, bu sezona pek iyi başlayamadı. İlk 6 haftada gelen 1 galibiyet sonrasında başkan Tommaso Ghirardi ve sportif direktör Pietro Leonardi sakinliklerini koruyordu ama özellikle İtalyan basınında Donadoni'ye ince dokundurmalar başlamıştı. Takımı sahaya 3-5-2'yle dizen ve böyle bir sistem üzerinde sağ kenarda Jonathan Biabiany'yi fazlasıyla önde kullanarak asimetrik ve dörtlüye yaklaşan bir yapı inşa etmeye çalışan takımın savunmada yaşadığı problemler hücumdaki yeni oyuncuların varlığıyla birlikte ortaya sorunlu bir takım çıkarmıştı.
Totti pes etmiyor
Ama zaman ilerledikçe hem sol kenardaki Gobbi açık/bek karışımı barındıran rolünü daha iyi anladı, hem de sezon başında takıma transfer edilen Antonio Cassano birden performans yükselterek takımı hücumda taşımaya başladı. Benzer bir oyuncu profili barındıran Alessandro Del Piero'yu Euro 2008 kadrosuna çağırıp fazla kullanmayan ve bariz sorunlar yaşayan Donadoni'nin Cassano'yla iletişimi ve ona biçtiği rol harikulade görünüyordu. Oyuncunun yaşının ilerlemesi ve kondisyon problemlerini de hücum hattında Cassano'yu küstürmeden olabildiğince etkili bir rotasyonla çözen Donadoni takıma yeni bir seri ürettirdi. Bu hafta sonu Udinese'yi 1-0'la mağlup ederek üst üste dördüncü galibiyeti alan Parma 2011/12 sezonunun son bölümünden sonra ilk kez başarıyor. 4 maçlık galibiyet serisi yanında 10 maçlık yenilmeme serisinin de sahibi olan sarı-mavililer şu anda muhtemelen Juventus'tan sonra ligin en formda takımı konumunda. Üst üste alınan galibiyetlerle 7. sıraya yükselen ve Inter'in kayıplarıyla birlikte Avrupa hattıyla puan farkını sadece bire indiren Parma'da hedefler çok yakın revize edilecek gibi görünüyor. Son 6 maçında rakiplerini topla oynamada domine eden ve üçlü defansı daha iyi savunma yapmaktan ziyade rakip yarı sahada daha kalabalık olarak topu hakimiyet altına almak için kullanmaya çalışan Parma, Serie A'nın gittiği yeni yolun temsilcilerinden biri olmaya aday. Tommaso Ghirardi, kulübü 2007 yılında yaklaşık 30 milyon Euro karşılığında satın alırken ilk hedefi olan Avrupa'da mücadele eden Parma bu sezon sonunda ortaya çıkar mı bundan emin olmak zor fakat akılcı transferler devam edip istikrarlı yönetim devam ettiği sürece Parma'nın buralarda olacağını tahmin etmek pek zor değil.
Milano'da değişen roller
Essien transferi bitti
Clarence Seedorf'un takımın başında çıktığı ikinci lig maçını da kazanan Milan'da yüzler gülmeye başladı. Genoa deplasmanında maçın büyük bölümünü geride götüren ve son 5 dakikada bulduğu iki golle maçı kazanan Milan'da Hollandalı teknik adam maç sonrasında mental sertliklerinin kendisini sevindirdiğini ve ilerleyen haftalarda bu morali kullanacaklarını söyledi.
Seedorf fazlasıyla haklı olabilir. İki sezondur kulüp politikası gereği kadro kalitesi yönünden bilinçli bir şekilde geriye giden takımın Juventus, Roma ve Napoli gibi takımların artık tamamıyla gerisinde olduğu herkesin farkında olduğu bir gerçek. Ama Milan'ın içinde bulunduğu fazlasıyla kötü durumda profil yetersizliğinin ötesinde bir şeyler vardı. Takım kazanma alışkanlığını kaybetti ve bu durum kadro içindeki winner oyuncuların saha içindeki tavrını bile etkiliyordu. Psikolojik etkenler artık kötü gidişte liderlik yapmaya başlarken işleri tersine çevirmek için bu tip mucizelere ihtiyaç vardır ve Seedorf daha işin başındayken gerçekten çok zor bir maçı çevirdi. Milan, Cagliari karşısında harika bir futbol oynamadı ama Keisuke Honda'nın takımın hücum hattına entegre olması ve Balotelli'nin biraz daha geriye gelerek oynamaya başlamasıyla hücum aksiyonlarında gözle görülür bir düzelme mevcut. Bundan sonra kazanarak devam ederler mi bilinmez fakat çok daha güvenli ve rahat bir kafayla oynayacakları garanti.
Milano'nun diğer yakasında ise zirveyi gördükten sonra dibe vuruş bu hafta itibarıyla tescillendi. Inter harika girdiği sezonda bu hafta sonu kendi evinde ligin son sırasındaki Catania'ya diş geçiremedi. Böylelikle son 9 haftada sadece 1 galibiyeti olan takım üçüncü sıradaki Napoli'nin 11 puan arkasına düştü ve şampiyonluk yarışından sonra Devler Ligi mücadelesine de erken havlu attılar.
Balotelli'ye tahrik cezası
Maç sonrasında basın toplantısında özellikle taraftarı ve medyayı oluşturulan kötü atmosfer nedeniyle sert bir şekilde eleştiren Walter Mazzarri, baskıyı üzerinde biraz daha ciddi bir şekilde hissetmeye başladı. Erick Thohir'in görevi devraldıktan sonra kendisi hakkında yaptığı sıcak açıklamalar başından beri ciddi algılanmadı ve son günlerde ortaya çıkan yeni teknik adam dedikoduları her geçen maç biraz daha kuvvetleniyor. Erick Thohir'in devre arası transfer dönemini pas geçeceğini açıklamasının Mazzarri'nin düşük profilli takımla daha başarısız olarak takımdan gönderilmesini kolaylaştırmak olduğunu iddia edenlerin dahi olduğu Inter'de oluşan kaosun kısa vadede son bulması pek mümkün görünmüyor.
Tepede fark azaldı
Mazzarri taraftarı suçladı
Lazio'nun Juventus'a 12 maçlık galibiyet serisinden sorun çıkartması en çok Roma'nın işine yaradı. Maçın 25. dakikasında Buffon'un yaptırdığı penaltı sonrasında hem geri düşen, hem de 10 kişi kalan Juventus ikinci yarıda puanı almayı başardı ve bunda kaleye geçen Marco Storari'nin iyi performansı oldukça etkiliydi. Maç sonrasında Antonio Conte penaltı + son adam kırmızısının çifte cezalandırma olduğundan dem vurup eki bir tartışmayı yeniden alevlendirmesi kısa vadede pek sonuç getirmeyecek gibi görünüyor ama bu konuda ekstra bir düzenleme oyunu biraz daha hakkaniyetli yapacak, burası kesin.
Roma'ysa Juventus mağlubiyetinden sonra vites yükseltmeye devam ediyor. Ligin iyi iç saha takımı Hellas Verona'yı deplasmanda fazla zorlanmadan geçtiler ve zirveyle puan farkını da 6'ya indirdiler. Juventus'la içeride yapacakları maçı da göz önüne alınca tekrar umutlanmaya başlamaları son derece doğal.
Haftanın toplu sonuçları:
Napoli 1-1 Chievo; Lazio 1-1 Juventus; Verona 1-3 Roma; Livorno 3-1 Sassuolo; Cagliari 1-2 Milan; Torino 1-0 Atalanta; Inter 0-0 Catania; Sampdoria 1-1 Bologna; Parma 1-0 Udinese; Fiorentina 3-3 Genoa
Ligue 1'de 22. haftanın panoraması
Haftanın takımı: Milan
85. dakikaya 1-0 geride giren kırık dökük bir takımın gösterdiği azim ve bulduğu iki gol kısır geçen haftada onları kahraman yapmaya yetti. Milan'ın hücum performansı her geçen gün yükseliyor ve kendi standartlarına ulaşmak şu an için en büyük hedefleri.
Haftanın teknik direktörü: Roberto Donadoni (Parma)
Kendisiyle ilgili yeterli açıklama yukarıda mevcut fakat Udinese karşısında takımı erken öne geçtikten sonra oyunu topu elinde tutarak tutuşu ve Udinese'ye takım olarak fazla fırsat vermemeleriyle birlikte iyi bir kenar yönetimi gösterdi.
Haftanın kare ası:
Alberto Aquilani (Fiorentina): Mor Menekşeler'in Genoa'yla kendi sahasında 3-3 berabere kaldığı maçta attığı 3 golle kariyerinde ilk kez hat-trick yapan İtalyan orta saha haftanın en iyi oyuncusuydu.
Gervinho (Roma): Bu sezon gösterdiği performansla Arsenal dönemini tamamen yalanlayan ve Avrupa'nın en formda hücum oyuncularından biri olan Gervinho, Roma'nın 3-1'lik Hellas Verona galibiyetini domine etmekle kalmadı, 1 gol ve 1 asist üreterek skora da katkıda bulundu.
Marco Benassi (Livorno): Inter'den kiralık olarak Livorno'da oynayan 1994 doğumlu genç yetenek, Sassuolo önündei 1 gol ve 1 asistlik performansıyla neden İtalya'nın önde gelen gençlerinden biri olarak gösteriliyor bunun cevabını bir kez daha verdi.
Keisuke Honda (Milan): Takıma katıldıktan kısa bir süre sonra Clarence Seedorf'la birlikte hücum hattında sağ kenara yerleşen Honda, Milan'ın organizasyonlarında etkili oldu. Maçta bir de asist yapan Japon oyuncu takımın performans yükseltmesinde direkt bir şekilde etkili.
Son Dakika › Spor › Parma Yükseliyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?