Nasıl Yorumladılar?

Lider buzda düştü!

Rıdvan Dilmen – Sabah

Karabük'ün iyi bir takım olduğunu biliyorduk. Dün de iyi oynayarak tarihi farkı kaçırdılar. Fenerbahçe'nin buradan alacağı yarım puan bile futbolun adaletinin olmadığını gösterirdi. Karabükspor iyi futbol oynadı. Tebrik etmek, farkı kaçırdığı için de eleştirmek lazım. Fenerbahçe'yi de yerden yere vurmamak gerek. Bu mağlubiyet inanılmaz bir kayıp değildir. Kazanmış olsa avantaj olacaktı ama çok büyük kayıp değil. Hala ciddi bir puan farkı var.

Şansal Büyüka – Milliyet

Fenerbahçe'nin son iki deplasman maçı, yani Antalyaspor ve Rizespor maçlarında gelen galibiyetler, aslında olası bir mağlubiyetin de habercisi gibiydi... Ama bizdeki "kazanan haklıdır" kolaycılığı ve kandırmacası, Ersun Hoca başta, futbolcuları da sarıp sarmalamış olmalı ki, ne kadar kötü oynadıklarının farkına varamadılar... Hatta son Akhisar maçının ilk 45 dakikası da kötü oyunun, kötü mücadelenin tam bir benzeriydi... Eee, kazanıyorum diye, bu kadar kötü futbola rağmen kulağının üstüne yatarsan, o derin uykudan seni böyle uyandırırlar...

A planı da B planı da tutmayınca

Gürcan Bilgiç – Sabah

Fenerbahçe'nin sistemi dövüşmek üstüne. Topa hakim olup, pas yapıp, rakibin dengesini bozup, bir şeyler üretmek gibi düşünceleri yok. Teknik adam, işler zora girdiğinde bir forvet arttırma taktiği dışında farklılık yaratacak bir hamleyi cebine veya kafasına koymamış. Orta sahadan vazgeçiyor.

Bunlara rağmen "silindir" takımın bu maçta "kötü oynama hakkını" kullandığını varsaymak gerekir. "Tabela konuşur" diyorsak, puan cetvelinin de anlatacak hikayesi vardır. Puan kaybı sürpriz değil. Her maçı kazanamazsınız. Bir de karşınızda galibiyeti hak eden bir rakip varsa, "Nerede yanlış yaptık" diye soracak, cevabınızı daha iyi olmak için kullanacaksınız.

Bağış Erten – Radikal

Karabükspor'un bu lige getirdiği bir renk var. Biraz Ruhr Bölgesi'nden, biraz Kuzey Londra'dan gelen, kömür karası, işçi sınıfı ruhlu bir renk bu. Sahibi sendika, şehir işçi şehri, hava her daim kapalı ve soğuk... Ama takımın lige kattığı şey kasvet değil, tersine sıcak ve kişilikli bir futbol. Ligin açık ara lideri, en iyi futbol oynayan takımı karşısında, ilk yarının sonundaki aksaklık dışında nefis bir karakter sergileyen bir takım vardı karşımızda. Şehre ruhunu veren emeğin, çalışmanın nelere kadir olduğunu gösteren bir ekip ruhuyla maçı kazandılar. Önce onların hakkını vermek gerekir. Düzeltelim, bu memleketin emekçi sınıfları iyi bilir. Hak verilmez alınır. Onlar da öyle yaptılar nitekim.

Mert Aydın – Fotomaç

Ersun Yanal tamamen yanlış bir teşhisle hep yaptığı ve işe yarayan 4 forvetli düzene döndü. Ancak bu kaleci Volkan'ın kahramanlaşmasına yaradı. Karabük dalga dalga gelirken orta sahasız Fenerbahçe hezimetten rakibin cömertliği ve Volkan'ın performansı sayesinde kurtuldu.

Okay Karacan – Zaman

Kanımca F.Bahçe bu sezon ilk kez işi gevşek tutmanın, laubaliliğin kurbanı oldu. Karabük haftalardır Lua Lua'ya bağımlı takımı, herkesin bir tarafından tuttuğu bir kolej takımına dönüştürmüştü. Dün Fenerbahçe Karabük'ü, analiz etmemişti, inandırıcı bulmamıştı ve hatta küçümsemişti, ikinci yarıda diğer rakipleri gibi düşeceklerini sandılar. Yanıldılar hem de fena halde.

4-2-4 zorunlu mu?

Ömer Üründül – Sabah

Her şeye rağmen Fenerbahçe iki tane yüzde yüz tehlike de atlatsa, bir pozisyonda beraberliği buldu. İkinci devrede kimsenin beklemediği bir saha içi tablosu meydana geldi. Karabükspor arka arkaya Fenerbahçe'nin üstüne gitmeye başladı. Fenerbahçe'nin en büyük artılarından biri olan fizik kondisyonunu da dün iflas ettiği gözlemleniyordu. Bunun da nedeni çok basitti. Elde büyük puan farkı vardı ve de devre arası da geldiğinden futbolcularda bir tatil düşüşü gündemdeydi.

Ersin Düzen – Vatan

Fenerbahçeli taraftarlar, 'neden kaybettik' diye üzülmeye fırsat bulamıyor ve 'iyi ki tarihi fark yemedik' diye seviniyorsa, önce Volkan Demirel'e sonra da golleri kaçıran Karabükspor'a teşekkür etmeleri gerekir.

Genelde teknik direktörler Fenerbahçe'ye karşı 'sadece' önlem alarak puan hesabı yaparlar. Geçmiş maçlarda olduğu gibi, Ersun Yanal'ın hamlelerine karşılık verirler ve çoğu zaman da kendi takımlarının kimyasıyla oynarlar ve sonunda kaybederler. Ama Tolunay Kafkas, bu tuzağa düşmedi...