1991’de Amerika’da gençler bir numarasıydın ve Wimbledon genç erkeklerde final oynamıştın. Dört yıl sonra yine Wimbledon’da, bu kez büyüklerde, kariyerinin en iyi Grand Slam tekler başarısı olan dördüncü turu yakaladın. Profesyonel kariyerinle ilgili neler anlatırsın bize? En unutamadığın an hangisiydi?
Tenis kariyerimin hem iyi hem kötü yanları oldu. Bütün büyük turnuvaları oynadım. Agassi, Sampras gibi oyuncularla karşılaşacak kadar şanslıydım. Dünya 64 numarasına kadar yükseldikten sonra beni kortlardan 1.5 yıl uzak tutacak ağır bir bilek sakatlığı yaşadım. Tenise geri döndüğümde annem kansere yakalandı. Kariyerim iniş çıkışlarla dolu olmasına rağmen profesyonel olarak 10 yıl oynamayı başardım. Kariyerimin en önemli anları Wimbledon’da dördüncü turu yakalamam ve Jim Courier’ı mağlup etmem.
Tenis koçu olmaya nasıl karar verdin?
27-28 yaşlarında hâlen bir tenis oyuncusuydum ancak annem ciddi bir ameliyat geçirdi. Bu zor zamanda onunla birlikte olmak istiyordum. Eve yakın yerlerde çalışmak, para kazanmak ve fiziğimi korumak istiyordum. Maria da bu sırada benim eski koçumla çalışıyordu, 15-16 yaşlarındaydı. Maria ile birlikte birçok kez ben de antrenman yaptım, ona tavsiyeler verdim. Bu işten gerçekten zevk aldım ve koç olmaya karar verdim.
Antrenör olarak en unutamadığın an hangisi?
Çalıştığım üst seviye oyunculardan uzakta, evde geçirdiğim haftalarda gençlere yardım ettim. Onlara belki de hayal bile etmedikleri seviyelere ulaşmaları güç verdim. Farklı insanlarla, farklı seviyedeki oyuncularla çalışmak bana hep çok iyi geldi. Sharapova ile yaşadığımız Grand Slam şampiyonlukları, yıllarca çalıştığım Jessica Pegula’nın elemeleri geçerek Amerika Açık ana tablosuna yükselmesi muhtemelen benim için en önemli anlardı.
Ne yazık ki, Sharapova kariyeri boyunca birçok sakatlıkla uğraştı. Her zaman onun yanındaydın. Omuz ameliyatı, rehabilitasyon, geri dönüş ve eski formunu yakalama süreçleriyle ilgili neler söylersin bize? Maria, tüm bunlarla mental ve fiziksel olarak nasıl mücadele etti?
Maria kariyeri boyunca inanılmaz işlere imza attı. Omzu onun canını çok yaktı. İnsanların bunun ne kadar ciddi bir sakatlık olduğunu anladıklarını düşünmüyorum. Omuz ameliyatı geçirip tenise dönemeyen, dönseler bile eski formlarından çok uzakta kalmış birçok isim var. Bizim de bazı değişikler yapmamız gerekti. Servis stili gibi. Sakatlık öncesi servis Maria’nın en güçlü silahlarından biriydi. İnanılmaz bir ikinci servisi vardı. O her şeye rağmen geri döndü, iki kez Fransa Açık’ı kazandı. Tabii ameliyat olması her şeyin düzeldiği anlamına gelmedi. Bu acıyla yaşamaya, tedavi görmeye, mental olarak savaşmaya devam etti. Emin olduğum bir şey var ki eğer bu sakatlıkları yaşamamış olsa Maria, beş ila 10 Grand Slam arası daha şampiyonluk yaşardı.
‘’O harika bir koç ve dahası çok iyi bir arkadaş. Her şeyin üstesinden birlikte geldik, ama bir nevi duvara tosladık. O, zamanla bir koçtan çok bir ağabey gibi hissetti. Ve bunun nasıl olduğunu bilirsiniz, bir noktada ağabeyinizi dinlemeyi bırakırsınız.’’ Maria’ya katılıyor musun? Aranızda değişen şeyler nelerdi ve bunlar koç-oyuncu ilişkinizi nasıl etkiledi?
Maria’nın ameliyat ve rehabilitasyon süreçlerinde her zaman yanındaydım. Bütün zamanımızı birlikte geçiriyorduk. Tüm bunlardan sonra birbirimizi aile gibi görmeye başladık. Her sabah erken kalkardık. Onu rehabilitasyona götürürdüm. Onu beklerken yürüyüş yapardım. Günün geri kalanında alışveriş merkezinde dolaşır, yemek yer, daha sonra havuza giderdik. Tüm bunları yalnız yapamayacağından değil tabii ki. Çok gençti ve herkes onu tanıyordu. Sanırım yalnız olmaktan rahatsız oluyordu. Bütün yıl her şeyi birlikte yaptık. Tenisle alakası olmayan birçok şeyi. Maria sağlığına kavuştuğunda ve antrenmanlara geri döndüğümüzde koçu olarak bana hâla çok saygı duyuyordu. Sıkı çalıştık ve yeniden ilk 10’a girdik. Tabii ki bu birçoklarına göre yeterli değildi. Dünya 1 numarası olması ve Grand Slam kazanması için baskı vardı. Bu yüzden takıma belki de yeni biri isim dahil etmeliyiz diye düşündük. Aslında yarı zamanlı olarak Jimmy Connors ile çalışacaktık ama Maria, Jimmy’nin istediği miktarı gereksiz buldu. Böylelikle takımımızın yeni üyesi Thomas oldu.
Hâlen Sharapova takımının bir parçasıydın ama Maria, eski İsveçli tenis oyuncusu ve yardımcı koç görevinde çok da başarılı olamayan Thomas Högstedt ile anlaşmıştı. Onunla çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Ameliyat, tedavi, tüm bu olaylar ve Maria ile artık kardeş gibi olmamız sebebiyle onu motive etmekte zorlanabiliyordum. Högstedt, antrenmanlarımıza canlılık kattı diyebilirim. Maria’nın neler yapmasıyla ilgili bakış açımız da aynıydı. Birlikte ilk turnuvamıza gidene dek bir sorun yaşamamıştık. Çok uzun zamandır Maria’yla birlikteydik ve turnuvalar esnasında çalışma düzenimizle ilgili bazı alışkanlıklarımız vardı. Thomas bunları kökten değiştirmek istedi. ‘’Her şeyi aynı yapacaksınız benim burada ne işim var’’ tarzı bir üslup takındı. Hiçbir zaman anlam veremedim buna. O hafta anladım ki ya Maria ile yalnız devam edecektim ya da Maria, Thomas’ın dediği gibi kökten bir değişiklik yapacaktı. Maria’ya rahat olmasını ve değişikliğe ihtiyacı varsa benimle paylaşmasını söyledim. Onun için gerçekten zor bir karar oldu.
Sonuç olarak anlaşamadınız ve Sharapova ile çalışmayı bıraktın. Maria, yaptığı bu seçimin hayatı boyunca aldığı en zor kararlardan biri olduğunu söylüyor. Bu ikiniz için de bir devrin sonu gibiydi. Ayrıldıktan sonra neler hissettin, bu ayrılığın senin için anlamı neydi?
2011 yılının başında ayrılmaya karar verdiğimizde Yeni Zelanda’daydık. Avustralya’ya gitmek üzereydik. Ben eve, Los Angeles’a döndüm. Maria, çalışmayı bıraktıktan sonra birkaç ay daha bana ödeme yapmaya devam etti ki bu birçok oyuncunun yapmadığı bir şeydir. Şüphesiz ki zor bir karardı. Üzgündüm. Tabii ki dostane bir şekilde ayrıldık. Bana ne zaman ihtiyaç duyarsa, yanında olacaktım. Biriyle bu kadar uzun yıllar çalışıp birbirinizin en önemli anlarında birlikte olduktan sonra sevgilinizden ayrılıyor ya da evliliğinizi bitiriyor gibi hissediyorsunuz.
Sharapova ile ayrıldıktan sonra, neredeyse beş yıl boyunca genç Amerikalı Jessica Pegula ile çalıştın. Üst seviye bir raketle çalıştıktan sonra nasıl bir tecrübeydi bu? Maria ile yakaladığın başarılar akabinde seçkin bir isimle birliktelik kurabilirdin. Neden genç bir tenisçiye koçluk yapmayı tercih ettin?
Maria gibi isimlerle çalıştığınız zaman üzerinizde büyük bir baskı hissediyorsunuz. Yer aldığınız her turnuvayı kazanmanız bekleniyor. Herhangi bir Grand Slam’de örneğin yarı final oynamak inanılmaz bir başarı ancak turnuvayı kazanamadığınız için yeterince başarılı olamadığınızı hissediyorsunuz. Bu durum sizi başarıya aç bırakıp, ‘’daha iyisini yapmalıyım’’ diye kendinizi paralamanıza sebep olabiliyor ve yoruluyorsunuz. Tüm bunlar sebebiyle en azından bir süre Maria statüsündeki bir oyuncuyla çalışmamaya karar verdim. Bir gün bir arkadaşımdan telefon aldım. Florida’ya gelmemi ve o zaman 16 yaşında olan Jessica Pegula ile çalışmamı tavsiye etti. Onu tanımıyordum. Sürekli seyahat halindeyken, evinizi özlüyorsunuz. Ama evinizde otururken de çalışmayı ve o koşuşturmayı özlüyorsunuz. Bu yüzden teklifi kabul edip Florida’ya gittim. Jessica ile birkaç gün çalıştık. Ailesi eleme oynayacağı bir turnuvada ona yardımcı olmamı istedi, ben de kabul ettim. Turnuvanın genç oyuncularla dolu olmasından epey keyif almıştım. Büyük bir kalabalık yoktu, güvenlik yoktu. Bu sakinlik hoşuma gitmişti ve Jessica’yla oldukça iyi anlaştık. Ona yardım edebileceğimi hissettim ve birlikteliğimiz başlamış oldu. Tüm dünyanın attığımız her adımı takip etmemesi daha önceleri hissettiğim baskıyı yok etti. Uzun süre birlikteydik ve Jessica’nın hayallerini gerçekleştirmesine yardım ettiğim için çok mutluyum. Ayrıca Jessica, kızımın vaftiz annesi. Hâla çok iyi bir arkadaşlığımız var.
2017 yılında Victoria Azarenka ile çalıştın. Vika, anne olduktan sonra dönüşünün yalnızca ikinci turnuvası olan Wimbledon’da dördüncü turu yakaladı. Fiziksel olarak iyi görünüyordu ve çok motiveydi. Fakat, yaşadığı kişisel problemler tenise devam etmesine engel oldu ve yıl sonunda birlikteğiniz sona erdi. Eğer Vika için her şey iyi gitseydi, takım olarak hedefleriniz nelerdi?
Vika’yı gerçekten çok seviyorum. Onunla çalışmayı da çok sevdim. Maria ile inanılmaz maçlar oynadılar, onu hep takdir ettim. Bu, oğlu Leo dünyaya geldikten sonra onunla çalışmak istememin sebeplerinden biriydi. Ayrıca Vika’nın eski formuna ulaşmasına yardım edebileceğimi düşündüm. Vika antrenmanlara dönmeden önce onunla Los Angeles’ta birkaç gün geçirdim. Eskisi kadar azimliydi. Daha sonra Belarus’a gidip iki ay orada kaldık. Birlikte çalışması olağanüstü biri. Kortlara, yazın sert kort sezonuyla birlikte dönmesini planlamıştık. Ama çalışmalarımız kısa sürede olumlu sonuçlar verdi. Topa iyi vuruyor, kortta rahat hareket ediyordu. Böylelikle çim onun en iyi zemini olmamasına rağmen dönüş tarihimizi erkene çektik. Wimbledon’ı gayet başarılı geçirdi. Yanlış hatırlamıyorsam dördüncü turda Halep’e karşı set puanları bile yakalamıştı. Maçı kaybetmiş olsa da ortaya koyduğu tenis seviyesi yüksek kalitedeydi. Harika bir yaz geçirecekmişiz gibiydi. Maalesef, Leo’nun babası Billy ile yaşadıkları büyük ayrılık mahkeme salonlarına kadar taşındı. Sonraki dört-beş ay çok zorluydu. Vika, ilk başlarda tenise kısa süre içinde dönecekmiş gibi çalışmalarını sürdürdü ancak Leo ile seyahat etmesi imkansız hale geldi. Artık tüm zamanını avukatlarla geçirmek zorundaydı. Yaklaşık dört ay onunla birlikte Los Angeles’ta kaldım. Neler olup bittiğini az çok biliyordum ve velayet davası ne zaman sonuçlanacak emin değildim. Ailemden uzak kalmak, turnuvaları kaçırmak zordu. Antrenman bile yapamıyorduk. Sonuç olarak birlikteliğimizi sonlandırmaya karar verdik. Tüm bunlardan dolayı Vika, eski formunu yakalamakta zorlanıyor. Umarım er geç, gerçek kimliğine dönmenin bir yolunu bulacak.
Can sıkıcı zamanlarda motive olmanın ve pozitif kalmanın zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Velayet davası sürecinde Vika’ya destek olmak seni zorladı mı ve bu süreçte bir koç olarak kendinle ilgili neler keşfettin?
Bu soru, Vika’dan neden ayrıldığımın sebeplerinden biri. Bir yandan oğlu için savaşırken bir yandan tenis oynamayı ve seyahat etmeyi çok istiyordu ancak yapabilecekleri kısıtlıydı. Bazı haftalarda, yedi gün boyunca iki kez bile antrenman yapamıyorduk. Tabii ki hiçbiri onun suçu değildi. Bu süreçte bana ödeme yapmaya da devam ediyordu ama koçluk vazifemi yerime getiremiyordum ki. Bir süre sonra işimi yapamadığım halde para kazanıyor gibi hissettim. Onu gerçekten önemsiyordum ve destek oluyordum ama işim bu değildi. Eşimden ve kızımdan ayrı kalma fedakârlığından vazgeçmeliydim. Vika ve ben her zaman iyi geçindik, birbirimizi severiz. Kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde oyuna dönerse, kesinlikle yeniden yardım etmek isteyeceğim türde bir oyuncu.
Eski dünya 1 numarası ve Grand Slam şampiyonu iki raketle çalıştın. Hem birer birey hem birer tenis oyuncusu olarak Vika ve Maria arasında fark ettiğin mentalite ve tavır farklıları neler?
Vika ve Maria’nın mentaliteleri birçok yönden birbirine fazlasıyla benziyor. Ne olursa olsun kazanmaları, son topa kadar savaşmaları gerek. Bu özelliğe sahip olmayan çok sayıda oyuncu var. Maria’nın antrenman yapmayı pek sevdiğini söyleyemeyeceğim. Tabii ki yapardı ama onu biraz zorlamam gerekirdi. Hiçbir zaman ‘’ üç saat boyunca çalışmak için sabırsızlanıyorum’’diyen biri olmadı. Eminim insanlar bu tarz bir oyuncu olduğunu düşünüyorlar. Hayır, değildi. Ama korta çıktığı zaman son puana kadar savaşacağını bilirdim. Vika ile doğum sonrası ilk çalışmalarımızı hatırlıyorum. Belarus’ta üçüncü-dördüncü haftamızdı. Saatlerce, durmadan, birçok şey üzerine çalıştık. Artık mücadeleye geri dönmesi gerektiğini hissettim. Orada tenis oynayan gençlerle maç yaptık. Vika, üçüncü puandan itibaren yumruğunu sıkmaya başlamıştı. O an bir buçuk ayı daha nasıl sadece antrenmanla geçireceğimizi düşündüm. Bir gün iki saat boyunca masa tenisi oynadık. Sürekli yumruğunu sıkıyordu. İşte bu hem Vika’nın hem Maria’nın sahip olduğu şampiyon ruhu. İnanılmaz hırslılar, inanılmaz rekabetçiler. Çoğu oyuncular bu mental gücü nadiren gösterebiliyor. Ancak Vika ve Maria bir nevi bu güçle doğmuş gibiler. İşte bu yüzden ikisi de harika birer şampiyon. Kaybettikleri zaman canları yanıyor, daha çok çalışıyorlar ve her zaman geri dönüp daha iyisini başarıyorlar.
Sharapova’nın emekliliğine nasıl tepki verdin? O açıklamadan önce biliyor muydun?
Haberi aldığımda Doha’daydım ve ben de herkes gibi o an öğrendim. Bunun yaklaştığını hissediyordum ama ne zaman olacak bilmiyordum. Geçtiğimiz sezon Maria’yı izlemek zordu, hâlen birçok sakatlıkla uğraşıyordu. Arayı kapatması, güvenini yeniden kazanması gerekiyordu ama bunları yapabilecek konumda değildi. Eski günlerine dönebilmek için her şeyi denediğini tahmin ediyorum. Ama muhtemelen vücudu pes etti. Eğer doping cezası almasaydı daha erken bile emekli olabilirdi. Sanırım tüm dünyaya zirveye yeniden dönebileceğini ispat etmek istemişti. Dediğim gibi sonun yaklaştığını hissediyordum bu yüzden şaşırmadım. Ona iyi dileklerimi yazdığım bir mesaj yolladım, o da aynı şekilde cevap verdi. Bundan sonra yapacağı her şeyde başarıya ulaşacağından hiç şüphem yok.
Maria Sharapova, Caroline Wozniacki, Agnieszka Radwanska, Dominika Cibulkova gibi isimler emekli oldu ve yeni jenerasyon tenisçileri arasından şimdiden Grand Slam şampiyonlarımız var. Eski ve yeni arasındaki farklar neler olacak? Kadın tenisinin geleceğini nasıl yorumlarsın?
Artık kadınlar daha atletik, servisleri gelişti çünkü daha güçlüler. Fitness seviyeleri daha yüksek. 10 yıl önce fiziksel olarak çok iyi durumda olmamasına rağmen topa iyi vurabilen raketleri dünya sıralamasında ilk 20’de, 30’da görebiliyorduk. Bu durumun örnekleri yeni jenerasyonla birlikte bir hayli azalacak. İlk 100’deki seviye birbirine çok yakın olabiliyor. Serena, Venus, Maria, Clijsters, Henin’li jenerasyonda bu isimler, diğer tenisçilerden çok üstünlerdi ve üst turlarda hep aynı isimleri görürdük. Oldukça değişti bu durum. Zirvedeki raketler geçmişte olduğu gibi bir dominasyona sahip olamayacaklar. Birçok yeni Grand Slam şampiyonu olacak. Son Grand Slam şampiyonu, katıldığı bir sonraki turnuvada erken elenecek. Sosyal medyadan bahsetmeden geçmek istemiyorum. Bu mecradan da ciddi paralar kazanabiliyorlar. Instagram’da güzel görünmek, iki milyon takipçiye sahip olmak kazanmaktan daha önemli olabiliyor. Umarım ki hayatlarındaki en önemli şey kazanmak ve istikrarlarını korumak olduğu zaman turu domine eden isimler görebileceğiz.
Son Dakika › Spor › Michael Joyce ile oyunculuk kariyeri, antrenörlüğe geçişi ve koçluk yaptığı oyuncular üzerine - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?