Kabus sürüyor!
Rıdvan Dilmen – Sabah
Galatasaray, 1-0'dan 2-0'ı, 3-0'ı yapamadı. Sonra kaçırdığı gollerin bedelini ödedi. Şampiyonluk yolunda çok ağır bir yara aldı. Galatasaray'ın bu deplasman kabusu aslında şampiyonluk yolunda nerelerde yara aldığını gösteriyor. Galatasaray sahasında taraftarıyla oluşturduğu coşkuyu deplasmanda bulamıyor. Yani deplasmanda idare ediyor. İçerde aslan ama dışarıda kedi...
Chelsea maçıyla, bu maçın oyuncuları farklı görüyor. Bu tamamen mental. Bu işi çözecek olan da teknik direktördür. Verim alamıyorsan, verim alacak oyuncuları oynatman lazım. Drogba gibi oyuncularla sezon boyunca diyalog kuracaksın. Drogba kenarda olsaydı 83'te yediğin golden sonra 'Hadi bakalım Drogba' dersin. Dinlendirmek doğaldır ama aktif olarak dinlendirmek gerekir.
Mehmet Demirkol – Fanatik
Galatasaray'ın dün akşam deplasman performansındaki göreceli artışın 2 sebebi var.
1- Ceyhun'un yerine oynayan Yekta'nın topla ya da topsuz iki yönlü güvenilir oyunu.
2- Rizespor'un kadrosunun kendi potansiyelinin de altında bir pas ve kontra organizasyonu yapması.
Bu iki temel durum Galatasaray'ın var olan yapısal problemlerinde bir ilerleme olmasa da oyunda ibreyi onlara çevirdi. Bu nedenle ikinci yarıda Umut'un ve Sneijder'in ayağına gelen şanslarla oyunu bitirebilirlerdi.
Melo ve Selçuk'un kendi standartlarının uzağında olmalarına rağmen Yekta iki yönde de açık kapatan aktif bir oyun oynadı. İlginç bir oyuncu o. Her zaman %60-70 bandında güvenilir bir performans sergiliyor. Neredeyse hiç yanıltmıyor. Hiç mükemmel diyemiyorsunuz. Ama hiçbir zaman da çok kötü olmuyor.
Deplasman kabusu
Hakan Ünsal – Hürriyet
Maçın ilk yarısının orta sahaya sıkışmış bir kör dövüşüne dönmesinin sebebi de Rizespor'un kilit oyuncuları kilitlemiş olmasıydı. Selçuk ve Melo'ya orta sahada oyun kurma şansı vermeyerek Galatasaray'a problem çıkarsalar da asıl sorunu büyüten, ileride topla buluşamayan Sneijder'in kendi alanına gelerek top almaya başlaması oldu. Eğer, Sneijder gerilere kadar gelip top alıyorsa bilin ki Galatasaray'da problem var. Rakip alandan kaçan Sneijder, Burak'ı yalnızlaştıran ve çaresiz bırakan hamleyi yapıyordu.
Okay Karacan – Zaman
Galatasaray, Fenerbahçe ile arasındaki puan farkının 7'ye yükseldiğini unutmuş gibi yarım vites al gülüm ver gülüm oynadıkça sık sık ekrana gelen Mancini sinirden yerinde duramıyordu.
Haklıydı çünkü deplasmanlarda böyleydi takımı. Birdenbire bildiği her şeyi unutup, üretemeyen sinen bir takıma dönüşüyordu.
Galatasaray'da üç puana yetmese de attığı golle Chedjou, ofansif katkısı sınırlı kalsa da Rize hücumlarına verdiği ters kademeler ve müdahalelerle Veysel günün iyi iki adamıydı.
Mancini bu takıma deplasmanlarda bir çözüm bulmak zorunda. Telles ile Selçuk'u son bölümlerde çıkarıp, Sabri ve hatta son dakikada Hajroviç'i kurtarıcı seçen mantıkla pek kolay değil sanırım.
Levent Tüzemen – Sabah
Deveye, "Boynun neden eğri?" diye sormuşlar. Deve de "Nerem doğru ki.." demiş...
Bu tanımlama Galatasaray'ın Rize'deki durumunu çok net anlatıyor. Deplasmanda kazanamamak Mancini'den tutun da Galatasaraylı oyuncularda bir saplantı haline gelmiş. Çünkü 'teknik adam-futbolcu' anlayışı kadercilik üzerine kurulmuş.
Kimse bu kısır döngüyü çevirmek için çaba harcamıyor. Mancini kafa yormuyor, futbolcular oyunun akışına kendilerini bırakıyor. Galatasaray deplasmanda rakip üzerinde "Biz büyük takımız" baskısını kuramıyor. Rize'nin hücum edecek hali, Galatasaray'ın da rakip kaleye gidecek iştahı yok. Şampiyonluğa oynayan bir takım eviyle deplasman arasında oyun anlayışı olarak bu kadar fark göstermez, göstermemeli.
"Fobiyi yenmemiz gerekiyor"
Hakan Can – Fanatik
Bence Galatasaray'ın bu sezon deplasmanda sezon sonuna kadar oynayacağı en zor müsabakaydı ve Sarı Kırmızılılar büyük bir fırsat kaçırdı. Özellikle ilk yarıda çok kötü oynadı Galatasaray. Gerçi, Çaykur Rizespor çok disiplinli bir savunmayla Galatasaray orta saha oyuncularına nefes aldırmadı ama Galatasaraylı futbolcular da kendilerini hiç zorlamadı. Melo, Selçuk ve Yekta Aykut, Kağan ve Kıvanç'a bu denli mahkum olmamalılardı. Orta saha oyuncularının etkisizliğine Burak ve özellikle Umut'un önde hiç top tutamaması da eklenince şampiyonluk için seri galibiyetlere ihtiyacı olan Sarı Kırmızılılar koca 45 dakikayı boşa geçirmiş oldular.
Ahmet Çakır – Zaman
Cim Bom güle oynaya kazanabileceği bir maçta akılalmaz fırsatları harcadıktan sonra tıpkı ligin ilk devresindeki gibi rakibi karşısında 2 puan daha yitirip Fenerbahçe'nin şampiyonluk yolunu bir kez daha açmış oldu. Küme düşme potasındaki Antalyaspor'dan sonra Rizespor karşısında da 4 maçta 8 puan yitirirseniz elbette ki şampiyon olamazsınız...
Cim Bom hem bu saçma deplasman sıkıntısını aşmak hem de zirve yarışında hız almak için harika bir fırsat bulmuştu. Bunu değerlendirse her bakımdan önü açılacaktı. Yapamayınca şimdi bunun çilesini çekecek.
Son Dakika › Spor › Kim Ne Dedi? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?