Giro Rosa’nın ardından

1988’den beri düzenlenen Giro Rosa, kadın bisikletinin en önemli organizasyonlarından. 10 etap üzerinden koşulan yarış, bu sene de heyecan verici rotalarda gerçekleşti. Her ne kadar Giro d'Italia’da olduğu gibi Giro Rosa'da da Gavia tırmanışı toprak kayması sebebiyle parkurkan çıkarılsa da, bisikletçileri memnun edecek etaplar vardı.

İlk gün Cassano Spinola - Castellania arasında takım zamana karşı yarışı yapıldı ve kazanan Canyon SRAM Racing Takımı oldu. İkinci etaptan itibaren ise podyumda tanıdık bir isim görülmeye başlandı. 2011, 2012 ve 2014 yıllarının şampiyonu Hollandalı bisikletçi Marianne Vos, Viù - Viù etabını kazanarak başladı bu yılki galibiyetlerine. CCC-Liv takımı için yarışan tecrübeli isim, üçüncü etapta da yeniden podyumun zirvesindeydi. Hatta Michelton-Scott’tan Lucy Kennedy için Vos’un bu galibiyeti büyük ihtimalle unutulmaz oldu. Avustralyalı bisikletçi peletondan kaçarak ilk WorldTour galibiyetine doğru ilerliyordu ve henüz bitiş çizgisini geçmeden yumruğunu havaya kaldırıp sevindi. Bu sevinç anı ona pahalıya mal oldu. Hemen peşindeki Mariannne Vos, onu geçerek etabın kazananı oldu. Yarış sonrasında Kennedy, sosyal medya hesabından "Ders kesinlikle alındı, çizginin ötesinde her zaman sprinte devam et ve asla erken sevinme." diyerek pişmanlığını dile getirse de, bir WorldTour’da ilk kez podyum gördüğü için de mutlu olduğunu söyledi.

İlk etaplar hafif dağlık ve tepelik rotalarda koşulsa da, dördüncü etapla bu değişti ve Lissone - Carate Brianza arası koşulan ilk düz etabı Letizia Borghesi kazandı. Bu etapta da bir önceki güne benzer bir olay yaşandı ve Nadia Quagliotto'nun erken sevinci sırasında 20 yaşındaki Borghesi kendisini geçip etabı kazandı. Erken sevinme konusunda yaşanan bu ikinci olayla birlikte herkes ders almış olacak ki bir daha böyle bir durum tur boyunca gözlenmedi.

Beşinci etap, ilk dağlık etap olmasının yanı sıra, Passo Gavia geçidinin rotadan çıkarılması sonrası kısalmasıyla da gündeme geldi. Geçen senenin şampiyonu Annemiek van Vleuten, bu yıl podyumun zirvesine ilk defa bu etapta çıktı ve bu son olmayacaktı. Van Vleuten bu zaferle beraber pembe mayoyu sırtına geçirdi ve bir daha çıkarmadı.

Bireysel zamana karşı disiplininde geçilen altıncı etabın da galibi Annemiek van Vleuten oldu. Onu hemen peşinden takip eden bir başka Hollandalı Anna van der Breggen, pembe mayo için önemli adaylardan biri hâline geldi. Yedinci etabı yeniden Marianne Vos kazanırken, sekizinci etap farklı bir isme, İngiliz bisikletçi Elizabeth Banks’e gitti. İki tepelik etap sonrası koşulan dağlık Gemona - Montasio etabını yeniden Boels-Dolmans Cycling Team’den Anna van der Breggen kazandı. San Vito al Tagliamento - Udine arası koşulan son etabın galibi ise yine tanıdık bir isim Marianne Vos oldu. Buna karşın Vos’un kazandığı dört etap, siklamen mayoyu kazanmasına yetmedi ve Hollandalı bisikletçi puan klasmanını vatandaşı Annemiek van Vleuten’in altı puan gerisinde tamamladı.

Annemiek van Vleuten, Giro Rosa’da iki sene üst üste genel klasman şampiyonluğuna ulaştı. Tarihte bu yarışı bir defadan fazla kazanmayı başaran sadece sekiz sporcu var ve bunlardan sadece beşi, iki kez üst üste kazandı. Hollandalı bisikletçi sadece pembe mayoyu değil, puan ve dağların kraliçesi klasmanlarında da zirveyi kimseye bırakmadı. Van Vleuten’in başarısı kadar Hollandalıların Giro Rosa’ya vurduğu damgayı da belirtmek gerek. Hollandalı bisikletçiler tur boyunca geçilen 10 etabın yedisini kazanmayı başardılar.

Tabii ki televizyon yayını dair tartışmalar Giro Rosa’da da gündeme geldi. Bu kadar prestijli bir turun bile canlı yayınlanmıyor olması, hem bisikletçilerin hem de takipçilerin isyan ettiği konulardan. Yarış sonrasında sosyal medya hesaplarından yarışın özet görüntüleri yayınlansa da, İtalyan televizyonları yarışın özetlerini gösterse de canlı yayının olmaması, yarışın büyük kitlelere ulaşmasının önüde büyük bir engel olarak görülüyor. 2020’de UCI’ın getirdiği 45 dakika canlı yayın kuralı hayata geçirilip Giro Rosa bisikletseverlere ulaşabilecek mi merak ediliyor.