'Galatasaray Kazıklanıyor"

Baydar, kişisel blogu iskenderbaydar.com'daki yazısında Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan çıkmasına rağmen Trabzonspor'dan daha az gelir elde edeceğini belirtti. Baydar'ın yazısından önemli detaylar şöyle:

"UEFA normlarına göre katılım payı, kazanılan maç, atlanan tur bazında tespit edilen gelirler bakımından ikisi arasında uçurum var.

Ancak, Türkiye’de geride olması gereken maalesef önde.

Mesela bu sezona gelelim.

Galatasaray da gruptan çıktı ve Chelsea ile eşleşti…

Trabzonspor da gruptan çıktı ve Juventus ile eşleşti…

Kim eler, kim geçer, kim kalır bilemem…

Ama şunu çok iyi biliyorum:

Sezon sonunda Trabzonspor, Market-Pool gelirlerinden Galatasaray’dan daha fazla pay alacak.

Hem de bir alt ligde mücadele etmesine rağmen…

Nedenine gelince…

Şike davasının en cafcaflı olduğu dönemler, UEFA’nın yayın hakları ihalesinin yenilendiği dönemlerdi.

İhaleyi Doğuş Grubu’na ait Star TV ile Doğan Grubu’na ait D-Smart konsorsiyumu kazandı.

Rakip çıkmadığı için, ihale bir önceki dönemin altında değer buldu.

Buraya kadar anormal bir durum yok; içimize sinmese de ekonomik gerçekler…

İhaleye girenler, profesyonel olarak işlerini iyi yapan, iyi de tanıdığımız insanlar.

Dolayısıyla Türkiye’nin Market-Pool payı düştü.

Ama bu Şampiyonlar Ligi’nde mücadele eden takımla, UEFA Avrupa Ligi’nde mücadele eden takım arasındaki gelir dengesinin değişmesini gerektirmiyor.

Mesela, bir önceki sezon Şampiyonlar Ligi grubundan çıkamayan Trabzonspor yaklaşık 13 milyon Euro Market-Pool payı alırken, Çeyrek Final oynayan Galatasaray 5.3 milyon Euro’da kalıyorsa; buna karşılık UEFA’daki Fenerbahçe 6.6 milyon Euro alıyorsa, ortada açıklanamayan bir durum var demektir.

Daha da açalım…

Bunun anlamı şudur:

Sadece ihale bedeli düşmedi, Galatasaray’ın mücadele edeceği Şampiyonlar Ligi ile rakiplerinin talip olacağı UEFA Ligi’nin Market-Pool paylaşım oranları değiştirildi.

Anlamayanlar için daha da açalım…

Normalde, etik kurallarla paylaşım yapılan ülkelerde; mesela İspanya, İngiltere, Almanya’da, Şampiyonlar Ligi’ne katılan ekiplerin Market-Pool’dan aldıkları pay yüzde 80’in üzerinde.

Yani UEFA’ya katılan maksimum yüzde 20’yle yetiniyor.

Bizde ise UEFA’nın payı, Şampiyonlar Ligi’nin payını geçti.

Kim değiştirdi, meçhul.

Nasıl değiştirdi, meçhul.

Yayıncı konsorsiyum cephesinde buna cevap verebilecek kimse var mı; yok…

Daha doğrusu var da cevap veremez.

Galatasaray cephesinde ise, iki yılda 20 milyon Euro, Türk parasıyla 60 milyon liranın üzerindeki kaybın hesabını soran var mı; o da yok…

GALATASARAY'A 3'ÜN 1'İNİ VERDİLER

Baydar bir önceki yazısında da şu çarpıcı detaylara değindi:

"Galatasaray, 2012-2013 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkını kazanan tek Türk takımı oldu…

Gruptan 2’nci çıktı, Schalke’yi eleyip çeyrek finale yükseldi…

Tüm Türkiye’yi ekran karşısına adeta çivileyen müthiş bir maç sonucunda Real Madrid’e elenerek, Avrupa yolculuğunu noktaladı.

En kötü ihtimalle son iki yılda Bursa ve Trabzon’un aldığı rakamı alması gerekiyordu.

Hatta, Market-Pool bir önceki yıla göre yüzde 20 büyüdüğünden elde edeceği gelirin 15 milyon Euro’ya ulaşacağı tahmin ediliyordu.

Ama öyle olmadı…

Şampiyonlar Ligi’nin 2012-2013 sezonu tamamlanıp, tüm gelirler belli olduktan sonra, yani yaz aylarının ortasında kesin rakam açıklandı:

Galatasaray’ın payına sadece ve sadece 5 milyon 282 bin Euro düştü…

Kayıp para neredeyse 10 milyon Euro’ydu ve bu rakam geçen sezonun ortasında transfer edilen Sneijder’in bonservis bedelinden bile fazlaydı…

Daha açık anlatmak gerekirse, UEFA bir şekilde Galatasaray’ın elinden Sneijder’i kapıp götürmüştü.

Galatasaray, son 16’ya kalan takımlar arasında Market-Pool’dan en az pay alan kulüp olarak görünüyor.

Galatasaray’ın bu alandaki gelir kaleminin karşısında 5.3 milyon Euro yazıyor.

Gruplarından çıkamayan Juventus’un 32.5, Marsilya’nın 29.5, Napoli’nin 24.5 milyon Euro alacağı hesaplanıyor.

Grubunda sadece 1 gol atıp 10 gol yiyen, 1 puanla sonuncu olan Real Sociedad bile Market-Pool’dan 12 milyon Euro’ya yakın pay bekliyor.

Bu adaletsizlik başka bir kulübün başına gelse UEFA da, yayıncı kuruluş da medya üzerinden bombardımana tutulur, gelir kaybı bir şekilde giderilirdi.

Hep söylediğimiz gibi, “Burası Türkiye, burada hiçbir başarı cezasız kalmıyor…”"