Serie A ekiplerinden Napoli’nin başarılı stoperi Kalidou Koulibaly, geçtiğimiz hafta The Players Tribune’da futboldaki ırkçılık üzerine bir yazı kaleme aldı. Kariyeri boyunca yaşadığı tecrübelerden yola çıkarak ırkçılığa değinen Senegalli oyuncunun "Hepimiz Kardeşiz" başlıklı yazısı, spor kamuoyunda oldukça ses getirdi. Fransa’da doğup büyümesine rağmen ten rengi ve etnik kökeni nedeniyle tribünler tarafından ırkçı saldırılara maruz kalan oyuncu, yazısında kişisel olarak yaşadığı tecrübeleri aktarıyor ve farklılıkları kucaklamanın öneminden bahsediyordu.
Yeşil sahalarda ve tribünlerde yaşanan ırkçılık vakaları aslında spor takipçilerinin yabancı olduğu bir durum değil. Yakın tarihte Samuel Eto’o, Mario Balotelli ve Raheem Sterling gibi kalburüstü oyuncuların yaşadığı tatsız olaylar hafızalarda hâlâ taze. Geçtiğimiz Nisan ayında UEFA Avrupa Ligi çeyrek finalindeki Arsenal-Napoli karşılaşmasında Koulibaly’ye yapılan ırkçı hakaretler ise bu konuda gündeme gelen son olaydı.
Göçmen nüfusunun yoğun olduğu Fransa ve Almanya gibi ülkelerde oynanan futbol karşılaşmalarında ırkçı vakaları görebiliyoruz. Yine İtalya, Polonya ve Sırbistan gibi ülkelerin takımları özellikle Avrupa Ligi karşılaşmalarında ırkçı saldırılar nedeniyle sık sık ceza alıyor. Bu tür haberleri dış basından okumaya alışkınız fakat ülkemizde ırkçılık konusunda durum ne?
Türkiye, bu konuda yukarıda bahsedilen ülkeler kadar sık gündeme gelmese de ırkçılık konusunda örnek teşkil ettiğimiz söylenemez. Trabzonspor’un Fildişi Sahilli oyuncusu Didier Zokora ve Emre Belözoğlu arasında yaşananlar uzun bir süre boyunca futbol gündemini meşgul etmişti. 2012’de oynanan maç esnasında Zokora’ya ırkçı hakarette bulunan Emre, rakip takım taraftarları tarafından büyük tepkiye maruz kalmıştı.
Bu olaydan bir yıl önce, 2011’de ise Galatasaray forması giyen bir başka Fildişi Sahilli oyuncu Emmanuel Eboue, Beşiktaş tribünleri tarafından ırkçı saldırıya maruz kalıyordu. Beşiktaş cephesi iddiaları yalanlasa da Eboue, siyah beyazlı taraftarların maç boyunca maymun taklidi yaparak kendisine "maymun” diye hakaret ettiğini ileri sürmüştü.
Ülkemizde bu tarz çirkin olaylara maruz kalan tek grup ne yazık ki siyahi futbolcular değil. 2000’li yılların başında ligimizde top koşturan İsrailli oyunculardan Pini Balili ve Haim Revivo, uyrukları sebebiyle tepkiye maruz kalan oyunculardan. Keza geçmişte Diyarbakırspor ve yakın tarihte Amed Sportif de neredeyse gittikleri her deplasmanda oyuncularının etnik kökeni ve kulüplerinin bölgesi nedeniyle ırkçı söylemlerin hedefiydi. 2009 yılında ırkçı saldırılara maruz kalmaktan yakınan Diyarbakırspor başkanı Çetin Sümer, "Biz ne Ermeni’yiz ne Uganda takımı, bize neden bunları yapıyorlar?” diyerek yakınıyor ancak bir yandan da ırkçılık çarkına tam ortasından dahil oluyordu.
Son yıllarda bu konuyla ilgili gündeme gelen haberlerin sayısının azalması sevindirici. Ancak bu konuda bir değişim yaşanıyor ve spordaki ırkçılığın dinamikleri değişiyor. Son dönemde ırkçılığın yeşil sahalar ve tribünlerden sosyal medyaya kaydığını gözlemlemek mümkün. Özellikle anonim hesaplardan yapılan çirkin yorumların sayısı oldukça artmış durumda. Ülkemizde bu konuda en çok hedef haline gelen grup ise yine siyahi oyuncular. Fiziksel özellikleriyle ön plana çıkarılan siyahi futbolcuların bilişsel yeteneklerinin azımsandığına şahit oluyoruz. Sosyal medyada yamyam, barbar, aptal” gibi talihsiz etiketlere maruz kalıyorlar ve bunun sosyal medya mizahının bir parçası haline gelmesi oldukça üzücü.
Bu trendin gün yüzüne çıktığı son olay Galatasaray forveti Bafetimbi Gomis ile sosyal medya fenomeni Hakan Hepcan arasında yaşananlardı. Hakan Hepcan, 2017 yazında attığı bir tweet’te Gomis’e "maymun" diyerek hakaret etmişti. Galatasaray formasıyla gol krallığı sevinci yaşayan Gomis olayı yargıya taşımış ancak savunmasını veren Hepcan mahkeme sonrası beraat etmişti.
Irkçılık konusunda verilen örnekler ülke gündeminden olsa da yurt dışında kariyerini sürdüren Türk sporcular da zaman zaman ırkçılığa maruz kalıyor. Almanya’da doğup büyüyen ve Almanya milli takımı formasını giyen Türk asıllı oyuncu Mesut Özil bu konuda akla gelen ilk isim. 2018 Mayıs ayında Londra’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile buluşan Mesut ve İlkay Gündoğan’a Almanya’da linç kampanyasına varan eleştiriler yapılmıştı. Sonrasında Almanya Futbol Federasyonu ve Almanya basınını süreci yönetememekle suçlayan Mesut, Almanya milli takımını bıraktığını açıklamıştı.
Yeşil sahalardaki ırkçılık uzun bir süredir dünya futbolunun gündemindeki bir konu. Ülkemizde de benzerlerini gördüğümüz bu tatsız vakaların azalması için sporun bütün aktörlerinin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Koulibaly’nin yazısı bu konuyu tekrar gündeme taşıdı ve farkındalık yaratarak ırkçılığı azaltmak açısından oldukça önemli.
Son Dakika › Spor › Futbolda ırkçılığın Türkiye’deki yansımaları - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?