Schalke forması giyen 20 yaşındaki milli futbolcu Ozan Kabak, gazeteci Ayşe Arman'ın Instagram'daki canlı yayında açıklamalarda bulundu.
Galatasaray'dan ayrılmasıyla ilgili gelen bir soruyu yanıtlayan Ozan Kabak, sarı-kırmızılı kulüpten ayrılmanın kendisi için zor bir karar olduğunu söyledi.
Son 4 maçtır galibiyet alamadık. Çok üzüldük. Seyirci olmayınca, antrenman maçı gibi oluyor. Bizim maçlarımıza 62 bin taraftar geliyor her hafta ama olmayınca hiç heyecanı kalmıyor, bizi iten bir güç olmuyor. Zamanla alışacağız.
Dünyada ilk Bundesliga başladı, çok şey değişti. O kadar çok yenilik oldu ki biz bile şaşırdık. Her haftanın başında ve sonunda korona testleri oluyoruz. Girmeden ateş ölçülüyor. WhatsApp grubumuz var, oraya semptomumuz yok yazıyoruz, yazmazsak antrenmana alınmıyoruz. 24 kişi de farklı soyunma odasında soyunuyor, 24 farklı soyunma odası var. Antrenmana herkes kendi aracıyla geliyor, duşunu da orada alıyor.
Maçlara 2 otobüs ile gidiyoruz, herkes tek oturuyor. Gol sevinci zaten yasaklandı. 2. ve 3. haftadan sonra herkes birbirine sarılmaya başladı ama aslında yasak. Antrenörde ve yedek kulübesinde maske var ama mantığını çözemedik. Sahada kana kan mücadele ediyorsun ama kenarda maske takıyorsun. Hoca bağıracağı zaman maskeyi çıkarıp bağırıyor.
Ailem İstanbul'da, benim çok büyük korkum yok. Diyelim ki ailesinde kronik hastalığı olan ya da yaşlı olan biri var, kulüp böyle bir risk varsa antrenman yapmayabilirsiniz, sıkıntı yok dedi. Bu konuda hoşgörülüler, anlayışlılar.
Tüm çocukların hayali futbolcu olmak, Galatasaray'da oynamak milyonlarca gencin hayali. 12 milyon euro beni çok etkilemedi, aklımda vardı, hazırlıklıydım bunlara. 12 milyon euro önce, 15 milyon euro sonra ödendi. Yaptığımız dünyanın en güzel işi, insanlar para vererek spor yapıyor, bizim için milyon eurolar ödeniyor. Ben de bunun hakkını vermeye çalışıyorum.
İngilizce'm vardı ama Almanca'm hiç yoktu. Tamamen farklı bir ülke, farklı bir dil, ilk geldiğimde zorluklar yaşadım. Kulüpte her şey Almanca oluyor, dersler almaya başladım. Takım toplantıları Almanca, takımda hep Almanca. Kaosun ortasına geldim ve zor bir dönem yaşadım. Söyledim, geçici olarak bir tercüman verdiler. Almanca dersleri almaya başladım, şu anda bir sıkıntım yok, günlük hayatı devam ettirecek kadar Almanca'm var.
Almanya tamamen farklı bir ülke, İstanbul'dan sakin, kuralcı bir şehre geliyorsun. Almanlar Türklere göre daha soğuk. Buna adapte olmam biraz süre aldı. Takımdaki arkadaşlarım yardım etti ama dediğim gibi alışmak zamanımı aldı. Almanya demek, problem demek. Taşındım, koltuk siparişi verdim, 12 haftada geldi koltuklarım. Allah'tan bir Türk buldum, bana numunelik eşya verdi. Almanların pratik zekası sıfır, 12 haftaysa, 12 hafta. Ne yazıyorsa o.
Stuttgart ve Schalke'de oynadım, Stuttgart biraz daha şehir takımıydı, 5-6 yıldan beri oynayanlar vardı. Mario Gomez vardı Beşiktaş'tan, bana çok yardımı dokundu. Taraftar beni çok benimsedi. Bu sahadaki performansım nedeniyle böyle oldu. Schalke daha büyük kulüp, hep forma rekabeti var. Burada kendimi kabullendirmem daha uzun sürdü. Sahaya çıkıp futbolumu göstermem lazım ama sezon başında sakatlıklarla başladığım için o şansı elde edemedim. Ekim-Kasım aylarından sonra kendimi kabullendirdim ve yoluma devam ediyorum.
Almanlar da futbolu çok seviyor ve Gelsenkirchen'de 62 bin kişi her hafta stadı doldurur ve desteğini verir ama Galatasaray apayrı benim için. 18 yaşında oynarken beni bağırlarına bastılar, desteklerini esirgemediler ve hala güzel mesajlar atıyorlar. Galatasaray taraftarının bendeki yeri ayrıdır.
Türkiye altyapıları gerçekten çok iyi. Türkiye'deki tüm altyapıları söyleyecek kadar iyi değilim ama Türk futbolcusu her şeyi yapabilecek güçte. Galatasaray altyapısı başlı başına bir okul. Elimi cebime ne zaman atsam, bir şeyler buldum Galatasaray altyapısında. Altyapılarda eksikler var ama ben kendime güvendiğim gibi Türk futbolcusuna güveniyorum. İnşallah genç kardeşlerimiz de Ozan gitti, bir şeyler başarıyor deyip ilham alıyorlardır.
Birazcık korku ve stres iyidir bence ama sahaya çıktıktan sonra her şey yok oluyor. Fatih Terim size güvendiyse, siz de onu mahcup etmemek zorundasınız. Ben de öyle yaptım. Şampiyonlar Ligi ve ligde üst üste maçlar oynadım. Zamanla heyecanı attım ve iyi maçlar çıkardım.
Fatih hocamın her zaman yanına giderim, Türkiye'ye döndüğümde ilk gittiğim yerlerden biri Florya'dır. O da her zamanki babacanlığıyla beni karşılar ve sohbet ederiz.
Türkiye'de Bülent Korkmaz ile büyüdük, Galatasaray efsanesi, çok iyi bir oyuncuydu. Dünyadan bahsedersek, Van Dijk dünyanın en iyilerinden, onun stilini çok beğeniyorum, takip ediyorum.
Milli Takım çok güzel bir jenerasyonla geliyor. EURO 2020 ertelendi ama seneye sakat oyuncuların dönmesiyle daha güçlü bir takım olacağız. Eski Türkiye ruhu geri dönecek, ben çok heyecanlıyım EURO 2020 için artık.
10 sene sonrasını düşünmek kolay değil, 10 sene öncesindeki bana sorsanız, şu anki halimi söyler miyim, bilmiyorum. Tabii ki 10 sene sonra her kupayı kaldırmak isterim.
Galatasaray'dan ayrılmak çok zor geldi. Ben Galatasaray'a 11 yaşında girdim, her gün 3 saat Tekirdağ'dan İstanbul'a gittim. O stadyumda oynayarak hayallerime ulaştım. Benim için çok zor bir karardı ama hedeflerimi önüme koyunca cesur bir karar almam gerekiyordu ve bu kararı aldığım için çok mutluyum.
Bizim takımda benimle birlikte 5 Türk var. Tamamen Türk kültürü var kulüpte, takımın 4'te biri Türk. Takım içinde Almanca konuşuluyor ama biz aramızda Türkçe konuşuyoruz. Almancayı sürekli duyuyorsunuz.
Galatasaray Akademisindeyken, Fen Lisesini kazandım. Bir zamanlar matematik kafam vardı. Fen Lisesini bitirdim sonra Spor Bilimleri Fakültesine geçtim, Almanya'ya gidince dondurdum orayı. Öyle bir eğitim kariyerim oldu.
Diyelim ki dışarı çıktın, Türkiye'de ilgi odağı oluyorsun, bazen insanlar fotoğraf çekilmeye geliyor. Burada çok nadiren oluyor bu. Tanınıyorsun ama büyük bir şehre gitsen, Türkler dışında Almanlar tanımaz. Burada kontrolcülük yok ama herkes sorumluluğunun bilincinde. Kimse maçı ya da antrenmanı olduğunda gece eğlenmeye çıkmaz ama izin gününde çıkması da kimseyi ilgilendirmez.
Karantinayı 1 ay Türkiye'de yaşadım, sakatlığımdan dolayı gelmek zorunda kalmıştım. Hem tedavimle geçirdim, hem de diyet programı yaptım kendime. Sıkı bir beslenme programı yaptım ve sonra iyileşip Almanya'ya geri döndüm.
Sevgilim yok, hedeflerime odaklandım ben. Gençler hiçbir zaman kendilerine inanmaktan vazgeçmesin, başkalarının dediğine kulak asmasın. Onlar isterse her şeyi başarabilirler, hedefleri adım adım koysunlar.
En iyi 10 takım arasında bir takıma gitmek isterim. İngiltere, İspanya, İtalya olabilir ama kafaya oynayan, sürekli Şampiyonlar Ligi'nde olan bir takıma gitmek isterim.
Ben Galatasaraylıyım, bir gün Fenerbahçe'de oynama ihtimalim yok.
Son Dakika › Spor › 'Fenerbahçe'de oynar mısın?' sorusuna Ozan Kabak'tan yanıt: Ben G.Saraylıyım, F.Bahçe'de oynama ihtimalim yok - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Yorumlar (17)