Milli futbolcu Emre Çolak bir spor dergisine futbol yaşantısını anlattı.
Milli futbolcu Emre Çolak yaptığı açıklamada, futbola Atışalanıspor'da başladığını anlatarak, " Galatasaray'a transfer olmadan önce 1-2 ay Beşiktaş'la antrenmanlara çıkmıştım. Ancak Beşiktaş'ın tesisleri oturduğum yere çok uzaktı ve bizim de o dönemde maddi durumumuz pek iyi değildi. Bu nedenle Beşiktaş'ta oynamaya devam edemedim. Atışalanıspor'a geri dönüp 3-4 ay kadar daha oynadım. Daha sonra da Galatasaray kariyerimin ilk adımlarını attım" dedi.
"GALATASARAY BENİ DAHA DA ÇOK İSTEDİ"
Çolak Galatasaray'a geçiş hikayesini ise şöyle anlattı:
"Hem Beşiktaş hem de Galatasaray beni takip ediyordu. Oynadığımız hazırlık maçından sonra Galatasaray beni daha da çok istemeye başladı. Bu karşılaşmadaki performansımı beğendiler kısacası. Bizim ailede de herkes Galatasaraylı, bir tek babam Trabzonspor taraftarı. Galatasaray'a geçiş hikayeme geri dönmek gerekirse, oynadığımız hazırlık maçını 7-0 kaybetmemize rağmen, altyapı hocalarından Recep Yazıcı beni takıma aldı. Ancak Galatasaray'a gitmemde en büyük pay sahibi Atışalanıspor'daki hocam Emin Tetikli. Üzerimde çok emeğim var. 13 yaşında Galatasaray'a giderken bana çok destek vermişti."
GALATASARAY'DAN, A MİLLİ TAKIMA
Galatasaray'a transferinin ardından yaşadıklarını ve A Milli Takım'a geçişini de anlatan Çolak, "Galatasaray'a ilk geldiğimde Sefer Hoca ile çalıştım. Çok kısa bir süre sonra da antrenörümüz Suat Kaya oldu. Altyapıdaki en başarılı dönemi Suat Hocayla geçirdim. Minik takımdaydım o zaman. Beni de ilk profesyonel yapan isim Suat Kaya'dır. O takımla şampiyonluk yaşadıktan sonra yıldız takıma yükseldim. Burada da Recep Yazıcı'nın idaresindeki takımda uzun dönem forma giydim. Ardından Süper Genç takımda Halil Fıçıcı teknik direktörüm oldu. PAF takımda ise yeniden Suat Hocayla çalışma fırsatı buldum. Orhan Atik, Nedim Yiğit gibi isimlerle de çalışma fırsatım oldu. Kısacası A takıma gelene kadar birçok kişinin elinden geçtim ve bu dönemde Galatasaray'ın tüm altyapı kategorilerinde forma giyip, şampiyonluklar yaşadım. Minik takım haricinde altyapıdaki tüm kategorilerde forvet arkası oynadım. O yüzden asıl mevkiim forvet arkasıdır diyebilirim. Daha sonra taktik gereği ve hocalarımın benden beklentilerinden ötürü sol açıkta görev almaya başladım. A takıma Frank Rijkaard döneminde yükseldim. Zaten onun gelişi tüm genç oyuncuları çok heyecanlandırmıştı. 'Acaba bizi kadroya alacak mı?' diye düşünüyorduk. Sezon başı kampında A takıma katılmamı istedi. Muhtemelen yardımcı antrenörlerin de bunda payı vardır. Sezon başı kampını çok verimli geçirmiştim. Ancak kamp dönüşü PAF takıma geri döndüm. Açıkçası çok üzülmüştüm. Çünkü bu kadar başarılı olduğum bir kampın ardından PAF takıma dönmeyi beklemiyordum. Devre arasına kadar A takıma girmek için bekledikten sonra yeniden A takımla antrenmanlara çıkmaya başladım. Kısacası A takımda oynama hayallerime Rijkaard sayesinde kavuştum. Rijkaard beni A takıma çıkaran teknik direktör olduğu için yeri ayrıdır diyebilirim. Takımda en çok sevdiği oyunculardan birisiydim. Benimle sürekli konuşur, ilgilenirdi. Hep yurtdışında da oynamam gerektiğini, bunun için yeterli kaliteye sahip olduğumu söylerdi. O zaman Arda Turan da Galatasaray'daydı ve hem Arda abinin hem de benim mutlaka yurtdışı deneyimi yaşamamız gerektiğini ifade ederdi. Kısacası Rijkaard'ın benimle birebir ilgilenmesi sayesinde ondan çok şey öğrendim" şeklinde konuştu.
"UNUTAMAYACAĞIM MAÇ DENİZLİ BELEDİYESPOR MAÇI"
İlk resmi maçı olan Denizli Belediyespor da neler yaşadığına da değinen Çolak, "Hayatımda unutamayacağım maç o karşılaşmadır. İlk resmi maçımdı ve Ali Sami Yen'deydi. Dolayısıyla Ali Sami Yen'in çimlerine de bir maç sırasında ilk ayak basışımdı. Türkiye Kupası'nda karşılaşıyorduk Denizli Belediyespor'la. O gün rahat bir maç çıkarıyorduk. Yanılmıyorsam 2-0 öndeydik. O andan sonra Rijkaard beni oyuna aldı. Bir penaltı, bir de frikikten iki gol attım, ikisini de Arda abi sayesinde attım. İlk maçını oynayan genç bir oyuncunun hem penaltıyı hem de frikiği kullanması beklenmezdi. Ancak Arda abi iki pozisyonda da topu getirip, 'Sen atacaksın' dedi. Hatta penaltıyı Barış Özbek kullanacaktı. O sırada Arda abi gitti topu elinden aldı, bana getirdi. Kısacası Arda abi bana pas vermeden resmen iki asist yaptı o maçta. Onun sayesinde hiç unutamayacağım bir anı yaşadım" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE GENÇ OYUNCUYA FORMA VERMEK, ONA GÜVENMEK ALIŞAGELMİŞ BİR DURUM DEĞİL"
Türkiye'de genç oyunculara güvenilmediği dile getiren Çolak, "Türkiye'de genç oyuncuya forma vermek, ona güvenmek çok da alışagelmiş bir durum değil. Ancak Fatih Hoca hem Semih'e hem de bana geçen sezon sonuna kadar güvendi, hep arkamızda durdu. Biz de çok şükür ki onun yüzünü kara çıkarmadık. İlk kez 11'de başladığım Fenerbahçe maçından örnek verebilirim aslında. Genç bir oyuncuya öyle bir maçta görev vermek büyük riskti, çünkü hem Semih hem de ben başarısız olabilir, hocanın da eleştirilere maruz kalmasına yol açabilirdik. Ama durum tam tersine oldu. İkimiz de çok iyi performans gösterdik ve hocanın güveninin haklılığını herkese gösterdik. Türkiye'de benim gibi, Semih gibi birçok yetenekli oyuncu var. Ancak herkes Fatih Hocanın bize şans verdiği gibi onlara oynama fırsatı vermediği için kendilerini gösterme şansı bulamıyorlar. Sahada oynamadan da hiçbir oyuncu kendini gösteremez ya da geliştiremez. Türkiye'de teknik direktörler bu genç ve yetenekli arkadaşlarımıza şans verirse hem daha çok yıldız adayı ortaya çıkar hem de Genç Milli Takımlarda da önemli bir yükseliş yaşanır. En büyük hedefim A Milli Takım'a yükselmekti. Buraya gelmeden önce Milli Takımların bütün genç yaş kategorilerinde forma giymiştim. 96 kez Genç Milli Takımlarda oynadım. Abdullah Avcı'ya bana bu gururu ve heyecanı yaşattığı için teşekkür etmek istiyorum" açıklamasında bulundu.
"BİRÇOK BAŞARI ELDE ETTİM"
Çolak, "1 sene gibi kısa bir süre içerisinde birçok başarı elde ettim" diyerek, "Hem düzenli olarak ilk 11'de oynamak hem şampiyonluk yaşamak, ardından da Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edip A Milli Takım'a yükselmek son derece gurur verici bir durum. Ben aileme çok düşkün biriyim. Kazandığım bu başarıların ardındaki en büyük pay ailemin, en başta da annemin. Bu sorumluluğu üstlenme konusunda ailemin verdiği destekle kendimi hazır hale getiriyorum. Öte yandan antrenmanlarda da sürekli ekstra çalışmalar yapıyorum. Fiziksel olarak zayıf olduğum herkes tarafından biliniyor. Bunu da yaptığım antrenmanlarla kapatmaya çalışıyorum. Kapattığımı da düşünüyorum ki düzenli olarak ilk 11'de şans buluyorum. Buralarda olmak herkesin rüyalarını süsleyen ve herkesin de ulaşamayacağı bir şey. Kimsenin eline kolay kolay gelmeyecek bir şansı elde ettim. Çok çalışarak bu şansı asla bırakmamayı düşünüyorum. Yokluktan gelmiş birisi olarak da bu durumun değerini fazlasıyla biliyorum" şeklinde konuştu.
"TARAFTARI OLDUĞUM BARCELONA'DA OYNAMAK İSTİYORUM"
Avrupa takımlarında Barcelona'da oynamak istediğini belirten Çolak, "En beğendiğim lig, Premier Lig. Ancak benim oyun yapım biraz daha İspanya Ligi'ne uygun gibi. O yüzden İspanya'da oynamak isterim. Allah izin verirse, bir büyük hayalim de hayranı ve taraftarı olduğum Barcelona'da oynamak. Umarım o günleri görebilirim" dedi.
"XAVİ VE İNİESTA'YI İDOLÜM OLARAK GÖRÜYORUM"
Koyu bir Barcelona taraftarı olduğunu ve Xavi ve Iniesta idolü olarak gördüğü söyleyen Çolak "Barcelonalı oyuncuların saha içindeki performanslarını da saha dışındaki karakterlerini de çok beğeniyorum. En fazla hayranlık duyduğum futbolcu Lionel Messi. İdol olarak gördüğüm futbolcular ise Xavi ve Iniesta. Onları izleyerek yaptıklarını yapmaya çalışıyorum. Onlardan ne kadar öğrenebilirsem kardır diye düşünüyorum" ifadesinde bulundu.
"ÇOK ÇALIŞARAK ŞAMPİYONLUĞU HAK ETTİK"
Galatasaray'ın şampiyon olmasında ki en önemli unsurun yalpan transferler olduğuna değinene Milli Futbolcu Emre Çolak, "Geçen sezon yapılan transferlerin gücümüze güç kattığını ve şampiyonlukta çok büyük pay sahibi olduğunu söylemek isterim. Özellikle Selçuk İnan da yerli transferler arasında şampiyonlukta önemli rol oynayan isimlerdendi bana göre. Ancak bu şampiyonluğu kazanmamızdaki en büyük unsur, bir aile olmamızdı. Takımdaki herkes birbirine saygılı, bir o kadar da yardımcıydı. Bunu da sağlayan hiç kuşku yok ki Fatih Hocamızdı. Hocamızın takıma getirdiği disiplin sayesinde, çok çalışarak bu şampiyonluğu hak ettik. Hatta ben hep söylerim, 'İki kere şampiyon olduk' diye. Hem normal sezonu hem de Süper Final'i birinci bitirdiğimiz için" ifadelerinde bulundu.
"İNŞALLAH KARDEŞİMLE BİRLİKTE GALATASARAY'DA BERABER OYNARIZ"
Emre Çolak kardeşi Emrah'ında futbol oynadığına değinen Çolak, "Kardeşim Emrah da futbol oynuyor. Zaten iki kardeşiz biz. Emrah da benim futbola başladığım yerde, Atışalanıspor'da oynuyor. 1996 doğumlu ve o da benim gibi sol ayaklı. Sol bekte forma giyiyor. İzleyenler onun da benim gibi yetenekli olduğunu söylüyor. Annem, 'Sen futbolcu oldun, o okusa mı?' diye soruyor gerçi ama onu da ileride Galatasaray'ın seçmelerine götürmeyi düşünüyorum. Karar verip benim gibi futbol oynamayı tercih ederse, inşallah önümüzdeki dönemlerde Galatasaray'da o sol bekte, ben sol açıkta arkalı önlü oynarız" diye konuştu.
FUTBOL DIŞI HAYATI
Futbolun dışındaki hayatını da anlatan milli futbolcu, "Ailesine çok düşkün bir insanım. Bu yüzden ailemle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Arkadaşlarımdan daha çok ailemle zaman geçiririm o yüzden. Özellikle anneme çok bağlıyım. Onsuz neredeyse bir şey yapamam diyebilirim. Evde film izlemeyi çok seviyorum. Bazen günde birden fazla film izlediğim bile oluyor. Araba kullanmayı da çok seviyorum. Evde sıkıldığım zamanlar çıkıp arabayla tur atıyorum. Bu hevesim hiç geçmedi. İlk arabamı da Arda ağabey hediye etti" ifadesinde bulundu. - İSTANBUL
Son Dakika › Spor › Emre Çolak'tan Açıklamalar - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?