Maç öncesi kadrolara baktığım zaman özellikle Cihat Arslan'ın kadro seçimine çok da anlam veremediğimi söylemeliyim. Visca - Veysel - Hüseyin - Orhan geri dörtlüsünün önünde yer alan M.Sarp - Fevzi Özkan - Mahmut orta sahasının oyun akışkanlığını sağlayıp sağlayamayacağı soru işareti idi. Oysa Cihat Arslan'ın elinde aynı oyunculardan oluşan ama değişik bir yerleşim plan ile şekillenebilecek başka bir kurgu daha vardı. Mahmut stopere çekilerek Veysel Visca'nın bölgesine çekilebilir, böylelikle Enver Cenk Şahin özellikle Mehmet Batdal ile ikili pas oyunlarında bulunabilmek için defansif orta saha ikilisinin önünde yer alırken Visca'da alışık olduğu sağ önde hücumu genişletebilirdi.
Ev sahibi ekibin bu kardı handikabına Samsunspor cephesinde Hüseyin Kalpar çok iyi cevap verdi. Öncelikle orta sahada Erdem'i süpürücü olarak geri dörtlüde tandeme çeken Kalpar, Şaban Özel'i yedek kulübesinde oturtup Ahmet Burak'ı sol bekte görevlendirdi. Ahmet Burak'ın önüne de zaman zaman değişken oynayan ileri üçlüden Musa Sinan'ı koyarak Visca'nın tehlikeli bindirmelerine de set çekmiş oldu. Bu kurguda Aminu ise geriye yardım işine pek bulaşmayan Doka kanadında Orhan'ı zorlayacak isim olarak yer aldı.
Maça daha iyi başlayan ekip maç öncesi öngörümü haklı çıkartan Samsunspor oldu. Aminu'nun Adiloviç pasına müthiş hareketlenmesi sonrası topu bilerek ve görerek ön direğe kesmesine Musa Sinan Yılmazer'in müthiş dokunuşu geldi. Gol vuruşu kadar Musa Sinan'ın ön direk koşusu da görülmeye değerdi ama burada defansif açıdan da bir noktayı atlamamak lazım; Adiloviç pasında Veysel'in hız bakımından geride kalması ve tandemin dağılması bir yana 3 defansif orta saha oyuncusundan birinin bile dağılan tandemin kademeye koşmaması düşündürücüydü. Bu golde en doğru hamleyi yapan oyuncu ise Edin Visca idi. Bir sağ bek olmamasına rağmen Musa Sinan ile ön direğe kadar koşması, pozisyonu bırakmaması diğer oyunculara bir mesaj olmalı, bu mesaj Cihat Arslan tarafından ivedilikle iletilmeli. Golde izlediğimiz ön direk koşusunu 14. dakikada yapan oyuncu ise ilk golün asistini yapan Aminu olur iken çalışılmış oyun planının işlerliliği gözüküyordu. Ahmet Burak ortasına ön direkte kafa vuruşu yapan Aminu çerçeveyi bulamadı ama rakip için alarm sinyalleri vermeye devam etti. İşler Hüseyin Kalpar'ın kurguladığı gibi giderken de İstanbul BB'nin golü geldi; önce plandan bahsedelim. Hüseyin Kalpar oyunu orta saha mücadelesine girmeyi tercih etmeden paralel olarak oyunun boyunu genişleterek kurgulamıştı. Böylelikle içeri dikine koşuları yapan 4 iyi oyuncusu ile sonuca gidebilecek ve rakibinin oyun hakimiyetini ele geçirmesine izin vermeyecekti. Oyunun çok büyük bölümü de bu kurguya bağlı geçti. Samsunspor'un yedi golde ise Taha'nın uzak direk markajını bilmemesi ön plana çıktı. Mehmet Batdal'ın 10 numara ortasına Orhan konsol oyunu kafa vuruşu yaparken Taha uzak direk son adamının arkasını değil önünü kontrol etmesi gerçekliğinden uzaklaşmıştı.
İkinci yarı yine Samsunspor baskısı ile başlarken ilk 2 dakikaya damgasını vuran oyuncu ise Taha oldu. İlk yarı biterken son adam alan markajında kaybolan Taha hücum varyasyonlarında ne kafar etkili olabileceğini gösterdi. Üst üste kazanılan 3 duran topun ikisinde ceza alanında Taha'nın dokunduğu toplarla yaratılan tehlikeler vardı. Anlamsız bir paralel pası tartışmalı bir hareketle kontrol eden Musa Sinan gol vuruşu öncesi topu sürerken yine üçlü orta sahadan oluşan rakipten herhangi bir baskı görmez iken kaleci Oğuzhan'ın vuruş alanını ayarlayamaması da golü getiren etmenlerdendi. Samsunspor öne geçtikten sonra kenardaki hareketleri ile Mersin maçının ruh haline büründüğünü düşündüğüm Hüseyin Kalpar'ı krizden Aminu çıkardı. Ağır tandem arkasına atılan topta Aminu müthiş patlama gücünü bir kez daha devreye soktu ve vuru açısı zor olmasına rağmen güzel bir gol atarken Vieri'nin Atletico Madrid ile PAOK'a attığı gole benzer bir gönderme yaptı ( http://www.youtube.com/watch'v=-Tem_IyMg-4 ). Tabi ki Vieri'nin gol vuruşu ve açısı daha zor ama ilk bakışta bu golü hatırlamamak mümkün değil. Bu arada gol öncesi Samsunspor ceza sahası içinde Batdal'ın da dahil olduğu tartışmalı penaltı pozisyonu olduğunu da unutmamak lazım.
Hüseyin Kalpar'ın oyun planının işlerliliğini ise 89. dakikada tamamı ile test etmiş olduk. Her ne kadar pozisyon penaltı ile sonuçlansa da (Doka penaltı vuruşundan yararlanamadı) Visca ilk kez etkili bir bindirme yaptı ve top Ahmet Burak'ın eli ile birleştiğinde penaltı kararı çıktı.
Sonuç itibarı ile dersine daha iyi çalışan ve oyunu daha iyi oynayan taraf sahadan galibiyetle ayrıldı.
Not defterimize takılanlar
Zemin; hangi çalışma ve planlama ile bir zemin bu kadar kötü hale gelebilir anlayabilmek mümkün değil. Oyuncuların topa dokunuşları sonrası havaya saçılan toprak -kum- bizi 80li yılların ortasında orta sahaya kum dökülen İnönü zamanına götürdü.
Aminu; oldukça etkili oynamasına rağmen sıkıntılı tarafından da bahsetmek lazım. Topu ayağına aldıktan sonra pas ve şut tercihi değil ama bu tercihlerdeki teknik özelliği olması gerekenin çok altında. Çoğu hücum varyasyonu bu teknik sıkıntıdan sebep sonuçlanmamakta.
Son Dakika › Spor › Dersine İyi Çalışan Kazandı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?