Arsenal’i destekleyenlerin senelerdir kurtulamadıkları tek bir duygu var: Hayal kırıklığı. Bu duygu günden güne büyüyerek kulübe hâkim oldu. Oyuncularını başka takımlara kaptıran ama bu süreçte Şampiyonlar Ligi’ne kalabilen “Topçular”, daha sonrasında bu seviyeden de düştü. Geçen sezon yaşananlarsa bu yılların küçük bir özeti gibi oldu. İlk devrede fikstür avantajı ve diğer takımların yaşadığı sıkıntılar sebebiyle Şampiyonlar Ligi potasında gözüken Londra temsilcisi, ikinci devrede tepe taklak oldu ve ilk dördün dışında kaldı. Bu süreçte kalan tek umut Avrupa Ligi şampiyonluğuydu ama orada da Chelsea tarafından bozguna uğratılmak o duyguyu tekrar gün yüzüne çıkardı.
Sezon sonu geldiğinde kadroya takviye yapılmalıydı fakat mali durum bunu engelliyordu. Elde 40 milyon sterlinlik bir bütçe vardı ve ihtiyaç listesi oldukça kabarıktı. Kulüp bu durumdan iyi bir şekilde sıyrılmayı becerdi, bu dönemde tarihinin en pahalı transferini bile yaptı. İlk olarak Gabriel Martinelli kadroya katıldı. Genç oyuncunun hemen katkı vermesi büyük bir sürpriz olur. Daha sonrasında Dani Ceballos bir seneliğine kiralandı. Real Madrid’de istediği kadar şans bulamayan İspanyol oyuncu takımdan ayrılan Aaron Ramsey’in boşluğunu doldurmaya çalışacak.
Bu iki transferi oldukça düşük rakamlara tamamlayan Arsenal, bundan sonraki kısımda herkesi şaşırttı. Rotayı Fransa’ya çeviren İngiliz ekibi; önce Saint Etienne’in genç yeteneği William Saliba’yı 30 milyon euro’ya renklerine bağlayıp oyuncuyu bir seneliğine eski kulübüne kiraladı, ardından Lille’de harikalar yaratan Nicolas Pepe’yi 80 milyon euro’ya kadrosuna kattı. Bu iki oyuncunun da transfer ödemeleri önümüzdeki dönemlere dağıtılmış durumda. Transferin son gününe gelindiğindeyse Chelsea’den David Luiz ve Celtic’ten Kieran Tierney sonunda kırmızı beyaz formaya kavuştular. Gelenler kadar gidenlerin de bol olduğu bir yaz dönemi oldu. Yukarıda bahsedilen Ramsey İtalya’nın yolunu tutarken, Danny Welbeck’in sözleşmesi bitti. Laurent Koscielny, Alex Iwobi, David Ospina, Krystian Bielik ve Jenkinson Carl başka kulüplere satıldılar.
Büyük altılıda kalmak için bu hamleler yapılmalıydı ama soru işaretleri ortadan kalkmış değil. Arsenal ön üçlüsüyle rakip kaleye saldırırken ne kadar korkutucu gözüküyorsa, top rakibe geçtiği andan itibaren bir o kadar kırılgan gözüküyor. Kale arkasından maçı takip edecek bir taraftar maç içinde geceyle gündüzü peş peşe görebilir. Savunmanın ortasırakiplerde ince bir tebessüm yaratıyor, Hector Bellerin’in nasıl döneceğiyse merak konusu. Unai Emery geçen sene orta sahada çok fazla değişikliğe gidip bir türlü istediği düzeni oturtamamıştı. Orta saha eldeki seçeneklerle dinamik ve potansiyel olarak iyi gözüküyor ama rakiplerin orta sahasına bakıldığında onlarla ne kadar savaşılabileceği merak konusu. Üst düzey performans sergilediğinde izlemesi büyük bir zevk olan Mesut Özil, aslında ön üçlünün arkasındaki ideal oyuncu ama günden güne bu seviyeden uzaklaşıyor. Kendisiyle alakalı transfer dedikoduları her gün basına yansıyor ve mevcut kontratıyla büyük bir yük olarak kadroda duruyor. Aubameyang-Lacazette-Pepe üçlüsü takım savunmasına katkı anlamında iyi bir üçlü değil. Sezon içinde kanat beklerinin olduğu 5-3-2’leri yine görebiliriz.
Chelsea’nin aldığı transfer cezası ve Manchester United’ın içindeki karmaşa, Arsenal için bir kapıyı aralıyor. Londra temsilcisi bu sezon o kapıdan girmek zorunda yoksa kendini daha da düşük bir seviyede bulabilir. Bunun için savunmanın beklenenden daha iyi olması şart, orta sahadan düzenli katkı almak zorundalar. Unai Emery’yi oldukça zor bir sezon bekliyor ama bu sezon aynı zamanda çıkışın da başlangıcı olabilir.
Son Dakika › Spor › Büyük Altılı’ya ön bakış - Arsenal: Gece mi gündüz mü? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?