21 Eylül 2018 tarihinde bbc.com sitesinde yayımlanan yazıyı Tifosi Blog ekibi Türkçeye çevirdi.
Bütün Sırbistan'a egemen olan maç
Kızılyıldız ve Partizan'ın stadları Autokomanda banliyösünde ve birbirlerine sadece 12 dakikalık yürüyüş mesafesi uzaklıktadır ama bu maç sadece Belgrad'ın derbisi değildir. Bu, ülkeyi hem bölen hem birleştiren rekabettir.
"Konu bu rekabete geldiğinde olabileceğiniz iki taraf var. Ya Kızılyıldız ya da Partizan taraftarısınızdır. Sırpların %50'si Kızılyıldız'ı, %45'i Partizan'ı destekliyor demek büyük oranda doğru olur. Diğer takımların taraftarları ve kimseyi desteklemeyenler de kalan %5'i oluşturuyor." diyor Belgradlı Nikolic.
Slavisa Jokanovic, Novi Grad'da büyüdü. Belgrad'dan 100 kilometre uzakta olsa da bir Partizan taraftarıydı ve takımla 1992-93 sezonunda ligi kazandı. Ardından takımda 2007-09 arasında teknik direktör olarak görev aldı ve iki sene arka arkaya yerel turnuvalarda duble yaptılar.
"Sadece şehir değil, tüm ülke günler öncesinden bu maçı konuşmaya başlıyor. Bu en ünlü iki Yugoslav takımı arasındaki derbi. İki takımın destekçileri için de özel bir gün.
Kızılyıldız en ünlü takım. Halkın %50'den fazlası onların taraftarı. Ben ise bir Partizan’lıyım. Seçimimle de mutluyum. İyi ve kötü anlarda bu renkleri korumaktan mutluyum. Hep takımımla birlikteyim." Jokanovic, hayatı Partizan'la iç içe geçmiş milyonlarca insandan biri.
"Bir bebeğe alınan ilk hediyenin Kızılyıldız veya Partizan armalı olması oldukça sık rastlanan bir olay."
İki takımın farklı branşlarda da etkili olması rekabetin futbolun da ötesinde olmasını sağlıyor.
"Basketbol, hentbol veya voleybol gibi sporlardaki derbilerde de havai fişekleri görebilirsiniz. 20 spor deseniz, hepsinde en az iki derbiden yılda en az 40 derbi yapıyor bu."
Eskisi kadar şiddet içeriyor mu?
Belgrad derbisinin şiddetle uzun bir geçmişi var. Bunların en akılda kalıcı olanı ise 1999 yılında Partizan taraftarları tarafından ateşlenen bir roketin ölümüne sebep olduğu Kızılyıldız taraftarıydı.
2013'te maç öncesi, sırası ve sonrasında yaşanan olaylar 104 tutuklama ile sonuçlanmıştı. Ve o yılki bir diğer derbide de Partizan taraftarları deplasmanda tribünü yakmışlardı.
2015'teki derbi ise 45 dakika ertelenmişti. Bunun nedeni polislere sandalye ve fişek atan kalabalıktı. Maç başladığında ise taraftarlar sahaya sersemletici bomba atıyorlardı.
"Zordur. Bazen bu tip maçlar yanlış şekilde ilerleyebiliyor. Ülkenin dışındakiler için ilginç ama biz artık bu durumdan oldukça yorulduk” diyor Jokanovic.
"Hâlâ dünyadaki en büyük derbilerden biri. İsteğimiz daha kaliteli futbol ve daha şiddetsiz ve sakin seyirciler."
Nikolic ise tüm bunlara rağmen şu anda eskisinden biraz daha sakin derbiler oynandığını söylüyor.
"90'lardaki veya 2000'lerin başındaki kadar şiddet artık yok. Artık polisler çok daha hazır ve sporda şiddete karşı sert yasalarımız var.
Ama hâlâ yurt dışından gelen insanlarla beraber -Kızılyıldız'ın Olympiakos ve Spartak Moskova ile güçlü bağları var- ciddi bir çatışma riski var."
Örneğin; 2013'te gözaltına alınan 104 kişiden 20'si Bosna Hersek'ten, dördü Rusya'dan, biriyse Yunanistan'dandı.
"Stadyumda artık taraflar arasında çatışma yok; polis, teller ve güvenlik görevlileri sayesinde. Ama hâlâ bir şeyler yanabiliyor. Bazen korkutucu oluyor. Yani ailelerin niye genç çocuklarını maça götürmediğini anlayabiliyorsunuz.
"Holigan taraftarların çatışması için derbi günü olmasına gerek olmuyor. Çoğu sıradan taraftar -normalde maçlara giden- şiddet korkusu ile derbiye gitmekten vazgeçiyor."
Jokanovic derbinin Yugoslavya zamanlarında daha az şiddetli olduğunu söylüyor ve "Niye olduğunu bilmiyorum, sanırım açıklayamam." diyor.
"Ben oynarken daha fazla seyirci vardı. 100 bin ila 55 bin kişi önünde oynarken artık UEFA kurallarından dolayı kapasite daha az.
"Ultra tribününden çok maç izledim. Şimdikinden daha çok insan olsa da ses ve şiddet bugünlere göre daha azdı."
"İşin politik bir tarafı yok"
Belgrad derbisinin siyasi bir tarafı yok ve -Balkanların karışık siyasi tarihi göz önüne alındığında- bu diğer ülkelerdeki insanlara garip gelebilir.
İki takım da 1945'te, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş; Partizan ordu, Kızılyıldız ise polis tarafından.
"Ordudaki insanlar ve tanıdıkları -ki bu Komünist Yugoslavya'da çok büyük bir miktara tekabül ediyor- Partizan taraftarlarını oluşturuyorlardı. Sırbistan'ın geri kalanıysa Kızılyıldız'ı. Diğer Yugoslav cumhuriyetlerinin kendi takımları vardı."
Ancak on yıllar geçti ve böyle ayrımlar zamanla kayboldu. Yugoslavya'nın dağıldığı 1991-1995 döneminde Sırp ve Hırvat devlerinin taraftarları, milliyetçilik duygusuyla takımlarını ülkeleriyle özdeşleştirmeye başladı ve böylece ülke içi rekabetler önem kaybederken ülkeler arası rekabetler önem kazandı.
"Yani artık durum 'Kızılyıldız, Dinamo Zagreb'e karşı' değildi; 'Sırbistan, Hırvatistan'a karşı' idi. 1990'daki buluşmalarından biri hâlâ 'Savaşı başlatan maç' olarak bilinir."
Maçta Dinamo kaptanı Zvonimir Boban'ın iki tarafın taraftarları arasındaki milliyetçi gerilim sonucu çıkan kavgada bir polise saldırması hafızalarda yer etmişti.
"Yugoslavya dağıldıktan sonra Kızılyıldız ve Partizan taraftarları Slobodan Milosevic'in rejim polisine ve Hırvat taraftarlara karşı bazı çatışmalarda birleştiler. Ancak bu tek dönemlik bir şeydi, 2000'den bu yana buna benzer hiçbir olay yaşanmadı. Artık iş tamamen sporla alakalı ve biraz da fazlasıyla, ama siyasetle değil."
Jokanovic de bunu destekliyor. "Günümüzde politikanın duruma bir etkisi veya durumla pek bir ilişkisi olmadığına inanıyorum. Aynı ailedeki veya aynı siyasal görüşteki insanların farklı takımları tuttuğunu çok sık görüyoruz artık."
Derbi günü
Yugoslavya formasını 64 kez giyen Jokanovic, derbi hakkında oldukça tecrübeli. Kendisi Belgrad derbisini zamanında tribünden izledi, ardından derbide forma giyenlerden oldu ve son olarak da Partizan teknik direktörü olarak saha kenarında boy gösterdi.
"Partizanlılar için en güzel an daima galibiyet anıdır. Şahsen ben bu anları mağlubiyet anlarından çok daha fazla yaşadım. Kariyerim boyunca 15 veya 16 derbide yer aldım ve yalnızca ikisinden mağlup ayrıldım; biri oyunculuk dönemimde, diğeriyse menajerlik dönemimdeydi.
Çocukluğumdan birçok derbi anısı var hafızamda. Partizan taraftarıydım. Sayısız derbi izledim. Bizim de Kızılyıldız'ın da fanatiklikte aşırıya kaçan taraftarları vardı ve bu durum bazen tehlikeli olabiliyordu.
Bu efsanevi mücadeleyi tribünde taraftar, sahada oyuncu ve saha kenarında menajer olarak deneyimledim; fazlasıyla tecrübeliyim yani. Artık hiçbir şey beni şaşırtamaz ama her seferinde çok gürültü olurdu. Takım arkadaşlarınızla bile konuşamazdınız."
Kızılyıldız Stadyumu "Marakana"nın 100 bin, Partizan Stadının 55 bin kapasitesi vardı. Ama ikisinin kapasitesi de UEFA kuralları nedeniyle neredeyse yarıya düşürüldü.
"Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Kızılyıldız takımına karşı da oynadım. 100 bin kişilik ateşli bir atmosfer vardı. Taraftar grupları ve büyük kalabalık yüzünden bir şey duymak imkânsız hale geliyordu.
Taraftarların derbide önemli bir rolü var. Maçın sonunda tribünlerin de bir kazananı olur. İngiltere için bu ilginç olabilir ama burada buna duygu diyoruz.
Gündelik hayatta en ciddi insanı bile derbi gününde takımlarının formalarıyla gelirken görebilirsiniz."
BBC'nin World Football Show programı, Kızılyıldız'ın savunma oyuncusu Milos Degenek'le de konuştu. Doğuştan Kızılyıldız taraftarı olan 25 yaşındaki oyuncu, ülkesinden iki kez ayrılmak zorunda kaldı ve 1999'da Avustralya'ya yerleşti.
Hayatını taraftarı olarak geçirdiği kulübüne geçen yaz geri döndü ve ilk derbisini de oynadı.
"Kızılyıldız Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı için sokakta yürürken bile etrafınızdan pozitif enerji alıyorsunuz." diyor Degenek.
"Derbiyi kaybedersek bence bir şey değişmeyecek. Bu lige otoritemizi kabul ettirmek istiyoruz ama kolay olmayacak. Bu derbi sadece bu maçtır. Herkes kazanmak ister ve çok zor bir maçtır. Ne kadar zor olduğu hakkında yüzlerce şey duydum. Dolayısıyla tamamen hazır olmak istiyorum."
Farklı bir yapılanma
Bu yılki -2018- maç biraz daha gölgede kalıyor çünkü Kızılyıldız 26 sene sonra yeniden Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ediyor.
İlk maçlarında Napoli ile 1992'den beri oynadıkları ilk Kupa 1 maçında 50 bin taraftarın önünde berabere kaldılar.
"Bu derbi biraz daha farklı olacak çünkü Kızılyıldız taraftarları Şampiyonlar Ligi'ne odaklanmış durumda. Ama yine de derbinin ateşi daima farklı oluyor." diyor Jokanovic.
Nikolic de ekliyor, "Kızılyıldız’ın Şampiyonlar Ligi’nin getirdiği devasa duyguları bir yana koyup ‘gelmiş geçmiş en büyük maça’ odaklanması lazım. Peki eğer odaklanırlarsa bile bu rakip topraklarda kazanmaya yeter mi? İşte onu bilemiyorum."
Son Dakika › Spor › Bir ülkeyi bölen ve birleştiren derbi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?