SABRİ KESEN - Bisiklette 1973 yılında Akdeniz Turu'nu, 1974'te ise Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Türkiye Turu'nu kazanan, "Köylü" lakaplı Seyit Kırmızı, şimdiki koşulların kendi zamanına göre çok daha iyi olduğunu belirtti.
Seyit Kırmızı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin en üst düzeyde bisiklet turu gerçekleştirdiğini, sporcu ve idareci bakımından çok iyi olduğu halde dünya turu takımı ile veledrom eksikliği bulunduğunu kaydetti.
1950 yılında Konya'da dünyaya gelen Kırmızı, evi ile işi arasındaki 5 kilometrelik yolu her gün bisikletiyle gidip gelirken, 17 yaşında yarışlara katılarak bu spora başladığını aktardı.
Kırmızı, 1967'de bisiklet sporuna başladığını dile getirerek, "Bir yıl sonra milli takıma girdim. 1974'te Cumhurbaşkanlığı Turu'nu kazandım. Ankara- İstanbul arasında yapılmıştı." dedi.
O dönemler Balkan ülkeleri sporcularının Avrupa ülkelerinden daha iyi olduğuna dikkati çeken Kırmızı, "O zamanlar profesyoneller çok daha iyiydi. Fransa turunu 7 defa kazanan Eddy Merckx vardı. Amatör ruhlu olan ülkeler çok daha farklıydı, güçlüydü. Bizde rahmetli Ali Güryılmaz'ın göreve gelmesiyle, 1969'dan sonra yeni bir ekip oluşturuldu. Şimdiki federasyon başkanı Erol Küçükbakırcı, Mevlüt Bora, Halim Aytıçlar, Cengiz Özdoğan bu ekipteydi. Bu kadro 1977'ye kadar devam etti. 1977'den sonra ise Ayhan Aytekin ve Ömer Ali Erikçiler gibi sporcular geldi." ifadelerini kullandı.
"Amatör ruhla yarışıyorduk"
Seyit Kırmızı, yarıştıkları dönemde yurt dışına harcırahsız gittiklerini anlatırken, şöyle konuştu:
"Amatör ruhla yarışıyorduk. Federasyonun parası yoktu. İsviçre turunda kazanacağım yarışı kaybettim. Ondan sonra da bıraktım. Ben tırmanışçıyım. Zamana karşı çok iyiydim. Etaplı yarışlar hesap işi. Sprinter adamı finişe getirmeyeceksin. Yokuşta onu geçeceksin. Finişe onunla gelirsen, kaybedersin. İsviçre turunda antrenörüm yoktu. Ellerim soğuktan dondu. Böyle bir zamanda yarıştık. Ben 13 kiloluk bisikletle yarıştım, şimdi 6,5 kilo. Şimdi imkanlar güzel. Geçmiş yıllar heba oldu. Günümüzde bir takıma muhtaç kaldık. Eskiden 4 takım çıkardı. Şimdi bir büyük takım yok. Cumhurbaşkanımız geçen yıl söyledi. 'Bu işe belediyeler el atmalı.' dedi. Belediyelerin bu işe el atması lazım. El atmazlarsa olmaz."
"Eksiğimiz, dünya turu takımı ve veledrom"
Kırmızı, Türkiye'nin dünya turu takımı ve veledrom anlamında eksikleri olduğunu aktardı.
Veledromda genç ve kuvvetli 21-24 yaş arası sporcular yetiştiğini dile getiren Kırmızı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yılda 30 bin kilometre antrenman yapardık. 6 bin kilometre de yarış koşacaksın. 1971-1974 yıllarında 4 takım çıkıyordu. Şimdi bir takım bile yok. Başkan da takım kurulması için çabalıyor. O da bugünden yarına olacak gibi durmuyor. Ondan sonra bu spor dip yaptı. Milli olduktan sonra spor akademisine giren sporcular, daha yol yarışçısı olmadan bisikleti bıraktılar. 'Ben antrenör kadrosu aldım, gidiyorum.' diyorlar. Daha 22 yaşında. Yol yarışçısı aslında 24 yaşında olur. En hızlı dönem veledrom yarışçısı. Bizim Türkiye'de en büyük eksiğimiz, dünya turu takımı ve veledrom."
Bisiklet sporunun insanı kötü alışkanlıklardan koruduğunu vurgulayan Kırmızı, "Bisiklete bin, sağlıklı yaşa, kötülüklerden vazgeç. Gençler bisiklete binsinler. Türkiye'de 23 milyon araba olduğu söyleniyor. Araçları park edecek yer yok. Biz bisiklet kazanmak için yarışırdık." diyerek sözlerini tamamladı.
Son Dakika › Spor › Ben 13 Kiloluk Bisikletle Yarıştım, Şimdi 6,5 Kilo' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?