ARAŞTIRMA: Serkan Akkoyun
France Football dergisi tarafından 1956 yılından bu yana verilen Ballon d'Or ödülünü kazanmış tek İspanyol oyuncu Catenaccio zamanlarında fırtına gibi esen Helenio Herrera'nın vazgeçilmez isimlerinden birisi olan Luis Suarez'di. İspanyol futbol efsanesini adaşı olan Uruguay'lı Luis Suarez'in başı ise bu günlerde dertte...
Groningen'den Ajax'a transfer olduğunda henüz 19 yaşındaydı. 3.5 milyon eurodan başlayan görüşmelerin sonunda Uruguaylı Ajax'a imza atarken fiyatı 7.5 milyon euro olmuştu. Amsterdam ekibinde inanılmaz işler yaptı; ilk sezonunda 33 maçta 17 gol, ikinci sezonunda 31 maçta 22 gol, üçüncü sezonunda 33 maçta 35 gol artı kupaları da sayınca 49 gol... Ajax'taki son sezonu olan 2009/10'da Hollanda'da ve takımında yılın futbolcusu seçilmesi de cabası.
DR. HANNİBAL GÖRSE KISKANIR!
Ancak Suarez'in marifetleri attığı gollerle de kalmıyor. Son olarak Manchester United'lı Patrice Evra'ya yönelik ırkçı söylemlerde bulunduğuna kanaat getirilerek sekiz maç oynamama artı 40 bin sterlin para cezası verilmesi dikkatleri oyuncuya çevirdi. Dikkatler haliyle oyuncuya dönünce Suarez'in geçmişinde özellikle maç oynamama cezasına pek de yabancı olmadığı görüldü.
Tarihler 20 Kasım 2010'u gösterdiğinde Suarez, Ajax forması ile PSV'ye karşı sahada basılmadık yer bırakmadan gol arıyordu. Fiziksel özelliklerine bakınca beslenmesinin gayet yerinde olduğu düşünülse de sanırız ki sahada bir anda karnı acıktı ve en yakınındaki parçaya bir diş attı! Yoksa PSV oyuncusu Otman Bakkal'ı ısırmasının başka bir açıklaması olamazdı! Bu hareketi sonrası Bakkal'dan, PSV ve Ajax taraftarlarından özür dilese de neçare...
Hollanda Futbol Federasyonu, Suarez'e yedi maç, Ajax kulübü de iki maç oynamama cezası ve ilaveten hayır kurumlarına bağışlanmak üzere bir miktar para cezası verdi. Bu davranışı kendisine cezalarının yanısıra "Ajax Yamyamı" lakabının da verilmesine neden oldu.
Bu aslında onun Ajax'taki ikinci vukuatı olmuştu. 2007 yılında oynanan Feyenoord maçının devre arasında bir serbest vuruş kullanma meselesi yüzünden takım arkadaşı Albert Luque ile kavga ettiler.
KALEYE SEN GEÇSEYDİN LUİS?
Suarez'in ününe ün katan bir başka olay da attığı goller kadar 2010 Dünya Kupası'nda oynanan Gana çeyrek final maçıydı. Karşılaşmanın normal süresi 1-1 sona ermiş ve uzatma dakikalarına geçilmişti. Uzatma dakikalarında da her iki takım eşitliği bozamamıştı ki...
Şu sıralar İzmir semalarında Karşıyaka forması ile futbol oynamaya çalışan ama tapusu İtalya'nın AC Milan takımına ait olan Dominic Adiyiah'ın vuruşu yine bizim buralardan, Galatasaray kalecisi Muslera'yı geçerek gol çizgisinin arkasına doğru arzı endam etme niyetindeydi. Ancak bu niyeti bozan, kendi niyetini bozup gelmiş bizim çocuk; Luis Suarez oldu.
Çizgi üzerinde topu elleri ile bir kaleci edasıyla çıkartırken takımının golünü kurtarmış ancak olası bir gole mahal verirken kırmızı kartı da görmüştü. İşin asıl dramatik tarafı ise 120. dakikada topun başına gelen Asamoah Gyan'ın vuruşu gole çeviremeyişi, arından maçın penaltılara kalışı, penaltılarla Uruguay'ın 4-2 kazanışı, Gana'nın elenişi ve Suarez'in elinin "Tanrı'nin diğer eli" ilan edilişi...Gyan ise daha sonra şöyle demişti: "Gana'da en çok nefret edilen adam o!"
BİR ZAMANLAR BAKIN NE DEMİŞ...
Kesindir ki Evra ile yaşadığı son olaylar nedeniyle, Gana ve birçok siyahi çoğunluğun yaşadığı yerde Suarez pek de sempati ile anılmıyordur. Bir röportajında: "Futbol hiçbir din, sınıf farkı ve ten rengine bakmadan insanların zevk alabileceği muazzam bir güce sahip." Oldukça ironik...
Bu arada Luis Suarez için sekiz maç ceza -kendisi de dahil- çok olarak görülüyorsa, Fulham karşısında oynanan mücadelede rakip takım taraftarlarına "orta parmağını" göstermesine ne demeli acaba?
Son Dakika › Spor › Bay Vukuat! - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?