Andrey Rublev: Çalışmayı asla bırakma!

Fyodor Dostoyevski, 1866’da yayımlanan Suç ve Ceza adlı romanında, “Bence, gerçekten büyük insanlar, dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.” diye yazmıştı. Vatandaşı Andrey Rublev ise 2011 yılında giriş yaptığı Twitter’da profiline, “Çalışmayı asla bırakma.” sözünü çivilemişti. Dostoyevski, o sözünü unutulmaz bir romana aktarırken Rublev, klişe hâline gelmiş bir motivasyon sözünü asosyal dünyanın biricik icadında kullanıyordu. Tabii birisi büyük bir yazar, diğeri henüz yolun başında olan bir tenisçi…

Sezonun son Grand Slam’i Amerika Açık’ta ilk tur... Louis Armstrong kortunda oynanan maçta sekiz numaralı seri başı Stefanos Tsitsipas ile dünya 43 numarası Andrey Rublev karşı karşıya. Sabah saatlerinin sonlarına doğru başlayan maç, öğlen sıcağının ortalarına doğru sonlanmıştı. Rublev, Tsitsipas’ı dört sette geçerek bir üst tura yükseliyordu. 21 yaşındaki Rus, fileye gelip rakibiyle vedalaştıktan sonra parmaklarını kalp şekline getirip başının üstünden seyircilere doğrulttu. Alkışı aldıktan sonra soyunma odasının yolunu tuttu ve bir sonraki tura hazırlanmaya başladı.

Eski profesyonel boksör olan bir baba ve Anna Kournikova gibi önemli isimlere koçluk yapan bir anne, Rublev’in ebeveyn ikilisiydi. O, üç yaşında tenis oynamaya başladığında gönlü bir yandan da boks için atıyordu. Özellikle de Mike Tyson, Rublev’in ilk kahramanlarındandı. Ancak zaman ilerledikçe tenis sevgisi Rublev için daha ağır bastı.

1998’de Moskova’da doğan Rublev, jenerasyon geçişlerinden fazlasıyla faydalanıyordu. Milos Raonic’in servisini, ilham kaynağı Rafa Nadal’ın ayak oyunları ve fiziğini, Roger Federer’in vole ve forehand’lerini dikkatle analiz ediyordu. Tabii Mike Tyson’ın inatçı yapısını kişiliğine, favori müzik grubu olan AC/DC’nin ritmini oyununa entegre etmeyi de ihmal etmiyordu.

Rus raket, “junior” kategorilerindeki etkileyici performansların ardından 2014 yılında profesyonel kariyere adım atmıştı. Çiftlerdeki başarısızlıklar Rublev’i tenisten biraz soğutmuştu ancak 2015’te başlayan tekler Grand Slam tecrübeleri onun hevesini geri getirmeye yetmişti. İlk yıllar teknik açıdan sancılıydı, zaten öyle de olmalıydı. Ancak sonrasındaki fiziksel acılar, Rublev’de çok daha derin bir etki yaratacaktı.

Yaklaşık bir yıl önce belinden yaşadığı sorunlar üç ay tenis oynayamamasına ve hastanede yatmasına neden oldu. Rublev o dönemlerde, “Hiçbir şey yapmıyordum. Bütün yaptıklarım yalnızca fiziksel terapi, yemek ve oturmaktı. Moralim düşmüştü, her şeyi kaybettiğimi düşünüyordum. Ben bir savaşçı olduğum için hiçbir şey yapmamak üzüntü verici. Şimdi ise rekabet, kazanmak ve her gün çalışmak için hazırım.” demişti.

2018’deki talihsiz sakatlığın ardından pırıl pırıl bir 2019 onu bekliyordu. Marin Cilic, Karen Khachanov, Dominic Thiem, Roger Federer ve son olarak Stefanos Tsitsipas'a karşı alınan galibiyetler; Rus tenisçi için büyük ve hızlı adımlar anlamına geliyordu.

İşin teknik tarafına bakacak olursak; güçlü forehand’lerle birlikte oynadığı geri çizgi oyunu, tehlikeli ve güçlü iki el backhand’leri, hareketli ve rakibin konfor alanını daraltan kesmeler, inanılmaz agresiflik, ortalama mentalite, güçlü ilk servis ve fena olmayan bir çizgi savunması Rublev’in oyunundaki artılar. Tabii basit hata sayısı bazen çok olabiliyor, ikinci servislerde ve return’lerde biraz daha gelişmesi lazım.

Rublev henüz 21 yaşında. Büyük insan olmak için küçük yaşlardan itibaren sportif acılar yaşadı ve daha da yaşaması muhtemel. Ancak kendisi, “çalışmayı asla bırakmamak” gerektiğini çok iyi biliyor.

Hazırlayan: Kuzey KILIÇ