Alper Aslan: İşte Türkiye'deki Şike Gerçekleri

Gündemden hiç düşmeyen şike iddialarında yeni boyutlar ortaya çıkıyor. Eurosport.com Türkiye İstihbarat Şefi Alper Aslan, ülkemizde yapılan şikenin boyutlarını açıklıyor.

Türkiye'de ilk şike süreci 'Simsar' operasyonu ile başladı. O dönemde hem gazetecilik yapıp hem de futbol takımlarının bazılarının danışmanlıklarını sürdürüyordum. Alt liglerde görev aldığım takımlarla şu ana kadar sezon başı veya devre arası kampına gitmek hiç kısmet olmadı. Ancak muhabirlik ve bir FIFA menajerlik şirketi adına futbolcu gözlemciliği yaptığım dönemlerde hem yaz hem de kış hazırlık kamplarını yakından takip ettim. Kulüp muhabirliğinden farklı olarak tek takımı değil, neredeyse tüm liglerdeki kulüplerin hazırlık maçlarına gitmeye gayret gösterdim. Hem sevdiğim işle birlikte yeni tecrübeler edinmek hem de futbolun her lig seviyesindeki şartlarını ve durumunu görmek istedim. Ancak saha içinde ve dışında gözüme enteresan detaylar da takılmadı değil.

Tribüne gelen bahis şirketi

Bunlardan en önemlilerini sıralamak istesem en başta her hazırlık maçında (özellikle devre arası) tribünlerde oturan kulaklıklı insanları en başa yazardım. Alt liglerde oynanan ve hem Türkiye hem de yabancı ülkelerde bahis programlarına dahil edilen maçlarda bu isimleri görmek artık sıradanlaşmıştı. Kış mevsiminde Antalya'da olan maçlarda kafalarındaki bere ve dik yakalı ceketleriyle gözlerini maçlardan alamayan bu insanların ağzından çıkan tek kelime ise mikrofona söyledikleri 'Same' oluyordu. Önceleri anlam veremesem de sonradan taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Yurt dışında oynanan ve ülkemizde legal olmayan bahis şirketlerinin açtığı canlı bahis oyunlarının en önemli kahramanları onlardı. Maça anından müdahale etmek ve yurt dışındaki bağlantıda oldukları bahis şirketlerini uyarmak için görevlendirilmişlerdi. Ağızlarından çıkan 'Same' kelimesi ise karşılaşmanın hala aynı skor veya oyunla sürdüğünü anlatmak için kullanılan İngilizce bir kelimeydi. Bu şahıs ataklar sıklaştığında canlı bahsi kapattırmak veya yeni oranlar belirlemek için oradaydı.

Deneme futbolcuyla şike

Sıralamada ikinciliği ise her iki kamp döneminde de takımlara neredeyse sınırsız sayıda deneme futbolcu oynatma imkanı verilmesi alıyor. Süper Lig'e yeni yükselen ya da alt liglerde önemli takımlar kurmak isteyen takımların en önemli futbolcu deneme platformu bu hazırlık maçları oluyor. Çoğu yetkisiz menajerle çalışan yerli veya yabancı futbolcular takımlarla kurdukları ilişkiler sayesinde denemeye çıkıyorlar. Çoğunun gerçekten futbolcu olup olmadığını bilmeyen teknik adam ve yöneticilerin varlığı da ortada. bazen tek devre bazen 90 dakika bazen de oyunun kısa bölümlerine sahaya giren futbolcularla neredeyse lisanssız oyuncu sayısı 1 takım boyutuna ulaşıyor. Yabancı futbolcu piyasasının PTT 1. Lig'e de yansıması sonucunda Afrika'dan ülkemize gelen futbolcuların çoğunun lisanslı oyuncu olup olmadığı bilmiyor. Yurt dışı bahis şirketleri veya İDDAA yönetimi de bu karşılaşmaların birçoğunu bültenlerine koyuyor. Ancak lisansı olmayan menajerlerin futbolcu denenmesi için teknik direktörlere zorla oynattıkları futbolcular şike spekülasyonlarının artmasını sağlıyor. karşılaşmanın içinde yaptıkları hatalar maçların sonuçlarını etkiliyor. Yani bir takımın ismi kulüp yetkilileri veya oyuncuların haberi olmadan lisanssız menajerler ve lisanssız sözde futbolcularla beraber şikeye bulaşıyor. İDDAA ise bu konuları kısa bir süre öncesine kadar çok iyi takip etmiyor, kulüplerin zor durumdan kurtulması adına bütçe sağlamak adına programa dahil ediyordu. Hatta İDDAA programıyla turnuvalara katılanların kamp masrafları da bu yolla karşılanıyordu.

İnsan tacirliği

İşin en acı kısmına geldiğimizde de insanın kanını donduran bir organizasyon göze çarpıyor. 1. lig karması ve yabancılar karması adı altında her yaz ve kış kamp dönemlerinde yapılan o görmezden gelinen hazırlık maçları. Afrika'dan bir umutla ülkemize gelen 45-50 futbolcunun denenmeye alındığı karşılaşmalar tam bir umut kapısı. 2009 yılının kış kampında gözlerimle gördüğüm bu karşılaşmalarda Afrika'dan gelen futbolcular ise devre arasına boşta giren futbolcular hazırlık maçı yapıyor ve kendini beğendirmeye çalışıyor. Karınları aç, gelecekleri belirsiz şekilde futbol oynayan Afrikalılar, yine yetkisiz menajerlerin elinde yok olup gidiyor.

Yetkisiz menajerler en büyük düşman

Türkiye'nin ve dünya futbolcunun en büyük düşmanlarından biri yetkisiz menajerler. Onların takibe takılmadan ya da radara yakalanmadan ellerini kollarını sallayarak istediklerini yapabildikleri mecra ise sezon başı ve ortası kamp dönemleri. Bu konuda önlem alması gereken tek kurum ise TFF.